Adapazarı Belediyesi Başkanı Sn. Mutlu Işıksu’nun güler yüzünü ve sivri dilsiz Ayrımsız açıklamalarını beğenirim.

     Büyükşehir ile Adapazarı belediyelerinin sorumluluk ve yetki alanlarını çok derinlikli bilmem. Ama, Işıksu’yu izlerken ölçülü tevazuyu da görürüm.

    Bunlar tabii ki, kişisel-uzaktan tanımak olarak kabul edilsin. Siyasete de, makamlara da yakın olmadığımdan, kişisel izlenimdir.

   Hangi gece, hangi gündüz depremin olacağını bilemediğimiz bir yerde yaşıyoruz.

     Bir belediye başkanı,” Adapazarı Kentsel Dönüşüm Planı hazırladık!” derse, saygı duyarım. O Planı izler, destek olur, halkımızı da uyarırım.

    Şehrin yazılı ve görsel medyası 17 Ağustos 1999 Depremi’nde de gerçekten çok iyi görevler yaptı. Boşuna,” halkımızı uyarırım!” demedim;

    Deprem günlerini yaşayan her basın mensubu arkadaşımız, şehirde bugüne kadar kaç Dönüşüm Projesi yapıldığını bilir. Sonuç?

     Her 3-4 yılda bir yeni Dönüşüm Planı yapıyoruz. Çünkü, şehir halkı hepsine de karşı çıkan ve Siyaseten de Güçlü şehirliyle karşılaşmıştır.

  Biz Sakaryalılar, bugüne kadar hiçbir Kentsel Dönüşümü yaptırmadık. İstanbul’da da güdük-yarım bırakılan kentsel dönüşüm fiyaskoları çok.

   Siyaset yandaş müteahhidine İŞ çıkacaksa yapıyor. O bile yarım bırakılıyor.

   Hadi, nefis bir örnek; Başkan Işıksu planı önce ,” Şehrin Dinamikleri ile Ortak mutabakata!” sunacakmış. İzleyin, O Dinamikleri görelim?

    17 Ağustos’u tam felaketin göbeğinde yaşadım. En geç 3 gün sonra; Adapazarı Belediyesi’nin 3 yanını da gezmiştim?

   Belediyeyi 7 metrelik 3 yol çevreler. Hepsini, ara sokakları da yaya gezdim.

   Zeminlerde kimi dükkanların beton direkleri elek gibi patlamış, demirler fırlamıştı. Çarşıların çoğu da böyleydi.

    Çark ve İzmit Caddeleri; Atatürk ve Karaağaç Bulvarları ürkütücüydü.

    İki üç ay sonra; Adapazarı Belediyesi’nin 3 yanını gezdiğimde; kolon demirleri elek gibi fırlamış patlaklar sıvayla cillop gibi kapanmış, boyanmıştı.

    Yaklaşık 20 yıldır Adapazarı Merkezi bir Havai Fişek Fabrikasının üzerinde yaşıyor. Ve biz bu şehirde bir gün yine deprem yaşayacağımızı biliyoruz.    

     Oysa, o tehlikeleri maddi servete çevirebilme şansı da bence çoktu! Nasıl?

     Çark Caddesi, Atatürk ve Karaağaç bulvarları yılların eskittiği binalarla dolu. Satsan istediğin paraya satılmaz, ama? 

     O Prestijli Alışveriş Bölgeleri’nde 150-200 m2’lik mağazalar deli paralara satılır. Üç katlı, deprem sonrası imarlarla yapılmış binalar servettir.

    Deprem sonrası ilk 1-2-3 yılda o fırsatları ufak hesaplarımızla kaçırdık. Hiçbir Kent Dönüşümüne olur vermedik. Hala da kaybetmeye devam ediyoruz.

    Hadi; Adapazarı Bld. Başkanı Işıksu,” Ortak mutabakat!” arayacakmış. Siyaset(?) ve mülk sahipleri küçük hesaplar yapmazsa, herkes kazansın.

     Bence; IŞIKSU, Gümrükönü merkezden şehrin 4 yönüne doğru ve 500 mt. mesafeye kadar, yarı yarıya bile, Kentsel Dönüşüm başarsın, alkışlanır.

     Bu şehir 5 yılda bir 500 metre ötelere dek Dönüşüm yapmak zorunda. Eğer bir felaketi daha çok büyük kayıplarla yaşamak istemiyorsak, buna mecburuz.

    Tek bir önceliğim vardır; Dönüşümü bir Allah Kulu servete dönüştürmesin!