İnsan nefsinin kurbanı olmamalı. Şirkten uzak durmalı. İyiliği, daha fazlasını bekleyerek (bir kazanç elde etmek için) yapma. Sevginin nasıl karşılıksız olanı güzelse iyiliğinde karşılıksız yapılanı makbuldür.

Eğer şeytandan bir kışkırtma seni dürterse, hemen Allah’a sığın. Şüphesiz O, hakkıyla işitendir, hakkıyla bilendir. İçimize Hicret Edelim Orayı Fabrika Ayarlarına Döndürelim. Bunu yapmadığımız sürece yanlış politikaların ve yanlış siyasetçilerin oyuncağı oluruz.

Nefretin yerini merhamet, Kinin yerini kardeşlik, Şirkin terini tevhid,

Batılın yerini hak, Karanlığın yerini aydınlık, Maddenin yerini mana,

Alışkanlıkların yerini aşkınlık, Hüsranın yerini gufran, Küfranın yerini şükran,

Kabuğun yerini çekirdek, Aracın yerini amaç, Malumatın yerini marifet,

Sözün yerini davranış, Rivayetin yerini riayet, Tasarrufun yerini tasadduk,

İsrafın yerini paylaşma, Hırsın yerini huzur, Tamahın yerini kanaat,

Benliğin yerini birliktelik, Kabil’in yerini Habil, Hevanın yerini takva, Öfkenin yerini itidal almalı.

BİZ YANLIŞ ANLADIK

1400 yıldan bu yana anlaşılmayan bir din olabilir mi ?

Kur’an ve Peygambere ters düşen bir din olabilir mi ?

Kalbinde iman taşıdığını iddia eden bir insan merhametsiz, adaletsiz ve şefkatsiz olabilir mi ?

Sevgiye dönüşmeyen iman ‘’iman’’ olabilir mi ?

Adalete dönüşmeyen iman ‘’iman’’ olabilir mi ?

Merhamete dönüşmeyen iman ‘’iman’’ olabilir mi ?

Şefkate dönüşmeyen iman ‘’iman’’ olabilir mi ?

Nezakete dönüşmeyen iman ‘’iman’’ olabilir mi ?

Benim gibi düşünmeyen ‘’yok olsun’’ zihniyetine sahip bir zihin İSLAM olabilir mi ?

HİÇ DÜŞÜNDÜNÜZMÜ?

Neden cami, Kur 'an kursu, dindar sayısı arttıkça bizim imanımız ve teslimiyetimiz azalıyor,

Neden sahabi elindeki Kur'an yaprakları ile bütün dünyaya meydan okurken bugün 1,7 milyar inanan gadre uğradı,

Neden İslam gönül kazanma dini iken haşlama ve dışlama dinine dönüştürüldü,

Neden her halimizle dini yalanlıyoruz,

Neden bizim gibi ülkelerde siyasetin girdiği yerden akıl, mantık, basiret, feraset, ahlak, vicdan gidiyor geriye hırs, öfke, kin, nefret ve düşmanlık kalıyor.

BİREYSEL TEVHİD OLMADAN TOPLUMSAL VAHDET OLMAZ

Sabrın ve şükürün yerini acelecilik ve isyankârlık aldıysa,

Ahilik kültürünün yerini köşe dönmecilik ve aldatma aldıysa,

Yunus'un insan sevgisinin yerini hümanizm aldıysa,

Mevlana'nın hoşgörüsünün yerini tahammülsüzlük aldıysa,

Hacı Bektaş-i Velinin edebinin yerini çağdaşlık maskeli hayasızlık aldıysa,

Leyla'nın ve Mecnun'un aşkının yerini cinsellik aldıysa,

Hz.Ömer'in adaletli devlet anlayışının yerini sömürgecilik aldıysa,

Hz.Ali'nin insanlarla dayanışmayı ''ya dinde kardeş ya da yaratılışta eş'' anlayışının yerini menfaatte paydaşlık aldıysa, olmaz be kardeşim...