Sevgili okurlar,
Memlekete geliş için hazırlıklar yaparken, şöyle gündemi de takip ederek, stajyer öğrencilerim Çağla Aydın, Büşra Karaçalı ve Rümeysa  Şahin ile vedalaşma toplantısındaydık..
Her zamanki gibi Bizim Sakarya Gazetesi önceliğimizdir..
Dünde öyle oldu..
Gazetemiz sayfalarında, bizim de üzerinde hassasiyetle durduğumuz “ boğulmalar “ ile ilgili bir genelgeyi görmek beni ziyadesiyle mutlu etti..
Hemen bir çırpıda okudum..
Sizlerde merak ediyorsunuzdur..

BAKANLIK GENELGESİ?
Gelin birlikte okuyalım:
“İçişleri Bakanlığı, son dönemde meydana gelen boğulma vakalarına karşı valilikleri uyardı.
Bakanlık “Suda Boğulma Olaylarının Önlenmesine Yönelik Alınacak Tedbirler” konulu genelge ile valiliklerden can güvenliği riski taşımayan deniz, göl, gölet gibi yüzülebilir yerlerin her yıl Mart ayının sonuna kadar “yüzme alanı” olarak belirlenmesini istedi.

Genelgede denizler, göl ve göletler, barajlar, sulama kanalları, akarsu yatakları ve havuzlarda meydana gelebilecek boğulma olaylarının ve can kayıplarının önlenmesi açısından büyük önem arz ettiği belirtildi.
5442 sayılı İl İdaresi Kanunu'nun 11’inci maddesince “il sınırları içinde huzur ve güvenliğin, kişi dokunulmazlığının, tasarrufa müteaallik emniyetin, kamu esenliğinin sağlanması ve önleyici kolluk yetkisi valinin ödev ve görevlerindendir.
Bunları sağlamak için vali gereken karar ve tedbirleri alır” hükmü hatırlatılarak, boğulma olaylarının önüne geçilmesi için valiliklerden şu tedbirleri almaları istendi.

SAKARYA, GEREKENİ YAPAR!
İl sınırları içindeki “göl, nehir, dere, çay, baraj ve denizi “ ile Sakarya, her yıl “suda boğulmaların” en çok olduğu iller arasında yer alıyor..
Üzülerek ifade edeyim ki, “bu alanlardaki boğulmaların temelinde, bilgisizlik, suyu tanımamak, bu alanlar ile ilgili bilgi sahibi olmamak” yatıyor!
Peki, bu eksikliği giderecek, yani tedbir alacak, insanımızı önceden uyaracak kurum ve kuruluşlar belli değil mi?
İşte, bizim de dikkat çektiğimiz bir günde İçişleri Bakanlığı’nın genelgesi sevinç kaynağımız oldu..
Öyleyse, insanımızı “suda boğulmalar ile ilgili olarak” bilgilendirmek, biliçlendirmek, uyarmak için, sadece belli zamanlarda değil, her mevsim, üzerimize düşen yapmak zorundayız..

GÖREVE HAZIRIM!
Buradan ifade edeyim ki, düzenlenecek böyle toplantılarda görev almaya hazırım!
Gönülle olarak, üzerime düşeni  yaparız!
Bakınız, yine Bizim Sakarya Gazetesi’nde bir başka haber, konunun ne kadar önemli olduğunu ortaya koyuyor..
Siz, Bizim Sakarya Gazetesi okuyorsanız ki, mutlaka okuyursunuzdur, o zaman haberden,haberdarsınızdır?
Peki haber nedir?
Başlık şöyle,”Sadece haftasonu Sakarya il sınırları içindeki Karasu ve Kocaali sahilinde,boğulma tehlikesi geçiren 187 kişi kurtarıldı..”
Az bir sayı değil!

