Varya!

Sana sarılmak, dünyanın bana yaptığı tüm kötülüklerin özrü gibi.

Ve ben her seferinde sana

Darma dağın bir enkazdan günler sonra sağ çıkmışçasına bir hisle sarılıyorum çocuk…

Varlığının zamana vadettiği karmaşada biçimleniyor, zahir ile batılın kanlı savaş arenasındaki zifiri oluşumum;

hiç yoktan varolmak adına, metaforik bir son için ilerlediğim karanlık hayat anaforumda…

Masumiyetin akı avuçlarında,

geçmişimin kanıyla yüzme çizdiğim palyaço makyajını seven o kirlenmemiş ellerinin biçimlediği düzensizlikteki kaotik ölüme bile şükürler olsun,..!

Varlığının zamana vaadettiği karmaşayı seviyorum…

Ellerinin biçimlediği düzensizliği…

Durgunluğunda mekanın genişlediğini görmeyi, kolayca eklenişini maddeye…

Her şeye anahtar oluşunu, pencere oluşunu, ayna oluşunu, ve bunların tümünü mümkün kılmak için sadece var olman gerektiğini…

Kıpırtısızlığından yayılan ferah bilgiyi, unutuşundaki ezberi, olmadığına inanılanlara ikna olmayı seninle…

Hatta üşümeyi ve aç kalmayı bir yoklukta.

Hiçi anlamayı…

Sonsuzluğu kavramayı…

Korkmamayı değil, korkuyu sevmeyi…

Mutluğun yanında, mutsuzluğu da sevmeyi…

Dağınıklığı düzen belleyebilmeyi ve

algımda ve yaşamımda büyüyen evsizliği unutmayı böylece…

Seninleyken oğlum;

gördüğümü seviyor, göremediğimi umuda benzetiyorum....

Semih Aslanlar