Siz, iktidar partisi yetkililerinin 2023’e kadar seçim yok dediklerine kulak asmayın. Erken seçim kapıya dayandı. Anavatan Partisi iki defa erken seçime gitti. İkisinin de sebebi ekonomik şartlardı. İktidarlar, ne zaman ekonomik bakımdan sıkışsalar çareyi erken seçim de bulurlar. İşler daha kötüye gitmeden, güven tazelemek ve zaman kazanmak için bu yola başvurular. Bunu yaparken de ısrarla seçimlerin zamanında yapılacağını söylerler. Böylece muhalefeti hazırlıksız yakalamaya çalışırlar.

Bu günler de Ülkenin için de bulunduğu ekonomik şartlar, erken seçimi zorunlu hale getiriyor. İktidar rakamlarla oynayarak her şeyin yolunda gittiğini söylese de,sahada’ki durum öyle değil. Resmi rakamları bile temel alsak,Dünyada’ki en yüksek faize ve enflasyona maruz kalmış birkaç Ülkeden biriyiz. Gerçek enflasyon ve faiz oranları da resmi rakamların çok üstünde. Tarım da ve hayvancılık da üretim hızla düşmekte. Son yıllar da tarımdan vazgeçilen toprak miktarı, Belçika büyüklüğünde. Erozyonla kaybettiğimiz ve sanayiye, konuta açılan toprak miktarını da eklersek bu rakam çok daha büyük miktarlara ulaşacaktır. Ormanlarımız, engelleyemediğimiz yangınlar, taşocakları, maden alanları ve benzeri izinlerle hızla küçülmekte. Hayvancılık da yanlış politikalarla, ithalata mecbur kalmaktayız. Et ve süt ürünlerinde ’ki artışlar toplumun ekonomisini ve sağlığını bozacak düzeylere geldi.

İşsizlik ve genç işsizlik oranlarında rekor kırmaktayız. Gençlerimiz, babalarının emekli maaşların muhtaç hale geldi. Bu durumun psikolojik sonuçları da, ayrı bir toplumsal yara halinde. İş bulmada ’ki adaletsizlikler, gençlerin Devlete olan güvenlerini sarsmaktadır.

İhracatımız, her zaman ’ki gibi İthalatımızı karşılamıyor. Cari açık büyümekte ve dış borç almak zorun da kalıyoruz. Dış borç faizleri diğer borçlanan ülkelere göre rekor seviye de. Dünyanın en borçlu Devletlerinden biriyiz. Halkın bankalara borçları da tarihin en yüksek seviyesine geldi. Her iki vatandaşımızdan biri banka borcu ile karşı karşıya. İcra müdürlüklerinin sayısı arttırıldı, icra dosyalarının sayısı 22 milyonu geçmiş durumda.18 yaş altında ’ki vatandaşları saymazsak, her üç kişiden biri icralık. Esnaf borç batağın da. Kendi iş yerlerin de işçi durumuna düştü. İşçi, memur, emekli maaşlarına yapılan zamanlar, enflasyonun yarısından az. Her gün gelirleri erimekte.

Yabancı yatırımcı, hukuk sistemimize güvenmediği için gelmiyor. Gelenler kısa vadeli kazanç işlemleri için geliyor. Mevcutlar, yatırımlarını satıp gidiyorlar.

Hâlihazırdaki yönetimin yatırım tercihleri toplum da tartışılır hale geldi. İstanbul büyük bir deprem tehditi altındayken, kentsel dönüşüme harcanması gereken paraların, Kanal İstanbul, Yazlık Saray gibi projeler için sarf edilmesi endişe uyandırmakta. Kentsel dönüşüm, tam bir beka sorunudur. Beklenen İSTANBUL DEPREMİNİN, diğer yakın şehirlerimizi de etkileyeceğini hesaba katarsak, nasıl büyük bir tehlike altında olduğumuzu anlamaya yeter. Bütün bunlara rağmen, kaynakların yanlış yerler de kullanılması, ekonomiyi daha da zor duruma sokmaktadır.

Yanlışlarından inatla vazgeçmeyen İktidar, yapılan kamuoyu yoklamalarında ’ki kan kaybının farkındadır. Daha fazla yıpranmadan seçime gitmek tek çaresidir. İktidar mensuplarının bu günlerde ’ki ve bundan sonraki, bütün söylemlerini, davranışlarını bu açıdan takip etmek gereklidir.

Bu noktada iki konuya dikkat çekmek isterim. Birincisi, muhalefet sandık güvenliği için gerekli tedbirleri bu günden almalıdır. İkincisi ise, halkın gerçek gündemi ile siyaset yapmalarıdır.

Bu arada bir öngörümü de yazmadan geçemeyeceğim. BOZKURT İŞARETİ İLE RABİA İŞARETİNİ bir arada yapanların yarattığı gündemin peşinden gidenlerin haklarında, önümüzdeki günlerde, suç örgütüne üye olmak, yardım ve yataklık yapmaktan dava açılırsa hiç şaşırmasınlar. Bu iddialar hakkın da soruşturma açılacağını bekleyenleri ikaz ediyorum, bu sessizlik hayra alamet değil. İktidarın seçim öncesi toplumun dikkatini dağıtacak gündemlere ihtiyacı var. Benden söylemesi!

günler dileğiyle, Bayramınızı şimdiden kutlarım….