58 CANKURTARAN GÖREVDE..
Evet, Anadolu Ajansı’nın(AA) haberine görede, Haziran ayından itibaren 932 Kişi boğulmaktan kurtarılmış..
Karasu, Kocaali ve Kaynarca ilçelerindeki sahillerde, 4 jetski, 1 bot, 2 araç, 3 idari personel ve 58 cankurtaran görev yaptığını da haberden öğreniyoruz..
Yine sahillerimizde görevli cankurtaranlar, 45 Kuleden denizi gözetliyor, telsiz ve telefonlardan gelebilecek boğulma vakalarına anında müdahale için teyakkuzda bulunuyorlar.
Konuya duyarlı olan Sakarya Valisi Çetin Oktay Kaldırım ile Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem Yüce’den, bu tedbirlerin yanı sıra, özellikle gözden uzak,” baraj, gölet, göl, nehir, dere, çay kenarlarına da, insanımızı uyarıcı, risk levhaları” ile donatılması konusunda çalışmalara da öncülük etmelerini bekliyoruz..

HERKES GÖREVE!
Bu konuda ilçe kaymakamları ve ilçe belediyeleri de elini taşın altına koymalı..
Hatta muhtarlıklar seferber edilmeli..
Yaz tatili öncesi eğitimcilere de bu konuda roller verilebilinir..
Hatta, basın yayın organlarında, bu yönde sürekli “ikaz bilgileri” yer alsa ne güzel olmaz mı?!
Her gün olmasa bile Sakarya’nın ünlü bir kişiliği, bu uyarı anonslarında rol alabilir, insanımızı bilgilendirebilir,uyarabilir..
Bunu merhum sinema sanatçısı Cüneyt Arkın,  özellikle “uyuşturucular uçurumu” konusunda, ne güzel yapmıştı..
Ta, Avrupa’ya uzanan, bir dizi konferans için Cüneyt Arkın,yollara düşmüştü..
Çok ta etkili olmuştu..
Bugün böyle gönül elçilerine, Türkiye’dekiler kadar, inanın Avrupa’daki Türklerin bile ihtiyacı var!
Bugünkü yazımı, yine Bizim Sakarya’dan güzel bir haber ile bitirmek istiyorum..

DOSTLARIMIZ İÇİN İMZALAR ATILDI?
Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem Yüce, bu defa elini hayvanlar için taşın altına koydu..
Haber şöyle;” Bölgenin en büyük hayvan hastanesi Büyükşehir Sokak Hayvanları Rehabilitasyon Merkezi için geri sayım başladı. Başkan Yüce her yıl 10 binden fazla hayvanın tedavi edilmesi için protokol imzaladı. Projede ameliyathaneler, yoğun bakımlar, görüntüleme merkezi ve muayene alanlarının olacağını belirten Yüce, “Onlar bize Allah’ın emaneti, hayatlarını kolaylaştıracağız. Her yıl 10 binden fazla hayvanı tedavi edeceğiz. Projenin maliyeti 8 milyon TL iken, hastanenin maliyeti ise 20 milyon TL oldu. Hayırlı olsun” dedi.

YAŞANABİLİR BİR DÜNYA BIRAKMAK?
Evet, yaşadığımız evrende, sadece insanlar için değil, diğer canlılar içinde yapacaklarımız olmalı..
Çevremizi korumaya önem verdiğimiz gibi ormanlarımızı, dışımızdaki diğer canlıları, doğayı korumak, gelecek nesillere daha temiz, “yaşanılabilinicek bir ortam bırakmak” şiarımız olmalı..
Bu manada hayvanseverleri, evinde hayvan besleyenleri anlamalı ve doğadaki canlıları korumak  içinde sevgi, şevkat ve merhametimizi esirgememeliyiz..
Şu sıcak günlerde, bir kap suyu bile evimizin yanına, sokağımızın başına bırakabiliyorsak, ne mutlu..
İşte o zaman yaşamak, insan gibi daha değerli olur!
Yusuf Cinal yazıyor, 28 Temmuz 2022 Brüksel