GEÇEN haftanın son günü 31 Mart’ta Türkiye uykusuz kaldı… Toplumdaki aşırı kutuplaşma ve ayrıştırma gayretleri bir yay gibi germişti 86 milyonu… Bir yanda hayat pahalılığı, bir yanda dar gelirli vatandaşların feryadı, bir yanda 18 milyon civarındaki emekli vatandaşın sıkıntıları…

Ve hayatı kemiren, insanları inim inim inleten enflasyon…

Bu bir yerel seçimdi… Lakin, işin içine tarafsız konumda olması gereken tüm makamlar da iştirak edince, doğal olarak vatandaş da mağdurun, yalnız kalanın yanında yer aldı…

Bu seçimleri doğru okumak, ona göre sağlıklı analizler yapmak gerekiyor…

Neticede, aziz Türk Milleti tercihini yaptı…

22 yıldır ülkede tek parti konumunda olan Adalet ve Kalkınma Partisi’ni, ikincilik koltuğuna indirdi…

Yıllarda muhalefette kalan CHP’yi ise birinci sıraya yerleştirdi…

Kısaca, geride kalan yerel seçimin özeti budur… Sadece seçilme, seçilememe meselesi değildir…

ÖNCE KAYBEDEN CEPHEYE BAKALIM

Daha önceki yazılarımda da vurgulamıştım… Savaşan iki ülke Rusya ile Ukrayna’da enflasyon %5-6 civarında seyrederken, bizde %100…

İşsizlik… Ülkedeki yabancılar dolayısı ile huzuru kaçan Türk Milleti

Düzeni bozulan şehirler…

Depremde yaşanan büyük mağduriyetler…

Sarılamayan yaralar…

Yetmedi… Bunun üzerine orantısız bir seçim yarışı…

Bir tarafta Ekrem İmamoğlu ve arada bir onu destekleyen Özgür Özel, diğer yanda Murat Kurum’la birlikte davranan 17 bakan… Yetmedi eski bakanlar… Yetmedi, eski Başbakan… Yetmedi, İstanbul’un valisi, 39 ilçenin kaymakamı, din görevlileri… Yine yetmedi, Cumhurbaşkanımız da ne -yazık ki- kolları sıvadı ve her gittiği şehirde Murat Kurum adına konuşmalar yapmaya başladı…

Oysa, “tarafsızlık” konumunda olan bir makam, kendi itibarını ortaya koyup böyle bir yarışın içine girmemesi gerekiyordu…

ESKİ SEÇİMLERİ BİR HATIRLAYALIM

Eskiden seçim atmosferine girildiği zaman, “tarafsızlık ve dürüstlük” gereği istifa müessesesi işlerdi. Bir kere İçişleri Bakanı, Adalet Bakanı, Ulaştırma Bakanı yarışın içinde olmamalıydı; Murat Kurum’dan daha fazla çaba içine girdiler…

Eğer bir “bakan” ya da “vali” seçime katılacaksa, makamından istifa eder, yerine işlerin yürümesi için bir başkası tayin edilir ve öyle kolları sıvardı…

Doğrusu da buydu aslında… Fakat dedik ya, “balık baştan kokar” diye…

Anayasa’ya yemin ettiği tarihten itibaren “tarafsızlık” yemine bağlı kalmayan Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi var ortada…

Ve bu sistem, ülkeyi hızlı bir şekilde kurumlar arası çatışmaya, yüksek enflasyona, geçim sıkıntısına, işsizliğe ve giderek bozulan bir ekonomi düzenine doğru götürdü…

BU SİSTEMDE ISRARA GEREK YOK

Görüldüğü gibi hem demokratik açıdan hem de ekonomi açısından bu Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi, bir anlamda “Yarı Başkanlık” bize uymuyor…

Parlamentoda 600 milletvekili var… Fakat bu vekiller, bu sistem içinde sağlıklı bir şekilde Türkiye’nin geleceğini yönetme konusunda irade koyamıyor...

Başlarındaki, “Şöyle yapacaksınız!” diyor, parlaklar ona göre kalkıyor…

Söz gelimi muhalefet, hayırlı ve ülke için gerekli bir teklif sunsa Millet Meclisi’ne; bu teklif iktidar milletvekilleri tarafından kabul görmüyor ve gündemden düşürülüyor…

Böyle onlarca, yüzlerce teklif oldu…

SONUÇ OLARAK, BU CİDDİ BİR UYARIDIR!

İşte 31 Mart’ta Türk Milleti, sadece Ekrem İmamoğlu ve Murat Kurum’u seçmek için değil, aslında sağlıklı yürümeyen yönetim çarkını da oylamış oldu.

Ortada görülen belediye başkanlık seçimleri, meclis üyelikleri ve muhtar seçimleri idi… Lakin, onun da ötesinde ülkemizin içinde bulunduğu durum, 22 yıllık Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarına ciddi anlamda bir uyarı niteliği taşıyordu.

Tabii ki, AKP yönetimi ciddi anlamda özeleştiri yapmak zorundadır…

Yalnızca AK Parti değil, seçimlerden beklediği verimi alamayan hatta şok yaşayan diğer partiler de gerekli özeleştiriyi tez elden yapmak zorundadır.

Çünkü bu yerel seçimler, Türk demokrasisi için ciddi bir sınav ve aynı zamanda milat olmuştur…

Bu saatten sonra hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktır… Bu seçimler daha çok yazı kaldırır. Bir sonraki yazıda konuya devam edeceğiz…

Türkiye’ye hayırlı olmasını diliyorum…


 

+++++++++++++

ANLAMLI SÖZ

Önemli olan nereden başladığınız değil, nereye varmak üzere karar verdiğinizdir…”

ANTHONY ROBBİNS

+++++++++++++