AKP’nin ayakta durabilmesinin iki temel sebeplerinden bir tanesi, seçmen üzerinde yarattığı ‘kime vereceğiz, başka parti mi var’ algısı ve diğeri de koalisyon korkusuydu.

Ama her nasılsa üzerinde oynadıkları sistem, tek parti iktidarlarını bile başka partilerle ittifak ve bir nevi koalisyona mecbur hale getirdi ki bundan böyle yüzde 1/2 oy alabilecek partiler bile kıymete bindi ister istemez.

Yüzde 50 artı bir oy mecburiyeti, başta burnundan kıl aldırmayan iktidar olmak üzere, sair partilerde sistematik olarak ittifaka yönelince, baraj aşma sansı olmayan küçük partiler bile birer ikişer sandalye kapabildiler.

Dolayısıyla bugün Saadet Partisinin 2, Türkiye İşçi Partisinin 2, Büyük Birlik Partisi ile Demokrat Partinin ise birer milletvekili bulunuyor.

Durum bu olunca önüne gelen mi diyeyim yoksa kendine güvenen mi herkes parti kurma derdine düştü.

Başbakan eskisi Davutoğlu Gelecek Partisi’ni kurarken, sırada Abdullah Gül destekli Ali Babacan'ın partisi ile eski bakanlardan Rıfat Serdaroğlu'nun kuracağı parti var.

İşte o Rıfat Serdaroğlu geçtiğimiz Pazar günü ilimizdeydi.

Çoban Ateşi Hareketi namıyla yola çıktılar ve bugün yarın partilerinin ismini açıklayarak kuruluş başvurusu yapacaklar.

Etkinliği baştan sona izledim.

Önce Rıfat Serdaroğlu’nu bir hatırlatayım sonra notlarımı paylaşayım;

Rıfat Serdaroğlu, 1948 yılında İzmir Bergama doğumlu. İzmir Ege Üniversitesi İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi Maliye Bölümü mezunu.

Adalet Partisi Bergama İlçe Başkanlığı ve Bergama belediye başkanlığı görevlerinde yıldızı parladı.

DYP İzmir il başkanlığı ardında DYP İzmir milletvekili olarak görev yaptı.

DYP'de yerel yönetimlerden sorumlu genel başkan yardımcılığı ve teşkilatlanmadan sorumlu genel başkan yardımcılığı görevlerinde bulundu.

1993 yılında Tansu Çiller Hükümetinde Sağlık Bakanı olarak görev yaptı.

1991 yılında 19. Dönem DYP Milletvekili, 1996 yılında 20. Dönem DYP Milletvekili ve 1999 yılında 21. Dönem İzmir ANAP milletvekilliği yaptı.

2002 yılında ANAP'tan ayrıldı. 15 Ocak 2011 tarihinde yapılan Demokrat Parti kongresinde genel başkanlığa aday oldu ancak seçilemedi.

Çıkış noktasını şöyle ifade ediyor;

“Atatürk dedi ki; “Arkadaşlar, Toros Dağlarına bakınız. Eğer orada bir tek Yörük Çadırı görürseniz ve o çadırda Çoban Ateşinin dumanı tütüyorsa, şunu çok iyi biliniz ki, bu dünyada hiçbir güç ve kuvvet asla bizi yenemez…”

Bu iddia ile Çoban Ateşi Hareketini başlattı.

Buradaki toplantılarına gittim ve gördüm ki Çoban Ateşi Hareketi'ni ilimizden pek çok Cumhuriyetçi, Atatürkçü ve milliyetçi camiadan çok sayıda önemli isim ve eski siyasetçi destek veriyor.

Serdaroğlu, kendisi dahil, eski siyasetçilerden hiçbirinin partide aktif görev almayacaklarını, sadece kılavuzluk yapacaklarını, partinin yönetiminin gençlerden ve kadınlardan oluşacağını ısrarla belirtiyor.

