65 yaş üstü ve 20 yaş altı vatandaşlarımıza uyguladığınız kısıtlamalardan bahsediyorum. Bizleri çok sevdiğinizden bahsederek hakkımızda bazı kararlar alıyorsunuz. Bu kararlar sonucu toplu taşıma araçlarına hiçbir şekilde binemiyoruz. Hafta da beş gün, üç saatle sınırlı olarak dışarı çıkabiliyoruz. Hafta sonları genel kısıtlama saatlerin de kısa mesafeli izinlerden muaf tutuyorsunuz. Aslında söylediğiniz, üretime katkınız yok, fazla da tüketmiyorsunuz, o zaman oturun oturduğunuz yerde diyorsunuz. Şimdiye kadar elde edilen bilgiler, bu virüsün her yaştaki insanlar üzerinde ’ki etkileri pek farklı değil. Salgının yayılmasında yaşlıların, gençlere göre daha çok etkisi yok. Yaptığınız bu uygulamalar hem ruh, hem de beden sağlığımızı bozuyor. Ayrıca yaşlılar tedbirler konusun da daha duyarlılar. Kurallara gençlerden daha fazla uyuyorlar. Dışarı çıkılmasına müsaade edilen saatler de, toplu taşıma araçlarında yoğunluğun en az olduğu saatler, peki bu yasaklamanın sebebi ne? Yaşlıların çoğu emekli, dar gelirli. Artan enflasyonun getirdiği yük altında eziliyorlar. Bir kısmı çalışmak zorun da. Ancak kısıtlamalar yüzünden bu imkanları ellerinden alınmış durumda. Ekonomileri de, sağlıkları da, psikolojileri de gittikçe bozuluyor. Ölmeden mezara konulmuş gibi hissediyoruz kendimizi. Kusura bakmayın ama bu sevginiz, ayı ile avcının hikâyesine benziyor. Bizleri böyle severseniz, seçimlerde bizde sizi aynı şekilde seveceğiz, haberiniz olsun.

SİZE NASIL GÜVENELİM…?

Eskiden siyaset yaptığımızı bilenlerin veya yeni öğrenenlerin yoğun sorularıyla karşı karşıyayım. Soruların çoğu ekonominin ve siyasetin geleceği ile ilgili. Bu sorulardan anladığım bazı şeyler var. Bir kere toplum içinde bulunduğu ekonomik ve siyasi şartlardan memnun değil. Geleceğe endişeyle bakıyor. Siyasiler büyük bir güven kaybına uğramış. İktidarın yıpranmasını anlayabiliyorum, muhalefetin yıpranması manidar. Özellikle MHP ye olan güven kaybı çok fazla. Diyeceksiniz ’ki MHP muhalefet değil. Ancak iktidarda değil. İktidarın payandası, destekçisi. Hem de Genel Başkanın en ağır ithamlarla hedef gösterdiği bir siyasetçinin ve onun siyasetinin destekçisi. Bu değişimi veya dönüşümü anlatmak zor. Dün söylediklerinin tam tersini savunanların, bu gün söylediklerin tersini ilerde savunmayacaklarını nasıl garanti edebiliriz. Sayın Bahçelinin bu tutumunu kendisine yakın bir dostuma sorduğumda ‘’DEVLETİ, DEVLETİ İDARE EDENLERDEN KORUMAK İÇİN’ ’diye bir cevap aldım. Bu cevabı aktardığım daha deneyimli bir dostum ise ‘’BUNA BOZKURT OLMADAN, AKKURT OLANLAR İNANABİLİR, BOZKURTLAR İNANMAZ’ ’diye karşılık verdi, hak verdim. CHP lideri içinde benzer güvensizlik var. Batıda ’ki Sosyal Demokrat Partiler de görülmeyen bir anlayışla idare edilen CHP nin, bu kadar seçim kaybeden liderinin, koltuğa bu kadar sıkı sarılması anlaşılır bulunmuyor. Bu konuda söylenen çok şey var .Parti içi demokrasiden, önemli seçimlerde aday gösterilenlerden, milletvekili listelerine, politik gündemin ıskalanmasına kadar birçok konuda güvensizlik hâkim. Muhatap olduğum siyasetin bu günü ve geleceği ile ilgili sorulara verdiğim cevabın özetini ne olduğunu merak ediyorsanız söyleyeyim’ ’bu ülkede iktidar sorunu yok, muhalefet sorunu var diyorum’ ’çoğunlukla hak veriyorlar. Temsil ettiğinizi iddia ettiğiniz misyona uygun davranmıyorsanız, söylediklerinizin tam tersini savunabiliyorsanız SİZE NASIL GÜVENELİM?

Sağlıklı günler dileğiyle…