Türkiye ağır bir kriz süreçlerinden geçmektedir. Bu çoklu krizin ana unsurları, tek adam yönetimine geçiş ile iyice belirginleşen Devlet Krizi;

Türk toplumunu ayrıştıran/düşmanlaştıran politikalar neticesinde ortaya çıkan Milli Birlik Krizi;

yanlış ekonomik politikalar sonucunda ortaya çıkan Ekonomik Kriz ve 5.3 milyon Suriyeli sığınmacının ülkemize gelişiyle oluşan Sığınmacı Krizidir.

Küresel ve bölgesel gelişmeler, bu çoklu krizden geçen ülkemizin önümüzdeki yıllarda daha da ağır bir politik ve ekonomik buhran yaşayacağını göstermektedir. Emperyalist güçler, yaşadığımız krizin sonuçlarını ve gerçekleşecek buhranı istismar etmek isteyeceklerdir.

Sayın Ali Erbaş ve Sayın Recep Tayyip Erdoğan Anadolu'nun harem-i ismetine tecavüz eden Yunan ordusunun savaşı kazanmasını arzu eden bir Türk-İslam düşmanını hasta ziyareti adı altında ziyaret ederek Yunan ordusunun katlettiği insanlarımızın ruhlarını incitmiştir. İncittiğiniz sadece tecavüz edilip işkenceler ile öldürülen Türk analarının, süngülenerek katledilen bebeklerimizin, adım adım çarpışarak şehit olan mehmetçiklerin ruhları değil, Onlara bütün umutlarını bağlayan yüz milyonlarca mazlum millet mensubunun da ruhlarıdır.

Türk İstiklal Harbi, Türk milletinin yok edilmeye karşı direnişidir. Türk İstiklal Harbi cereyan ederken dünyada 300 milyon Müslüman vardır. Bu 300 milyon Müslümanın Sakarya ve Aras arasına sıkışan 10 milyonu, Türk milleti bağımsızlık mücadelesi verirken 290 milyonu emperyalizmin egemenliği altında yaşamaktaydı.

Bu anlamda Türk İstiklal Harbi sadece Türk milletinin değil bütün İslam dünyası ve mazlum milletlerin de emperyalizme karşı isyanıdır. Çanakkale Savaşları sadece Ülkemizin Kurtuluşunun önünü değil Dünya Milletlerinin önünü de açmıştır.

DİB Türk milletini kucaklamak yerine iktidar partisinin yan kuruluşu gibi çalışmaktadır. Bazı imamlar camilerde muhalefet partilerine hakaret etmekte, iktidar propagandası yapmaktadırlar. Görüyoruz ki, İstiklal Harbimizin önderi ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e karşı bir harekat yapılmak istenmektedir. Bu harekatın koçbaşı olarak DİB görev almıştır.

Türk milletinin tamamının ortak değeri olan Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve Türk İstiklal Harbi'ne karşı DİB düşmanca tavır almıştır. DİB Devletimizi ve kurumunuzu kuran Atatürk’ten hiçbir yerde bahsetmiyor. DİB’ in Atatürk ve silah arkadaşları için dua edilmesini yasakladığı haberleri gazetelerde yer almaya başladı. DİB Atatürk’ün fotoğraflarını cami yaptırma derneklerinden indirtmeye çalışıyor, Atatürk’ü din karşıtı gibi göstermeye çalışıyor.

Gazi Mustafa Kemal Atatürk sadece Türk milletinin değil, İslam dünyasının da son dehasıdır. Hatta birçok Dünya Devletinin kabule ettiği bir dehadır. DİB Atatürk’e, Türk İstiklal Harbi'ne saygısızlık, düşmanlık yaparak Türk Milleti’nin büyük çoğunluğundan hızla kopmaktadır.

Uzun bir süre DİB’in İstiklal Harbimize ve Atatürk’e saldırılarını, düşmanlığını sessizce izleyen, camiden uzaklaşan vatandaşlar artık tepkilerini sesli şekilde göstermeye başlamışlardır. Camilerimizde kavgalar ve protestolar çıkmaktadır. Türkiye'de her geçen gün cuma namazına giden sayısı azalmakta, tepkisel olarak deist ve ateist sayısı tırmanmaktadır.

Sovyetler Birliği döneminde Rusya’da ateist propaganda bile ateizmin gelişmesi konusunda DİB in sağladığı başarıyı sağlayamamıştır. Bu “başarı” DİB in eseridir. Toplumu bölüyorsunuz.

Bu gidiş iyi bir gidiş değildir. DİB izlemekte olduğu bölücü ve dışlayıcı politikaları terk etmezse yarın daha büyük olayların olması muhtemeldir. Hatta DİB camilerine gitmek istemeyenlerin kendi camilerini kurmaları şaşırtıcı olmayacaktır. DİB, AKP'nin değil, bütün milletin Diyaneti olduğunu hatırlamak zorundadır.

Bulunduğunuz makam, Türk İstiklal Harbi’nin manevi önderlerinden ve Diyanet İşleri Başkanlığı'nın ilk başkanı Rıfat Börekçi' nin makamıdır. Bulunduğunuz makam, aziz milletimizin dinimizi öğrenmesini ve güçlü maneviyata sahip olmasını sağlamakla görevlidir. Bulunduğunuz makam partizanlık yapma değil bütün yurttaşları kucaklama, eşit sevgi ve şefkat gösterme makamıdır. Siyasetin ayırdığı hatta son dönemde düşmanlaştırdığı kitleleri; bir araya getirme, aynı milletin çocukları, aynı peygamberin ümmeti olma duygusunu verme görevi Diyanet İşleri Başkanlığına düşmektedir.

Ülkemize yönelik küresel ve bölgesel gelişmelerin ağır tehditleri gündeme taşıdığı bir dönemde milli birlik ve beraberliğimiz daha da büyük önem kazanmıştır.

Türk milletinin bölünmesine, ayrışmasına, düşmanlaşmasına daha fazla yardımcı olmayın.

Aziz Atatürk’ün iç cephe dediği milli birliğimizi güçlendirici adımları hızla atın. İstiklal Harbimize ve Atatürk’e, Türk Milletinin milli değerlerine saygı gösterin. DİB’ i Atatürk’e saldırıların koçbaşı olarak kullanmaktan vazgeçip, bir süre birlikte çalıştığınız FETÖ ile gerçek bir mücadeleye başlayın. Tarikat ve cemaatlerle mücadele edin. DİB in eksikliği bunları ortaya çıkarmıştır.

Ben Kuranı Kerimi DİB in camisinde öğrendim. Namazları eskiden camilerde kılıyordum şimdi evde yada işyerimde kılıyorum. Yalan yanlış, fitne fesat üreten vaazlar beni camilerden soğuttu.

Bilmem farkında mısınız? DİB Türkiye Ekonomisini de olumsuz etkiliyor. Milyonlarca dolar verip içi boş camiler yaptınız. Çamlıca ve Ankara Diyanet camilerine gittim bir saf bile dolmuyor. İslam gösterişi israfı sevmez. Ülkede 125 bin cami onun yarısı kadar bile olmayan Okul sayısı var. Corona salgını göstermiştir ki artık ilim ve bilim ön plandadır. İslam da Tarikat ve cemaatler yoktur. DİB in asli görevi İslamiyeti seçmiş olan bu toplumu birleştirmektir. İslamiyeti topluma bölücülük yapmadan anlatmaktır.

Saygılarımla,