FUTBOL Federasyonu Genel Kurulu 18 Temmuz Perşembe günü yapılacak. TFF’de alınan karar bu yönde. Keşke daha erkene alınsaydı da Türk futbolunun üzerindeki bu kara bulutlar ve keşmekeş bir an önce dağılsaydı…

Ancak Başkan Mehmet Büyükekşi, özellikle son 1 yılda yapılan büyük hatalara rağmen, o koltukta oturmaya ısrar ediyor…

 Israr ne kelime? Beyefendi, 18 Temmuz’da yapılacak olan seçimlerde yeniden başkanlığa adaylığını koyacağının işaretini bile verdi…

Ne diyor Büyükekşi?

“Başkan adaylığı için ne kadar çok aday olursa, o kadar demokratik bir ortam sağlanır… Rekabet fazla olursa; kaliteyi getirir…”

SÜPER KUPA REZALETİ BİLE YETERDİ!

Aslına bakarsanız, Lig şampiyonu Galatasaray ile Kupa şampiyonu Fenerbahçe arasında oynanan Süper Kupa macerasındaki rezaletler, bir federasyon başkanının istifasına yeter de artardı bile…

Ancak pişkinlik diz boyu olunca; kimse “istifa müessesesini” aklının ucuna bile getirmiyor…

Söz konusu olan Süper Kupa, şanlı Cumhuriyetimizin 100. Kuruluş yıldönümünün de bir simgesidir aynı zamanda… Yani bir asrı geride bırakmış bir Cumhuriyetin Süper Kupası’dır…

Öyleyse…

Cumhuriyete ve ilkelerine kökten karşı olan, ülkemize geldiklerinde aziz Atatürk’ün kabrine bile gitmekten imtina eden bir Suudi Arabistan ülkesinde bu kupayı oynatmanın anlamı nedir?

DÜĞMELER YANLIŞ İLİKLENMİŞ BİR KERE

Türk futbolunda düğmeler en başta yanlış iliklenmiş… Ve yanlışlar silsilesi ardı ardına gelmeye başlamış yıllar öncesinden…

Bu tarih, Haluk Ulusoy’un, hile ile başkanlık koltuğundan indirilmesiyle başlamıştır.

Şu soruyu kendi kendimize bir soralım, empati yapalım;

“Cumhuriyetin 100. Yılında, cumhuriyetle uzaktan yakından bir ilgisi olmayan bir ülkede bu kupayı oynatmanın ne manası olabilir?”

Anlayan varsa, bize de izah etsin!

ARABİSTAN EN SON ÜLKE OLMALIYDI

Neden ille de Arabistan?

Mehmet Büyükekşi’nin açıklamasına ve gerekçesi şöyle:

“Kupadan Türk futbolunun kasasına 4,5 milyon dolar para girecekti. Bu paranın 3 milyonu Fenerbahçe ile Galatasaray’a verilecekti. Hatta peşinatları bile ödenmişti…”

Türk futbolu için her şey para mı?

Mesela bu Süper Kupa finalinin, Arabistan yerine, en az 3 milyon Türk vatandaşının yaşadığı Almanya’da oynatılması neden düşünülmedi?

Ardından Arabistan’da yaşanan rezaletleri biliyorsunuz…

Türk takımlarının -adeta- kovulurcasına gece yarısı ülkeye dönmesi…

KUPANIN TADI KAÇMIŞTI BİR KERE!

Süper Kupa’nın adına hiç yakışmayacak bir olaylar girdabına girilmişti bir kere… Doluya koşuyorsunuz almıyor, boşa koyuyorsunuz dolmuyor hesabı; hatalar zincirine yeni halkalar eklenmeye devam etti…

Arabistan rezaletinden iki ay sonra Şanlıurfa’da oynatma kararı geldi etkisiz federasyondan…

Ardından Fenerbahçe’nin, “Ben bu maçın ertelenmesini istiyorum… Aksi halde U-19 takımı ile çıkacağım” açıklamasına rağmen, aynı tarihte oynatmaya ısrar edildi…

Anlamını yitiren maçta, Fenerbahçe U-19 takımının daha maçın ilk dakikasında sahadan çekti…

Galatasaraylı futbolcuların kendi aralarında bir devre maç oynadı…

Futbolumuzdaki rezalet devam ediyor…

Ankaragücü-Çaykur Rizespor maçında dövülen hakem Halil Umut Meler kendini toparlayamadan, kısa bir süre sonra Trabzonspor-Fenerbahçe maçında görevlendirildi…

Yetmedi, bu maçın en az 10 kez ertelenmesi gerekirken, “yaralı” hakemin, “ısrarla” bitirme çabaları ile iş iyice çığırından çıktı…

İşte bunlar, dolaylı olarak hep Futbol Federasyonu’nun o üstün (!) marifetleridir…

ORTALIK TOZ TUMAN, AMA GÖREVE DEVAM!

Bütün bu rezaletler yaşanmamış gibi, şimdi Türk Futbolu, bünyesindeki bu sıkıntıları çözecek, sağlıklı bir yapıya kavuşturacak bir spor adamını beklerken, pişkinlikte zirve yapmış Mehmet Büyükekşi, “Ne kadar çok aday, o kadar rekabet ve kalite” diyerek yeniden aday olacağının sinyalini vermeye başladı bile…

İşin bir başka yönü… Henüz rakipler bile ortaya çıkmadan, Büyükekşi, kendisini tekrar o koltuğa oturtacak delegelerle kulis çalışmalarına başladı bile…

Bilirsiniz, yönetimde olan bir kişiyi o koltuğundan almak zordur… Çünkü koltuğun kendisine sunduğu olanakları kullanmaktadır… Çünkü şu andaki bütün kulüpler Futbol Federasyonu’na bağlıdır…

Türk Futbolunu bu keşmekeşten kurtaracak ve daha ileriye taşıyacak bir aday çıkmazsa, Mehmet Büyükekşi, o koltuğu kimseye bırakmaz bilesiniz!

PATRONUM MEHMET ALİ YILMAZ!

Bu ülkede Spor Bakanlığı yapmış, Trabzonspor’un başkanlığını ve GÜNEŞ Gazetesi’nin patronluğunu da yapmış olan Mehmet Ali Yılmaz’ın ani vefatı spor ve siyaset dünyasını üzmüştür…

GÜNEŞ Gazetesi’nde benim de 3-4 yıl patronluğumu yapan Mehmet Ali Yılmaz’a Allah’tan gani gani rahmet diliyorum. Mekânı Cennet olsun inşallah… Sevenlerine, spor dünyasına ve Yılmaz ailesine başsağlığı diliyorum.

*****************

ANLAMLI SÖZ

“Dürüstlük, kişinin bildiğini söylemekle, işine geleni söylemek arasında yaptığı seçime dayanan bir ahlak sorunudur…”

 KAFKA