Siyaset yapmak topluma karşı sorumluluk ister. İktidar veya muhalefet fark etmez, her iki durumda olanlar da sorumluluk taşımaları gerekir. Bu sorumluluğa sahip olmayanların, mevkileri ne olursa olsun yaptıkları işten, kendilerine faydaları olabilir, ancak topluma getirileri olmaz.

Siyasi makamları, Devlet Başkanlığı, Bakanlık, Milletvekilliği, Belediye Başkanlığı, İl Başkanlığı, İlçe Başkanlığı, Yönetim Kurulu Üyeliği, Belediye Meclis Üyeliği, çeşitli kademelerde Delegelik şeklinde sıralayabiliriz. Bu makamlar ÖNEMLİ MAKAMLARDIR. Buralarda görev yapanların kaliteleri, kapasiteleri, karakterleri o ülkenin kaderini belirler. Önemli makamları işgal edenler aynı zamanda DEĞERLİ iseler ülkede işler iyi gider, bolluk, bereket ve huzur eksik olmaz.

Bizde ’ki siyasi sistemde, bu mevkiler daha çok atama ile doldurulur. Atayanların, atadıklarından beklentileri, kendilerine itaattir. Bu şekilde oluşan siyasi yapıda iktidar olanlar, bürokraside de aynı uygulamayı yaparlar. Kendilerine biat edecek, her dediklerini sorgulamadan yerine getirecek bürokratlar seçerler.

Bu günlerde iki önemli sorunla karşı karşıyayız, SALGIN VE EKONOMİ. Her iki sorununda iyi yöneltildiğini söylemek mümkün değil. Algı yönetimi ile başarılı olduğumuz iddia edilen salgında geldiğimiz nokta ortada. Bulunduğumuz bölgenin en yüksek vaka sahibi ülkesiyiz.

Önümüzdeki günlerde asgari ücret belirlenecek, işçi, memur, emekli maaşlarına yapılacak zam oranları tespit edilecek. Bu konuda ölçü olarak TÜİK’in açıklayacağı enflasyon oranları esas alınacak. Türkiye İstatistik Kurumu yöneticilerine soruyorum gerçek enflasyon nedir? Açıkladığınız gibi yüzde 13 civarında mı? Yılbaşından beri temel gıda maddelerinde, elektrik de, doğalgaz da, haberleşme de, benzin ve mazot da, gübre de tohum da, araç fiyatların da velhasıl her türlü harcamamız da fiyatlar yüzde 40 civarında artarken enflasyon artışını nasıl bu kadar düşük gösterebiliyorsunuz? İktidar Partisinin Milletvekilleri, İl ve İlçe Başkanları, Yönetim Kurulu Üyeleri, Belediye Başkanları, Meclis Üyeleri, Parti Delegeleri sizler yaşadığınız yörelerdeki vatandaşların sıkıntılarının farkın da değilmisiniz? İşsizlik almış başını gidiyor, esnaf kirasını ödeyemez durum da, çiftçi kredi borçları ödeyemediği için hacizlerle karşı karşıya, emekli, memur, asgari ücretli işçileri bir dinleyin bakalım, bu sesler sizi rahat sız etmiyor mu? Makamlar geçicidir, sonun da çoğunuz görev yaptığınız yöreler de yaşayacaksınız. Bunu hiçbir zaman unutmayın. Halkın sesi olmak, hakkın sesi olmaktır. Göreviniz sona erdiğinde başınız dik dolaşmanız için, doğrulardan şaşmamanız, halka hizmet etmeniz gerekir. Gerçekleri dile getirmeniz sizin için olduğu kadar, partinizin ve liderinizin sonun da Ülkenizin selameti için gereklidir.

Bu nokta da Muhalefet için de söylenecek çok şey var. Gerçek gündemi iyi tespit edip, mücadelenizi gerçek gündem üzerinden sürdürmelisiniz. Topluma güven vermediğiniz sürece, iktidar olma şansını yakalamanız mümkün olmaz. Doğru muhalefet, toplum için geleceğe ümitle bakmak demektir. Bir sohbette İktidarın Devleti, iyi yönetip, yönetmediğini sordular, Devleti bilmem ama halkı iyi yönetiyor diyerek cevapladım. Siyaset bir anlamıyla sanattır, en önemli enstrümanı da dildir, üsluptur,hitabettir.Neyi,ne zaman, nerede, hangi üslupla söyleyeceğinizi bilmeniz lazım. Toplumun nabzını tutmak yetmez, onun hislerine tercüman olmak gerekir. Muhalefet de, İktidar kadar ÖNEMLİDİR. Ancak ASLOLAN ÖNEMLİ OLMAK DEĞİL, DEĞERLİ OLMAKTIR.

Sağlıklı günler dileğiyle….