Sevgili okurlar,
Türkiye’de gündemin birinci maddesi haline gelen ve yayımladığı videoları milyonlarca kişi tarafından takibe alınan Mafya Lideri Sedat Peker’in açıklamaları ile ilgili olarak Türkiye’de sadece siyaset cephesi değil, aynı zamanda iş dünyası,ilişkili odaklarda zor durumda..
Bir kere, bu videolardan öğrendiğimize göre, Türkiye’de birçok alandaki “kirli ilişkiler” ortaya serildi..
Bu kirli ilişkiler ağında, “kimin ne rol üstlendiğini ve kimlerin bu vatanın fedaileri, kimlerin bu milletin serdengeçtileri olduğunu” en azından öğrendik!..
Bu ilişkiler yumağında Sedat Peker, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu için “Kendisine 30 Yıl yatarım yaptık ” diye pişmanlığını dile getirerek, bu ilişkiler ağına deniz filosu sahibi eski Başbakanlardan Binali Yıldırım’ın oğlunu da kattı ve kendisinin Venezuela gezisini, uyuşturucu trafiği için gerçekleştirdiğini iddia etmesi  AK Parti siyaseti içine bomba gibi düştü..
Bu iddia karşısında basın mensupları ve kameralar karşısına geçen eski Başbakanlardan Binali Yıldırım “Bizi bu pis işlerle ilişkilendirmek çok yakışıksız..Allah’tan korkun” diyerek bunun iftira, yalan olduğunu söyledi.
Bu iddialar, aynı zamanda AK Parti cephesinde sessizce karşılanırken, İçişleri Bakanı Süleyman Soyla, alel- acele TRT Haber’de bir programa çıktı ve sözde soruları cevapladı.
İlgi görmeyen ve bu programdan memnun olmayan Bakan Süleyman Soylu,aleyhte eleştiriler üzerine iddialı bir şekilde Habertürk TV’de Kübra Par’ın moderatörlüğünde, kanal çalışanları Veyis Ateş,Mehmet Akif Ersoy ve Tele 1 TV Genel Yayın Yönetmeni Merdan Yanardağ ile Sözcü Gazetesi’Nden İsmail Saymaz’ın karşısına geçerek,”Açık ve Nette” güya soruları cevapladı..
Programın başından itibaren Bakan Süleyman Soylu sözü aldı,eveledi,geveledi ve programın amacı dışında bilgiler ile izleyenleri boğdu ve sorulan soruları kulak arkası ederek,kendi bildiğini okudu..
Kısacası “dağ fare doğurdu” türünden bir program oldu ve bu programa iki güzide gazeteci Merdan Yanardağ ile İsmail Saymaz’ı da bu programa alet etti..
Gazeteci arkadaşlar sorularını sordu ama Soylu, bildiğini okudu, farklı bilgi ve belgeler ile algı operasyonu yaptı ve dikkatleri başka yerlere çekerek,burada bir “ülke bekası” sorunu çıkararak, Reise( Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan), AK parti iktidarına pay çıkardı..
Oysa bu program bile mafya Lideri olarak adlandırılan ve Türkiye’de olup bitenlere tüm Türkiye’nin dışında da dikkat çeken Sedat Peker’in bu açıklamaları “temiz toplum” için bir kıvılcım olabilirdi..
Oldu mu?
Maalesef, Soylu bu program ile hayal kırıklığı yaratan siyasetçi oldu..
Israrla sorulan “ Sedat Peker’den 10 Euro maaş alan siyasetçi kimdir” sorusuna sadece “siyasetçi” demekle yetinen ve bunu savcıya söyleyeceğini söyleyen Soylu,”istifa” konusuna da sıcak bakmadığını ve “neden istifa edeceğini” beyanla görevinin başında olduğunu söyledi..
Yani, hep topu taca attı ve hukuka sığındı!
Bu hukuk nerede Allah aşkına!?
Bakan hukukun siyasi iradenin elinde olduğunu unuttu ve hukuku hedefe koydu..
