Gazetemizin Çarşamba günü de manşet haberi nefisti: -) Gerçekler önümüze açıkça koyulursa, halk olarak hepimiz adımlarımızı ona göre atarız.

Şu borç tablomuza bakar mısınız? Sakarya nüfusu 1 milyon 56 bin kişiymiş? 497 bin 750 kişimizin toplam kredi borcu da 8 milyar 945 milyon TL gibi.

Sakarya nüfusunun nerdeyse YARISI kredi borçlu? Ki, yıllardır Adliye koridorlarına kadar taşan icra dosyalarını büyük kaygılarla izliyoruz.

Ee n’olcak bu halimiz; birlikte düşünmeye başlayalım?

Bu kaygıya yıllardır bütün içtenliğimle Açık-Ayrımsız destek olmaya çalışırım!

Önceliğim kendi evimizdir. Artık 2 emekliyiz. 2 Emekli maaşı ile gelirimiz, her zamanki mütevazi yaşayışımızla bizi ayakta tutar, amaa?

Ailece bu şehirde doğduk yaşadık yaşlandık! Belki 3-4 kuşaktan akraba, komşu, arkadaşlarımız var. Bir tek kişiyi zor durumda görmek bizi yıkar.

Ülkede bugün, yılların Treninden artık atlayan atlayana? Acaba Yol mu bitti?

Halk, önce Ailesini, sonra da ülkemizi nasıl toparlayacağını düşünecek?

Bence; hiç kimsenin hiç kimseye güvenemeyeceği bir ülkede yaşanmaz. Önce; herkes kişisel kendi borcunu bilecek! Fakat, çok daha önemlisi de var?

Kardeşim; bir ülkenin Toplam Devlet Borcu kendi halkından saklanamaz. Bunu önümüze gelen her Seçtiğimiz Siyasiden soracağız, bileceğiz!

Amcam hiç ama hiç korkmadan; Sakarya’da 497 bin 750 kişinin kredi borcu olduğunu açıklamış. Aslında İcra Dosya Sayısı daha önemlidir de?

Sakarya’yı Yöneten tüm Kamu’nun borcunu ve bütçesini bilmek de önemli?

Vilayetin 2021 bütçesinde ne kadar paramız var; devam eden yatırımlara yetecek paramız var mı, bilemeyiz.

Sakarya Büyükşehir Belediyesi ile ilçe belediyelerimizin; yani 17 belediyemizin Toplam Borcu ise, çoluk çocuk hepimizin geleceğidir?

Bakın; Belediye Meclisleri dahil, halkın önünde açık açık sorulan kimi hayati sorulara, Seçtiğimiz hiç kimse net cevaplar vermiyor?

Belediye borçlarını, küt diye çıkan yatırımların eksikli-hatalı projelerini, ihale tarzlarını, firmaları, ödeme süreçlerini, neden eksikli açıldıklarını halk bilmiyor?

Evinizden-evimizden şunu iyi biliriz; evde yapmayı çok istediğimiz eksik bir şey her zaman vardır. O anda paraca biraz rahat değilsek;

“ Gel bunu öbür ay yapalım! İlkbahara çıkarken yaparız! Şimdi zaten erken, kışa girerken yaparız! Çocuk ilkokulu bitirsin, seneye başlarız!” demez miyiz?

Ama, Siyaset bu lafı aklına bile getirmez; çünkü siyaset cebinden harcamaz! Genelde, İktidarlar Devletin geleceğini bile borçlandırarak Yola Devamcı’dırlar! Seçilemezse, alır şapkalarını borçları halka bırakarak çeker giderler!

Aklı başında Aile, gelirini bilir, önlemini alır. Siyaset duvara toslayana kadar gider. Kendisi zaten biter de, Borçlu Devleti toparlamak yine Seçen Halka kalır.

Devlet şimdi, kredi borcu olan Sakarya Halkının yarısını; 497 bin 750 kişiyi Sosyal Koruma Sorumluluğu’na zaten alacaktır. Kimisi kendi çözümünü bulur.

“ Devlet!” derken, sorumluluğu kamu dairelerine yıkmıyorum; bugün Siyasi Hükümet-Yöneten kimse Sosyal Sorumluluğu da O üstlenecektir.

Bu gün ülkenin tüm siyasi sorumluluğu yüklenmiştir. Şimdi bir Genel ve Yerel Seçim varsa; Yola borca borç katlayarak Yola Devam denilmesin.

Seçim için ülkeyi gırtlağa kadar borca sokanlar hiçbir bedel ödemeden gider?