Muharrem İnce’nin istifası sonrası pek bir şey yazmadım. Sakarya’da bakalım nasıl bir etki yaratacak diye bekledim.

    Fatma Kurtuluş da CHP’den ayrıldı, yine biraz bekledim. İki istifa sonrası belki aynı çatı altında toplanılacak, ama? O iki istifayı aynı kefeye koymam.

    Çünkü, Fatma Kurtuluş’un istifasını CHP çok ama çok irdelemeli.

    Sakarya il örgütü, geniş parti içi görüşmeler yapmalı;” Biz ne zamandır, hangi birey topluluklarına, yaş guruplarına ne yanlışlar yaptık?” sorulmalı.

    Kurtuluş’un istifasını gazetemizde okudum. Epeyce doğru şeyler de gördüm. En beğendiğim tarafı da;

     “ Şu anda bir kızgınlığın, bir nefretin sonucu olarak değil, yeni bir başlangıç olan umutlarımızla karşınızdayım.” söylemi ile başlaması güzeldi.

     Tabii, ortada bir istifa gerçeği ve nedenleri vardı. Ucundan onlar söylenmiş. Ki, ben bile bir şeyler ekleyebilirim. Hariçten gazel olur, ama olmalı!

    Kurtuluşun,” Parti içindeki kördöğüşe ortak olmak, bununla zaman kaybetmek istemiyoruz.” sözü hemen her siyasi parti için söylenebilir.

    Bu CHP’de bilinen bir alışkanlıktır. Siyasette bunu aşmak çok zordur. AK Parti Sakarya’da bunu, son 10-12 yıldır olanları irdelese, çok dersler bulurdu?

    Örnek; AKP siyasi parti olarak, son yıllarda Sakarya’da ne çok ön alma travması yaşadı? Sadece AKP’ye bakın, yeter.

  Milletvekili adaylığı için, partiye zarar vereceği kesin, içeride ne çok aday yeme sofraları kurulmuş? Hadi, sıralar kapıldı, ya sonra hani icraat?

   AK Parti Sakarya Büyükşehir Adaylığı yarışını bile burada çözemedi. ” Bana yar olmayan, kimseye de yar olmasın!” dendi; Büyükşehir sıfırdan başladı?

     Bu yüzden Muharrem İnce’ye karşı, ilk günden beri ve çok doğru söylemleri olduğu günler de bile, septikliğim-şüpheciliğim-vardır.

    Öğretmenliği nasıldı bilmem? Bir öğretmende ilk aradığım şey, mesleğini sevmesidir. Ama, öğrenciyi sevmeyi onun da önüne koyarım.

    Disiplin adına sert, nobran, bağıran çağıran Öğretmen bana uzak olsun! Liyakatli, çalışkan, özverili olursa baş tacımdır.

   Sevecen, hoşgörülü ve birey yapısına saygılı-anlayışlıysa? Öğrenci senin dersini iple çeker. Dersi ister, severek gelir. Siyasette bundan başka bir şey değildir!

    Her hatasını karşısındakine yıkan ne kadar güçlü olursa olsun, her adımında kaybetmeyi büyütür. Örneği var işte!

     Muharrem İnce bunu görüyor mu, görecek mi? O seçim gecesinden beri şüphe ederim. Susmasını erdem gibi gösterdi. O kimlikse; yine susar mı?   

   

    Fatma Kurtuluş, dilerim,” Bizim için,( safralarımızı temizliyoruz.) diyenler” sözünü zamanla unutur. Çünkü, “ gitmeyin!” diyenler çok daha değerlidir.

    “ Yanımıza inancımızı, yüreğimizi ve ideallerimizi alarak ayrılıyoruz. Zor olanı yapıyoruz. Her şeyi geriye bırakıp sıfırdan başlamayı göze alıyoruz.” demek çok anlamlı.

    

    Siyasette, her birey çok şeydir de, kadınlar kimi zaman her şeydir! Nasıl?

    AKP İnadı, koskoca 1 milyonluk Sakarya’nın, 130 yıldır Atatürk Bulvarı’na kadar gelen Haydarpaşa-Adapazarı Treni’ni yok etti. Sakarya sustu, susturuldu!

    Bir tek CHP’li Kadınlar son güne kadar, onurla,“ O Tren Bu Gara gelecek!” duruşunu gösterdi. Ve, AKP O Treni Bu Gar’a getirdi; Şehir kazandı.

    Yahu, O Tren yine yok edildi, koskoca şehir yine suskun! Kadınların AKP’lisi, CEHAPE’lisi yoktur; Onlar tüm Sakarya’dır. Tüm Şehrin menfaatidir çalınan!

    AKP’li-CHP’li kadınlar birlikte şu gün,” Kadınlar, gelin Adapazarı Raylı Sistemi için hep beraber Dayanışma Platformu kuralım!” dese kimse karşı duramaz!      

     Erkeğim; asla Erkek Egemen Toplum yanlısı olmam. Kadınlar, Erkek Egemen yanlısı olursa, orada üzülür, kızlarımdan utanırım. Kadınlar Ülkemin yarı gücü.

    Fatma Kurtuluş’un, Sakarya ve ülkesi için yeni hedefler seçmesi hiç kuşkusuz değerli. Bir şeyler daha söyleyerek, başarılar dilerim.

     İNCE’nin,” Benim ben, partinin sahibi olarak konuşuyorum.” der gibi, davudi sesle otoriter öğretmen tavrı siyasette hoş karşılanmaz. Örneği çok!

      Sakarya’da ve Ülkede; siyasete girmek isteyen muhteşem Kız-Erkek Genç bir nüfus var. CHP Onlara bence hiçbir zaman kapıyı doğru açamadı.

    Gençlerimize Dünya hayran! Gençliğe Biatçı-Kapı Kulu yapmaksızın kapı açın! Bir gün-parçalanmış sendikacılıkla- çok güçsüz bırakılan Çalışanları da yazarım.