Gecenin finali de bir başkaydı elbette!
Soylu taraftarları Habertürk TV önüne toplanarak,” Soysuzlara bir Soylu Yeter” bayraklı, sloganlı karşılamaları ile bize  Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan karşılamalarını hatırlattı..
O sesi Rize’de de duymuştuk ya ”Recep Tayyip Erdoğan”  canhıraş bağırışları, bu sefer Bakan Süleyman Soylu için sesleniyordu..
İstanbul’da, “o saatlerde sokağa çıkma yasağı var mıydı, yok muydu bilen var mıydı” acaba?
Kısacası AK Parti cenahına yasak mı olurdu?

***
Sevgili okurlar,
Eski İstanbul Emniyet çalışanlarından Adil Serdar Saçan, Halk TV’de Medya Mahallesi’ne katılarak Ayşenur Aslan’ın sorularını yanıtladı ve “bu Cumhuriyet tarihinde bir ilktir..Biz mafyaya teslim olmadık..Aksine mafyayı çökerttik..Devlet hizmetinde “benden önce, benden sonra” diye bir şey olmaz..
Devlette devamlılık esastır..
Bunu söylemekten neden çekindi ki?
Peker’in her iddiası araştırılmalı..
Geri gelecek,Türk yargısına teslim olacak ve hapse atılacak, özür dileyecek ve cezasını çekecek “ türünden mesajlar Türkiye’ye yakışmaz?..
O zaman adalet, hukuk, yargı kavramlarını hiçe saymış olursunuz..
Bu iddialar araştırılmadan bırakılırsa, uluslar arası alanda Türkiye aleyhine oluşumlar gelişir..
Uyuşturucunun yolu, trafiği değişti demek ne demek?
 “Bize operasyon çekiliyor” diyeceğine, bu odaklarla oturup, durum değerlendirmesi ve ortak eylem için harekete geçilir.. Kimse de “bu adam suça bulaşmış, mafya lideri..Söylediklerini dikkate almayız”
diye kimse diyemez..
Devlet olarak, önce insanların hayatını kurtarmak, suçluları ve suç örgütü liderlerini yakalayarak adalete teslim etmek, bizim görevimiz olmalıdır..
Ayrıca, bu kirli işlerle adları anılanların tek, tek aile bireyleri, yakınları ve çevresindekilerin mal varlığa araştırılmalıdır” diyerek önemli ipuçları verdi..

***
Sevgili okurlar,
AK Parti Türkiye’sinde olup bitenler, bunlarla sınırlı değildir!..
Mafya lideri Sedat Peker’in, sınır ötesinden Türkiye’ye ayar verdiği, parmak salladığı ve bildiklerini yüksünmeden dile getirdiği bu dönemde, kirli ilişkiler, siyasetin içinde olduğu durum ve devletin hangi anlayış ve kimler tarafından yönetildiği gerçeği, bizleri yarınlar için endişe ve kaygıya sevk etmektedir..
Türkiye, “bu kirli ilişkiler sarmalından kurtarılmalı ve bu işte öncelikle görev alanlara, sorumluluk üstlenenlere ve hele de sandık başına giderek, siyasi tercih yapanlara, ne büyük görev düştüğü” açık ve aleni ortadır..
“Ateş olmayan yerden duman tütmez” der büyüklerimiz..
O nedenle Sedat Peker’in sıraladığı, diline doladığı iddialar, dikkate alınmalı ve derhal soruşturulmalıdır..
“Temiz toplum oluşumu” için, herkes üzerine düşeni yerine getirmelidir..
Bu konuda hukukun, yani adaletin sessizliği ise manidardır!
Son olarak Devlet Bahçeli’nin,” İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun başına kimse tasma takamaz” diyerek, eski mafya lideri Alaattin Çakıcı sahiplenmesini hatırlatması da bir başka anlayışı da ortaya koydu!
Vay be Türkiye!?