Siyaset(?) Dünyası, Sakarya’da yaşayan 1 milyon insana ait ( kuşkusuz ülkenin 82 milyon insanına ait ) maddi-manevi tüm değer ve servetlerimizi yok etmeden bu şehir mutlaka uyanmalıdır.

“ Siyaset(?) Dünyası “ sözünü sadece politikacılar için kullanmadım. Fırsatını yakalarsa, her türlü manevi-maddi değerleri kullanıp Şehir varlıklarını gasp edebilen kardeşlerimizden söz ediyorum.

Onlar ki, asıl babaları son yıllarda Sakarya dışından bizi gasp edenlerdir. İçimizde olanlar sadece ucundan gasp fırsatı bulan ezilmekten çıkanlardır.

Çözüm; Sakarya’nın kendi içinde var olan Yönetme Liyakatli Erdemli bireylere görev vermekten geçer.

O Erdemli-Liyakatli Sakaryalı bireyleri görüp-bulup-güvenip Yöneten yapılırsa Sakarya’nın-Sakaryalının geleceği ancak o gün kurtulur.

Şu gün; “ 1980’li yıllardan beri Türkiye’nin sahip olduğu zenginlikleri en çok kaybeden şehri neresidir?”anketi yapılsa, tereddütsüz, “ Sakarya ilk 3’te” denir.

Bu cevaba 1 milyon Sakaryalı katılmasa da, gözleri önünde yaşanan çok az örneği Onlar bile bilir.

Çünkü, “ AKP ile, 17 yıl Adapazarı Şehri ismini bile şehir tarihten silinme aşamasına getirildi.” derim, bu da yeter.

Tank Palet benzeri fabrikalar her ülke savunması için kutsal değerdir. Adapazarı Tank Palet Fabrikamız bir yabancı ülke şirketine adrese teslim verilirken, hiçbir Allah Kulu şehirle istişare bile etmedi.

Şehri Şehir yapan kuşaklarla en küçük bağı olmayan Atanmış Siyasiler kararı dayattı. Bu şehir hala, “ Tank Palet’i kim, kime, nasıl ve ne karşılığı verdi?” sorusunun cevabını bilmez.

Bu şehir, kimsenin ruhu bile duymadan tüm zirvelerimize teleferik döşeminin Yolu’nu da bilmez. Sonunda öğrenilir, ama iş işten de geçer.

Sakarya’da her geçen gün bizi içimizden vuracak kardeşlerimizin sayısı da artmasın?

Sadece şu geçen 17 yıllık kısa Sakarya tarihini düşünün:

Sakarya’nın servetler kazandıran bereketli kaç Tarım-Gıda Köyü haritadan silindi?

Cumhuriyet Tarihinin en çok Mera yok edilen zamanlarını da şu son 17 yılda yaşadık.

Geçen gün açıklanan Deprem Toplanma Alanları sayısını okudunuz mu? Susmasanıza! Valiliğin 17 Ağustos Deprem Köyleri n’oldu?

Yahu, 17 Ağustos Depremi’ni yaşayan erdemli Sakaryalılar bu şehirde Deprem Toplanma Alanı yağmasını bilmiyor, görmüyor mu?

Bir köşe yazarı olarak benim şehir görevim bu! Yanlışı testi kırılmadan gider, izler, okur ve yazarım! Ülkeme ve Şehrime borcumdur.

Sakarya’yı Sakarya yapan 3 Dev Kamu Kuruluşu; Zirai Donatım Fabrikası ve tüm Türkiye’deki eşsiz mülkleri, nitelikli kadroları kökten kazındı.

TÜVASAŞ ??? Hani şu, “ 2019 Yılı sonunda Milli Tren Raylarda olacak!” denilen Cumhuriyetin ve Sakarya’nın gururu O Dünya Markası n’oldu?

Tüvasaş, yüzyıl gece gündüz 24 saat Tren ve Raylı Sistem Dizileri üretse Türkiye’nin ihtiyacı 100 yıl bitmez. TÜVASAŞ eşsiz bir Cumhuriyet nimetidir.

Biz Tüvasaş arazilerinin kalbine Güney Kore şirketi ROTEM’i soktuk; Dev kuruluşumuz kendi mülkünde çırak oldu. Milli Tren yapılıyormuş muş?

Sadece Demiryollarının ve Donatım’ın mülk ve servetleri mi yok edildi?

Adapazarı Şeker Fabrikası ve entegre kuruluşları, Yazlık Pancar Araştırma, ilçelerdeki kantarlar, Pancar Kooperatifi servetleri?

Etbalık Kurumu bile iğdiş edildi. O Etbalık İstanbul’un en büyük gıda deposu idi.

Daha acısı ve Sakaryalının hiç gündeme almadığı bir tehlike var başımızda.

Sakarya, Yönetme iplerini siyaset ellerine bırakmamalı. Cumhuriyetin liyakatli- birikimli Kamu Kurum ve Yönetimleri bizi huzurlu, güvenli geleceğe götürür.

Toprağın-Mülkün Sahibi, Çalışan, Yerli Malı Üreten, Kazanan; Marka Sakarya 1980 yılından sonra sürekli mal-mülk ve gelişme kaybeden şehir olmaya koştu.

Ben O Sakarya’yı yeniden kazanan-kuran şehir için yazıyorum. Yanlış-eksik ne varsa görebildiğim, düşünebildiğimce yazıyorum.

Tabii ki, çok ama çok küçük bir Fırsatçı Azınlığın yok ettiği zenginliklerimizi görmeleri için de yazıyorum. Onlar olmayan eserleri yaptık deseler de;..

“ 1000 Yataklı Hastane yapma kararı tamam!” denme örneği gibi. “ O karar nerde, görebilir miyiz?

Nerede yapılacak kim yapacak, ne zaman bitecek? Siz O gün burada mı olacaksınız?

1000 Yataklı O Hastane şu günkü gibi Devlet Hastanesi mi olacak? “ Evet!” derseniz, “ Hadi, Bismillah 1000 Yatak ile başlayalım. “ diyeceğim.