Hepimizin günlük rutininde yer alan kahve kültürümüzün vazgeçilmez bir parçası. Tarihi 13. Yüzyıla dayanan kahvenin keşfi Yemen’e dayanmakta. Keçilerini otlatmaya götüren bir çobanın yorgun ve uyuşuk keçilerinin kahve ağacının meyvelerini yemesi ve canlanmasına dayanır. Çobanın bu durumu fark etmesiyle de kahve ağacının canlandırıcı ve rahatlatıcı meyveleri yayılmış olur. Böylece ilk fırınlanmış kahve Yemen’de üretildi. Kahve bizim ülkemiz dışında dünyanın pek çok ülkesinde sabah ve gün içerisinde sıklıkla tüketilen içeceklerden. Kahve içeriğindeki antioksidan bileşenler sayesinde kansere karış koruyucu özelliğe sahip. Ayrıca içeriğindeki kafein gün içerisinde bilişsel performansın ve konsantrasyonun artmasına da yardımcı. Japonya’da 554 hastanın dahil olduğu bir çalışmada metabolik sendrom ve kahve tüketimi arasında ters bir ilişki bulunmuştur. Bu ilişkinin kahvenin trigliserid seviyesini düşürücü etkisinden kaynaklanıyor olabileceği düşünülmektedir. Yani sağlıklı ve ideal miktarda kahve tüketimi diyabete karşı koruma sağlıyor. Başka bir çalışmada gün içinde 4 fincan ve üzeri kahve tüketen kadınlarda depresyon görülme sıklığının daha az olduğu bunun sebebinin ise kahvenin içeriğindeki kafeinden dolayı olabileceği ifade ediliyor. Peki her kahve sağlıklı mı? Yapılan çalışmalar kahvenin hazırlanış şeklinin ve özelliğinin kolesterol ve kalp hastalıkları ile yakın ilişkisi olduğunu gösteriyor. Ülkemizde yaygın olarak tüketilen Türk kahvesi haşlama diye adlandırılan bir yöntemle pişiriliyor. Bu şekilde hazırlanması malesef kalp sağlığını olumsuz yönde etkileyen bir özellik. Aynı şekilde Türk kahvesinin tüketiminin kötü huylu kolesterol dediğimiz LDL kolesterolünü arttırma özelliği var. Ayrıca son dönemde popüler olan kremalı kahveler ve şuruplu kahveler yüksek şeker ve yağ içeriklerinden dolayı başta obezite olmak üzere diyabet, kolesterol ve kalp hastalığı gibi pek çok hastalığa sebep olmakta. Bu sebeplerden dolayı gün içinde tercihinizi sade filtre kahveden yana kullanmanız ideal kolesterol ve kalp sağlığı için faydalı olacaktır. Ama Trük kahvesi veya nescafe gibi haşlanarak veya kaynatılarak hazırlanan kahveleri tüketmek istiyorsanız gün içinde 2 fincandan fazla tüketmemeye özen gösterin. Herkes için kahve tüketimi faydalı mı? Kahvenin içeriğindeki kafeinden dolayı hipertansiyonu olan bireylerin kaçınması gereken bir içecek olduğu toplumda yaygın bilinen bir yanlış. Bunu kanıtlayacak bir çalışma yok. Ama yine de 60 yaş üzerin bireylerin gün içinde ılımlı kafein alımı önemli. Bu nedenle 60 yaş üstü bireylerde günlük 1-2 fincan kahve tüketimi yeterli olacaktır. Gebelik döneminde de kahve tüketimine dikkat etmek gerekiyor. Gebelikte kafein plasenta aracılığı ile bebeğe geçiyor. Gün içerisinde 200 mg’a kadar kafein alımı bebeğe zarar vermiyor. Bu da gün içerisinde 2 fincan Türk kahvesi veya 1 kupa filtre kahveye denk geliyor. Kahve içilen günlerde çay tüketimini azaltmak önemli. Demir eksikliği problemi yaşayan bireylerin de yine kahveden uzak durması gerekiyor. Çay ve kahvenin içeriğindeki bileşenler vücutta demirin emilimini engellediği için gün içerisindeki tüketimlerini azaltmak yararlı olacaktır. Ayrıca çay ve kahveyi yemekten 2 saat sonra tüketmek demir emilimini arttırmak için önemli. Kemik erimesi problemi yaşayan bireylerinde gün içinde 2 fincandan fazla kahve tüketmemeye dikkat etmesi gerekiyor. 40 yıllık hatırı olan kahveyi günlük rutininize sağlıklı bir şekilde eklemeyi ihmal etmeyin. Türk kahvesi tüketmeyi seviyorsanız gün içinde 2 fincan, filtre kahveyi ise 3-4 kupa tüketebilirsiniz. Sağlıklı günler dilerim…