Sevgili okurlarım milyonlarca ailenin ve öğrencinin beklediği 2020 yılı üniversite sınavlarını geride bıraktık. Sınav kişilerde kaybetme korkusunun yanında başarı baskısının yaşanmasına neden olmaktadır. Üniversite sınavı, sizin bir seferde bütün bilgi birikiminizi test etmeyi amaçlayan bir yöntemdir. Bu nedenle üniversite sınavına girecek olan öğrenciler hayatlarında bu dönemi büyük kriz olarak yaşamaktadırlar. Gelecekte hayatlarına tesir edecek en önemli olaylardan birinin bu sınav olduğu düşünürler…

Sınavı gerçekten önemseyip, büyük emek harcayan öğrenciler için sınav öncesi dönem ile üniversite tercih süreci zor bir dönemdir. Çevresindekilerin gezip, eğlendikleri anlarda onların akılları hep istedikleri üniversitede ve sevdikleri meslektedir.  Aile olarak her ne kadar “Sınavı kazanmasan da dünyanın sonu değil, üzülme” desek de çocuklarımız yüzümüze baktıklarında bunun böyle olmadığını gördükleri için sınava yönelik beklentileri çok ama çok fazladır. 

Ailelere önerilerim;

Çocuklarına güven ve sorumluluk vermeliler, sınav ile ilgili konuşmalarda dikkatli, özenli davranmalıdırlar. Yapılan en büyük hata çocukları akranları ile kıyaslamaktır. Bu davranıştan kaçınarak, empati yapınız. Şunu unutmayın çocuğunuz bugünün yarını, yarının umududur. Hazineler dolusu bir servetten daha değerli bir şey varsa eğer, o da iyi ahlaklı bir çocuk yetiştirmektir.

Şimdi sevgili öğrencilere tavsiyelerim;

Yapabildiğinizin en iyisini yaptınız. Olabilecek en kötü şey ne? “Dünyanın sonu değil, telafisi var” Bunda başarısız olmanız her zaman başarısız olacağınız anlamına gelmez.  Başarırsam hayatımın önemli bir dönüm noktasını aşacağım. Başarısız olmam tembel ve beceriksiz olduğumu göstermez. Daha fazla çalışmam gerektiği anlamına gelir düşüncesi ile hareket etmeniz gerekir. Ne diyordu üstad  Necip Fazıl Kısakürek;

Tohum saç, bitmezse toprak utansın!

Hedefe varmayan mızrak utansın!

Hey gidi Küheylan, koşmana bak sen!

Çatlarsan, doğuran kısrak utansın!