Üniversiteler ‘bacasız sanayi’ olması hasebiyle iktidarlar açısından seçim yatırımı, hayata ve olaylara ‘ticari’ gözle bakan sade vatandaş için gelir kapısıdır.

Bunun için siyasiler ellerinden gelse bırakın illeri, ilçelere kadar üniversite açmayı tercih ederler.

Mevcut iktidar da bunu yaptı, yetmedi mitoz bölünme(!) metoduyla üniversite sayımızı çoğalttı.

Çoğalttı da ne oldu?

İktidar ne kazandı bilmem ama halk açısından “Her ile bir üniversite” politikasının faturası ağır oldu.

Hani geçmediğimiz köprülerin faturası misali, iş olsun diye açılan üniversitelerin faturası da bize çıktı anlayacağınız…

Son yıllarda elde avuçta bir tek Sayıştay’ımız kaldı malumunuz.

İşte o Sayıştay, yukarıda belirtiğimiz faturayı ortaya koyuyor.

Ortaya çıkan tabloya göre, yeni açılan veya bölünme metoduyla çoğaltılan üniversiteler kağıt üzerinde faal ama gerçekte öğrencileri ve akademisyenleri dahi yok.

Bazı okullarda on yıla yakın süredir öğrenci bulunmuyor.

Nokta atışlı örnek verecek olursak;

Kocaeli Üniversitesi bünyesindeki Ulaştırma Yüksekokulu 2014, Uygulamalı Bilimler Yüksekokulu ise 2010 yılından bu yana öğrencisiz…

Burdur Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi Bucak Teknoloji ve Diş Hekimliği fakültesinde de öğrenci yok…

Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi Teknoloji Fakültesi'nin tıkır tıkır maaş alan personeli var ama öğrencisi yok.

Muş Alparslan Üniversitesi'nde İletişim Fakültesi’nde bir öğrenci bile eğitim almamış.

Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Taşınabilir Kültür Varlıklarını Koruma ve Onarım Bölümü,  öğrencisi olmadığı gerekçesiyle eğitim yapamıyor.

Sinop Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi’ne bağlı Kimya ve Fizik Bölümleri de öğrenci kıtlığı yaşayanlardan…

Dahası, doğru dürüst bir binası bile olmayanlar var. Hitit Üniversitesi mesela…

Malumunuzdur, bizim SUBÜ de bölünerek açılan üniversitelerden bir tanesi.

Halen SA.Ü bünyesinde, onun müştemilatını kullanarak ayakta durmaya çalışıyor.

Ama bakıyorum da SUBÜ, bütün enerjisini ayakta durma mücadelesi için harcamamış, yaptığı ataklarla pek çok köklü üniversitelerin önüne geçmiş.

Benim kitabımda öyle tek bir yazıyla ‘helalleşme’ olamayacağına göre bunları araştırmam ve yazmam farz elbette…

Neymiş onlar?

Mesela, SUBÜ Spor Bilimleri Fakültesi ÜNİAR tarafından akademik teşvik performanslarına göre hazırlanan sıralamada tüm devlet üniversiteleri arasında üçüncü sırada yer almış.

Baktım, Türkiye’de spor bilimleriyle ilgili eğitim veren 100’ün üzerinde yükseköğretim kurumu var ama daha tabelası kurumayan üniversitenin Spor Bilimleri Fakültesi akademik başarısıyla ilk 3’e girmiş.

İlimiz ve üniversitemiz bakımından gurur duymamak mümkün mü?

Konuyla ilgili haberleri araştırırken gözüme çarptı;  7+1 modelini diye bir şey varmış, SUBÜ’nün icat ettiği ve üniversitelerin kapmak için sıraya girdiği bir model…

Bu model, yıllardır özlemini çektiğim/çektiğimiz üniversite ile sanayinin kaynaşması, üniversite ile şehrin bütünleşmesi anlamında hayallerimizin gerçek olacağının bir göstergesi adeta…

Bu Eğitim Modeli ile Üniversite-Sanayi İşbirliği ve öğrencilere okulları biter bitmez istihdam imkanı sağlanmış.

Bir üniversiteden ilk beklentiniz ne diye sorsanız; istihdam derim. Çünkü bu ülkede en büyük sorunumuz diplomalı işsizliktir.

SUBÜ, çok güzel bir işbirliği ile bu soruna kendince çare bulmuş ki, öğrenci, eğitim aldığı alana hitap eden işletmelerde 16 haftalık staj yapıyor ve işi kapıyor, ne güzel…

SUBÜ, isminde de ‘uygulamalı bilimler’ sıfatının hakkını vermiş.

SUBÜ, meslek yüksekokullarından, lisansüstü eğitim enstitüsüne kadar uygulamalı eğitimi rehber almışlar, üniversite-sanayi ve sektör işbirliğini gerçekleştirmişler.

Karşılıklı ‘al gülüm-ver gülüm’ durumu oluşmuş ki, üniversite insan yetiştirmenin gereğini yapmanın huzurunu yaşarken, sektörler de kalifiye ve nitelikli eleman ihtiyacını karşılıyor, kazanıyorlar…

Sakarya Uygulamalı Bilimler Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Sarıbıyık’ın ifadesiyle; “Öğrencilerimiz bilgilerini, becerileriyle bütünleştiriyorlar ve uygulamaya gittikleri işletmelerde genellikle işe girerek yollarına devam ediyorlar.”

Bizim yeni yetme(!) SUBÜ, bu sayede istihdamı artırmak, işsizliği azaltmak çok önemli bir adım atıyor ve hayata geçiriyor…

Bize de şehrimiz adına teşekkür etmek düşüyor…

Elinize, kolunuza, yüreğinize sağlık…