Günaydın Sakarya! Yazıdaki başlığım, TRT’nin Salı günkü 15.30 haberindeydi. Dünyanın yakın geleceğini anlatan haberler tüyler ürpeticiydi.

    Ki, “ Küresel Isınma! İklim Değişikliği”; Kutuplardaki buz dağlarının erimesi yıllardır izlediğim kaygı verici süreçlerdir.

    Altmış Yıldır, Sakarya’da yapabildiğimce izlemeye çalıştım? Doğa katliamları ciltler dolusu kitapla ancak anlatılır; kamu uzmanlığı ister. Ama?

    Ne O kitapların tek sayfası okunur; ne de yazılan ihanet gibi yanlışların bir teki için kimsenin kılı kıpırdar…Sonunda da hep birlikte O enkazın altında kalırız.

     Hatta şu anda O enkazın altında debelenmekteyiz! 2021 Yılı bitiyor, bu çağda bu tarihte bile;

    “ Sakarya arazilerinin bütününün ZEMİN ETÜT Haritaları yoktur!” desem,” Bu ne diyor yahu?” diyen Yöneten Meslek Grupları bile olabilir?

   Tüm Sakarya’ya,” Gidin Kocaeli’ye sorun; Kocaeli İli’nin Zemin Etüt Haritaları çıkarma çalışmaları başladı mı?” Ben bu haberi gazetelerde okumuştum.

    Zemin etüdü ve İllerin Arazi-Alan-Doğa Envanteri olmadan, hiçbir şeyin doğru ve akılcı planlaması yapılamaz. Sakarya 20 yıldır O yanlış yol da yürüyor?

    Etütler hatalı, planlamalar günübirlik, dayatma gibi?. Yatırımlar, projeler, ihaleler küt diye ortaya geliyor. Şehir gündemini bilmiyor, sırlarla yürünüyor?

    

      Sonunda; elinle toprağı kazsan her yerinden su fışkıran bir Sakarya’da susuzluk alarmı veriliyor.

     Artık duble yollara ve billboardlara asılan,“ Bu şehirde su evlerde çeşmelerden içilir!” afişleri de yok? O afişler olsa soracaklarım vardır?

     Hadi, her haftanın belli günlerinde yapılan,” İçme Suyu Tahlil Raporları.” Mahalle muhtarlıklarının kapısına asılsın da;

    Sakarya Halkı çoluk çocuk iç rahatlığı ile Evdeki Çeşme sularını kullansın. Bu bir Hak; SASKİ hepimizden damacana ile su satarmış gibi para kesmiyor mu?    

    Sakarya’da su kaynakları asla bit(e)mez. Sapanca’daki ormanlar ve su kaynakları için yazdığımda, neler(?)düşünüldüğünü bilirim?

   Bizde de kamuoyu önünde gözyaşı döken Timsahlar çoktur. Onların çocuklarının geleceği için bile çok yazdım. Onlar Yol’a devam dediler.

    Bir tek ağaç bile, dünyanın geleceği için ilk sigortadır. Biz gözümüzü bile kırpmadan ormanlarla kaplı tepeleri cascavlak bıraktık, bırakıyoruz da?

    Sebebi de para kazanmak.. Şimdi, para da, hayatta bitti bitecek! Çünkü?

    SU HAYATTIR! Su olmadan hiçbir canlı olmaz. Tabii, aynı şeyi Yaratılmış her  şey için de söylemek, düşünmek şart.  

    Doğa saklanarak korunmalı. YEŞİL ÖRTÜ ve SU Kaynakları tüm insanlığındır.

   Sakarya’da su kaynakları neden kuruyor? Barajlar neden su toplayamıyor? Sapanca Gölü neden hızla kirleniyor? İçilemeyecekse, niye barajlar yapılıyor?

    Ormanlar ve düzdeki ağaçlar, topraklar; ilim-bilimin en ileri teknolojik fitrelerinden daha doğal SU Arındırıcısıdır.

    Kar ve yağmur sularını ilkin ağaç yaprakları karşılar. Yağmur suları, yere-toprağa zarar vermeden, önce yapraklar üzerine düşer.

     Yapraktan yer üzerine yavaşça düşen, ormanda zamanla yumuşak bir zemin oluşturan yapraklara ormancılar,” Yastık !” derler. Ki;

     YASTIKLAR, yağan yağmurun sularını hızla akıp gitmeden tutar. Suyun çoğu toprağın altına inmeden orda kalır… En susuz mevsimde bile, Ormandaki Hayatı O SU besler.

    Sakarya; Küresel Isınma-İklim Değişikliği kapımızda. O alarmı çok duyacağız. Bugünü de, Geleceği de; ya şimdi BİZ-Hepimiz kurtaracağız, ya da ?

     Susmayın, konuşun! Susturulursanız; önünüze çıkacak ilk seçimde ve her seçimde; Liyakatli, huzur ve güven veren İL ve Devlet Yöneteceklerinizi Seçin!