Partinin genel başkanının kim olacağına, harekete katkı veren yurttaşlar belirleyecek.

Rıfat Serdaroğlu’nun konuşmalarından ana başlıklar şöyle;

“Ülkemizin bugünkü hale gelmesinde en büyük suçlu, 18 yıllık AKP İktidarıdır. Fakat onu engellemeyen, frenlemeyen, karşıt politikalar üretip halkı mücadelenin içine katamayan Ana Muhalefet Partisinin hiç mi suçu yok? Elbette ki var.”

Serdaroğlu biraz da alan açmak için olsa gerek muhalefete yükleniyor ama bu eleştirileri ağır ve yersiz bulduğumu belirtmek isterim.

Bunları bizden başka hiç kimse söyleyemez diyor ama CHP ve İYİ PARTİ’nin de söylem noktasında en az Serdaroğlu kadar çabaladığını biliyor, görüyorum.

Sadece üslup farklı bence ki Serdaroğlu daha sert muhalefet yapıyor…

Bunları bizden başka kimse söyleyemiyor diye başladığı konuşmasını şöyle sürdürdü;

“Geldiğimiz nokta, yurtdışındaki kaynağı bilinmeyen mal varlığı sebebi ile rehin alınmış bir Cumhurbaşkanı ve Bakanlar, Dış Politikada ABD ile Rusya arasında sıkıştırılmış, Milli konularda özgürce davranamayan bir yönetim!

Her gün biraz daha zora düştüğümüzü, millet olarak daraldığımızı görüyoruz, hissediyoruz. Bunlar demokratik yöntemlerle ülke yönetiminden uzaklaştırılmalıdır.”

Konuşmasının en can alını yerlerinden biri de ekonomi vurgusuydu;

“2019 yılında 3 Milyon 365 bin Türk Vatandaşı elektrik faturasını ödeyemedi! Ayrıca 760 bin civarında Türk Vatandaşı da doğalgaz faturasını ödeyemedi!

O evlerde ocakların tütmediğinin, yavruların soğuktan tir-tir titrediğinin farkında mısınız? Yoksa, sizler Saraylarda rahat içinde olduğunuz için, herkesi de aynı mı sanıyorsunuz?

2006 yılında, binlerce yıllık “Yerli Tohum” kullanımını yasaklayıp, Türk Köylüsünü İsrail ve Amerika’nın hibrit tohumlarına mahkûm ettiniz. Hiç vicdanınız sızlamadı mı? 2013-2018 arasında bu hibrit tohumlara tam 1 milyar 230 milyon Dolar ödediniz.

Zarar ettiği gerekçesiyle 50 Milyon Dolar için, “Tank-Palet Fabrikasını” elin Arabına sattınız. Hibrit Tohuma ödediğiniz para ile 21 tane Tank-Palet fabrikası yapılırdı. Sizler, Türk Milletinin mi yoksa Katarlıların mı hükümetisiniz?

50 Milyon Dolar için Tank-Palet Fabrikasını sattınız. T.C Ziraat Bankasını, bir simitçi için, hangi vicdanla 500 Milyon Dolar borcun altına attınız? Simitçiyi kurtarmak için verdiğiniz para ile 10 adet Tank-Palet Fabrikası yapılabileceğini düşünemediniz değil mi?”

Serdaroğlu son söz olarak da suçluların peşini bırakmayacaklarını söyledi;

Çoban Ateşi Hareketi, Türk Milletinin öz partisini kurunca “Devr-i Sabık” yaratacak ve tüm bu soygunların hesabını soracak, tahsil edecek ve Türk Hazinesine iade edecektir.”

Evet…

Çoban Ateşi Sakarya’da harladı.

Etkili olur mu derseniz, katılanlara ve söylemlere bakınca olacağına inanıyorum.

Ama görünen o ki kuracakları parti iktidardan ziyade muhalefet surlarında gedikler açacağa benziyor.

Hayırlısı!...