Yazıma,” Her gün evine 1 Yerel Gazete almayan-götürmeyen hiç kimse, asla Yerel Yazılı ve Görsel Medya için olumsuz tek laf etmesin!” diye başlarım:

Sonra da içinde olduğum Bizim Sakarya Gazetesi’nin Sakarya için önemini vurgulamaya geçeyim: -)

Şunu bilirim ki; yanlışlarım yüzüme vurul(a)masa da, bana bunu anlatmanın-öğretmenin bin tane yolu vardır.

Bunu bana en doğru yolu bularak en iyi yapana kurban olurum.

Yerel Gazetelerin alınması-okunması için, girişte Ayrım yapmadan yazdım.

Ama, Bizim Sakarya Gazetesi’nin akıl almaz şartlarda ve çok özel çabalarla nasıl hizmet verdiğini biliyorum .

Öyle olduğu halde; daha dünkü-Perşembe- gazetemizi okumaya başladığımda, gerçekten büyük mutluluk duydum.

Bizim Sakarya Gazetesi son derece önemli bir gazetecilik yapıyor. Bakın;

Dünkü gazetemizin manşeti,” Sakarya’ya bu ceza niye?” olmuş. Gerçekten de, İş Dünyamızın, “ Komşu kırmızıyken tüm kafeler ve restoranlar açık! Neden Sadece Sakarya Kapalı!” sorgulaması bunu çok hak ediyordu.

Bölgenin ve şehrimizin en doğru anlatıldığı manşet bu değil mi? “ Ülkenin risk haritasına bakıldığında çok daha net görülüyor!” doğrusunu Sakarya görüyor.

Gazetemizin,” Sakarya’ya bu ceza niye?” manşeti, Sakaryalıların manşetiydi!

Sakaryalıların bu beklentisini Sakarya’yı Yönetmeye Soyunanlar çözecektir!

İyi ki Yerel Medya var! Gazete-Gazeteci bir işlevi olursa Gazetedir-Gazetecidir.

Haa; Ülkeyi Yöneten Atanmış ve Seçilmiş tüm kesimlerin yaptıkları tüm iş ve hizmetler de gazetenin dörtte üçünde yer buluyor.Yani;

Ayrım yoksa, kimse,” Niye bizim yatırımlarımız, çalışmalarımız, söylediklerimiz gazetenizde yok?” da diyemez. Her gün Sakarya-Sakaryalı varsa, lütfen al oku.

Okuyan Sakaryalı orada okuduğunu kendisi değerlendirir. Ben de bugün öyle yaptım; gazetemizi okuyunca kişisel olumlu görüşümü yazmadan duramadım:

Bakın; dün Alaattin Aktaş dışında hiç köşe yazısı yoktu. Gazetemizi yine 5 dakikada okuyup kenara bırakamadım. Artık Bizim Sakarya her gün böyle;

Okuduğum ve çok şey öğrendiğim köşe yazarlarımız var. Ayrım yapma fobim nedeniyle, alfabetik sıraya koyarak biraz hatırlattım:

Afşar, Yusuf Cinal, Ahmet Çubuk, Mümtaz Özkök, Umut Sıy, Ezgi Dilan Şeker, Orhan Topçu; nefis yazıyorlar. Onlardan her gün farklı şeyler öğrenirim.

Eve gazete götürmeyen Sakaryalılar vardır. Bizim Sakarya’yı her gün alan, her gün evine götürmüyorsa çok yazık, neden?

Eşiniz, kız-erkek gençleriniz, hangisi evde oluyorsa; Bizim Sakarya’nın ikinci Sayfasındaki ADA MOZAİK- sayfasını okusun, artık Gazetemizi iple çekecektir.

Aylin Yüksel’in düzenlediği ADA-MOZAİK sayfasını neden önceledim? Her satırı, genç-yaşlı, kadın-erkek okuyan herkesin çok şey bulacağı bir sayfa.

Dün; süt küpüne düşen 2 kurbağa, tek bir fotoda,” Dayanmak kaderi yenmektir.” gibi özlü bir sözcükle yer alıyordu. Daha fazlası her gün var!

İkinci sayfamız çok daha kapsamlı, okuyan daha doğru görecektir.

Köşe yazarlarımızın olmadığı günü özellikle vurguladım. Dünkü ön sayfamızda; AKP Kongresi, Sakaryaspor galibiyeti, Lise sınavları vardı.

Valiliğimizin,” Yeniden Cadde ve Sokakları Doldurmak, Sevdiklerimizle Demli Çay Yudumlamak Tedbirlere Uymakla Olur! Sakarya’ya Mavi Yakışır! Lütfen Tedbirlere Uyalım!” mesajı son yıllarda rastladığım en mükemmel duyuruydu.

Sakarya’da doğa servetlerimiz de, çağdaş ve liyakatli gençlerimiz de var. Tek eksiğimiz- kişisel çıkar için kapı kulu olmadan-Liyakatli Sakarya olamamaktır!