TÜRKİYE, son yıllarda giderek artan bir göç dalgasına yakalandı… Öyle pervasız bir göç ki bu; yabancılar geliyor, öz be öz bu vatanın evlatları çareyi yurt dışına çıkmakta buluyor…

Bunun adına, en basitiyle “beyin göçü” diyorlar…

Lakin olay o kadar basit değil…

Anlatalım…

Giden, sadece kendisini değil; beraberinde tüm birikimlerini, örfünü, adetini, ülküsünü, ülke sevgisini, ailesini ve yakın dostlarını ardı sıra götürüyor…

Ve ülkemizin içi ağır ağır boşalıyor…

Bizi biz yapan değerler, aşınıyor, yozlaşıyor ve bu heyula arasında silinip gidiyor.

Yazık değil mi?

YABANCI İŞGALİ YILLAR ÖNCE BAŞLADI

Olaya sadece, ülkesinde savaş olduğu için Türkiye’ye sığınan yabancılar olarak bakmayın! Savaşların arkasındaki zihniyete bakın!

Bu savaşları durduk yerde kim ve hangi emeller için çıkarıyor? Bunu bir sorgulayalım…

Bunun için ağırlıklı olarak Selçuklu Devleti ve Osmanlı İmparatorluğu için başlatılan “Haçlı Seferleri”ni hatırlayalım.

Biz İstanbul’u almakla, yıllardır Bizans’a, Hıristiyan alemine başkentlik yapan bir kutsal şehri onların kalbinden söküp çıkarmadık mı?

Ve 1071’de Alpaslan’ın ordusuyla Anadolu’yu kendimize yurt edinmedik mi?

Şimdi Hıristiyan alemi ve dünyayı yöneten Siyonistler, bu topraklarda büyük bir anafor oluşturup, milletlerin yer değiştirmesini istiyorlar…

SAVAŞ ONLAR İÇİN BİRER ARAÇ!

Düşünsenize, durduk yerde bu “Arap Baharı” ne diye çıktı?

Oysa, Saddam Hüseyin ile Irak Devleti, Muammer Kaddafi İle Libya, Beşşar Esad ile Suriy, Hüsnü Mübarek ile Mısır çok mutluydu…

Ne oldu da bir anda “Arap Baharı” yutturmacası üretildi? Gören gözler için bu aslında bir Siyonist oyunuydu… En başta bu İslam ülkelerini kapıştırıp, silah satmak, bu topraklarda büyük kargaşa yaratıp, insanların başka ülkelere sığınmasını teşvik etmek…

İstedikleri de harfi harfine gerçekleşiyor!

Ve yıllar önce Fas, Cezayir, Tunus’tan başlayan bu hayasız akın, Mısır, Arabistan, Irak ve son olarak Suriye’yi yerle bir etti.

İşte, güney komşumuz Suriye’de, üstü örtülü 3 devletten bahsediliyor…

Irak’ta da 3 farklı federasyon var. Ve onlar da devlet olma yolunda…

Mısır’da, Libya’da devletin sistemi çöktü!

TÜRKİYE MÜSAADE ETMEMELİ!

Güneyimizdeki bu emperyal yapılanmaya Türkiye hiçbir zaman izin vermemelidir. Çünkü, güneyimizdeki Irak ve Suriye’deki bu yapılanmalar nihai hedefe ulaştığı anda, sıra İran’a ve Türkiye’ye gelecek…

Zaten şu anda ülkemizdeki yabancıların %70’ini Sureye ve Irak’ı terk eden insanlar oluşturuyor. Ve kontrolsüz bir şekilde ülkemize akın akın gelen bu insanlar, şehirlerimizin tadını kaçırıyor, demografik yapımızı değiştiriyor!

Zaten işsizlik ve hayat pahalılığı had safhada…

Milyonlarca işsiz vatandaşımız, yıllardan beri iş arama peşinde…

Yüz binlerce üniversite mezunu gencimiz, Devletinden kadro bekliyor…

Ağır hayat şartları vatandaşlarımızı inim inim inletirken, bu davetsiz misafirler, ülkemizi ağır ağır istila ediyor…

Ve ümidini yitirin bu ülkenin has evlatları çareyi başka ülkelere gitmekte buluyor…

BEYİN GÖÇÜ DE BÖYLE BAŞLIYOR!

Elin yabancısı, ülkemizi planlı bir şekilde istila ederken, ekmeğimizi, buğdayımızı, unumuzu, işimizi, aşımızı bölüşürken; bizim gençlerimiz çareyi başka ülkelere göç etmekte buluyor…

Ne kadar acı bir tablo değil mi?

Üstelik, ülkemizdeki davetsiz misafirlerin cebinde dolarları, avroları var… Bozdurdukları zaman paraları 30-35 katına çıkıyor! İstedikleri gibi lüks bir yaşam şartına kavuşuyorlar.

Devletin onlara sağladığı kolaylıklar da işin cabası…

Bizim vatandaşlarımız ise, tüm birikimlerini, ümitlerini, gelecek için hayallerini yarıda bırakıp, sırf ekmek kapısı için bir başka ülkeye geçmenin çarelerini arıyor…

KAVİMLER GÖÇÜ TERSİNE İŞLİYOR!

Onlar çoğalarak geliyor… Bizim insanlarımız yurt dışına kaçıyor…

Bu insafsız anaforun literatürde adı nedir acaba? Sadece bir “beyin göçü” olarak anlatmaya kalkarsak, yanlış olur… Beyin göçü değil bu, ülke göçü, ülke!

Sözün özü, Türkleri, ta 1071’lerde vatan belledikleri bu kadim Anadolu topraklarından kaçırıyorlar, yerlerine, ülke, devlet, millet sevgisi nedir bilmeyen; küçük bir çatışmada çareyi kaçmakta bulan şuursuz bir güruh yerleştiriyorlar!

Bir anlamda “Kavimler Göçü” tersine işliyor… Ve bu durum Türk Devleti için hiç de iyi bir durum değildir…

Televizyonlarda her akşam “laf salatası” yapan stratejistler nerede?

Haçlı zihniyetinin bu sinsi oyunu neden görülmüyor?

Görüldüğü gibi mevzu derin; yazmakla bitmiyor… Öyleyse, anlatana kadar devam!

*********

ANLAMLI SÖZ

“Şahsınıza kötülük yapan bir insanı affediniz, lakin vatanınıza ve milletinize kötülük yapan bir kimseyi asla affetmeyiniz!”

GAZİ MUSTAFA KEMAL ATATÜRK

************