Uluslararası Şeffaflık Derneği’nce hazırlanan Şehir Hastaneleri 2020 raporu yayımlandı. Rapora göre, bazı hastaneler bataklık alana, şahıs arazilerine, bazıları hava kirliliğinin en çok hissedildiği alana yapıldı. Kimisi ulaşımın olmadığı otoyollar arasında kaldı. Raporda, özetle şu tespitlere yer verildi:

MALİYETLER KATLANDI

Şehir hastanelerinin maliyeti, klasik kamu ihale yöntemlerine göre çok daha yüksek. Bilkent Şehir Hastanesi için yapılan analizlerle klasik ihale yöntemlerine göre yüzde 173 daha maliyetli olduğu belirlendi. İngiltere’de yapılan hesaplamalar ise maliyetin 3 katına kadar çıkabildiğini gösteriyor. Kayseri Şehir Hastanesi’nin 3.5 yıllık kirasıyla sabit yatırım tutarının karşılanacağı hesaplandı.

İLGİNÇ ARAZİLER

Kayseri Şehir Hastanesi için belirlenen arazi, bataklık alanı ve bir kısmı şahıslara aitti. Elazığ Şehir Hastanesi için belirlenen arazinin bir kısmı şehitlik diğer kısmı sit alanıydı. Isparta Şehir Hastanesi, hava kirliliğinin en çok hissedildiği alana yapıldı. Konya’da ülkenin ilk tohum geliştirme arazisi üzerine inşa edilmek istenen şehir hastanesi, itirazlar sonucu mezbaha ve otoyol arasına sıkıştırıldı. Bilkent Şehir Hastanesi dere yatağı üzerine inşa edildi. Bursa Şehir Hastanesi ulaşımın olmadığı otoyollar arasına ve verimli tarım arazileri üzerine yapıldı.

ULAŞIMDA SIKINTI

Hastaneler yapılırken, ulaşım rahatlığı göz önüne alınmadı. Kalkış noktaları illerin valilik binaları olan taksilerle belirlenen fiyatlara göre, şehir hastanelerine şehir merkezinden ulaşımın 30 ile 150 TL arasında, ulaşım süresinin ise 10 dakika ile 1 saat arasında değiştiği belirlendi. Yalnızca Yozgat’ta hastaneye 10 dakikada gidilebiliyor.

SIR GİBİ SAKLANIYOR

Şehir hastanelerinin sözleşmeleri ve kira bedelleri ticari sır gerekçesiyle kamuoyu ile paylaşılmıyor. Ayrıca, kira ve hizmet bedellerinin ne kadarının Bakanlık bütçesinden ne kadarının döner sermayeden karşılandığının bilgisine erişilemiyor. Kalkınma Bakanlığı öngörülerine göre 10.6 milyar dolarlık sözleşme karşılığında 30.3 milyar dolar kira ödenecek. TL’nin yaşadığı değer kaybı nedeniyle döviz üzerinden yapılan sözleşmeler, her yıl artan bir yük olarak genel bütçeye yansıdı.

HİZMET TL, BORÇ DÖVİZ 2020’nin ilk 3 ayında, şehir hastanelerinin kira bedelleri 817 milyon 301 bin TL, hizmet bedelleri ise 648 milyon 480 bin TL olarak gerçekleşti. Ayrıca, hastaneler ürettikleri sağlık hizmeti karşılığında TL olarak gelir elde ederken, borçlarını döviz olarak ödüyor.

RANT ŞİRKETE

Türkiye’de dünyada uygulanan yöntemlerden farklı olarak şirketlere bazı yeni avantajlar sağlandı. Şehir merkezindeki kamu hastanelerin taşınmazları yüklenici şirketlere otel, rezidans ve AVM yapmak üzere bedelsiz devredilecek.

14 YATAK FARK ETTİ

Adana il merkezinde kamu hastaneleri önceden 3 bin 11 yatak kapasitesi ile hizmet verirken, şehir hastanesi açıldıktan sonra 3 bin 25 yatak kapasitesi ile hizmet vermeye başladı.

464 HASTANE YAPILIRDI

Yalnızca 2018 bütçesine “şehir hastaneleri” kullanım ve değişken hizmet bedeli için konulan 2.6 milyar TL ile 150 yataklı tam teşekküllü 64 hastane yaptırılabileceği hesaplandı. 2019 yılında Sağlık Bakanlığı bütçesine şehir hastanelerinin kirası ve hizmet bedeli için koyulan 6.15 milyar TL ile 400 yataklı 26 devlet hastanesi yapmanın mümkün olacağı belirlendi.

İŞ ARTTI, ÇALIŞAN AYNI

Ayakta muayene ve yatan hasta sayıları arttı. Hizmet verilen uzmanlıkların artırılması ve büyüyen fiziki alanlar nedeniyle sağlık çalışanlarının iş yükü önemli oranda arttı; fakat personel sayısında kayda değer bir artış olmadığı tespit edildi.

Gelelim diğer hastanelerin durumuna:

Sakarya Devlet hastanelerine günde ortalama 2.000 kişi geliyormuş. Analizlerde bir kişinin bir ayda 26 defa geldiği bile görülmüş. Covid 19 çıktı hastaneler boşaldı. Evim Özel bir hastane yanında. Trafik inanılmaz azaldı. Bu gidişle özel Hastaneler batar. Hastalık hastası bir halk mı olduk acaba? Corona çıktı diğer hastalıkların hepsi unutuldu. Nasıl Mülteci sorunu ve şehitler ve terör rafa kaldırıldı ise birden bire sağlıklı bir toplum oluverdik. Bu arada Özel Hastanelerde COVID 19 testi yapmaya başladı. Bu Corona’nın adı neden değişti İŞİD gibi onu da bilmiyorum ama ben test yaptırdım negatif çıktı. Doğrusunu isterseniz negatif oluşuna sevinemedim. Yanımızda çalışan bir arkadaş yakalandı hastanede yattı tedavi için 6 gün. 6 gün boyunca domuz gribi ilacı verdiler. Sonra evinde karantinaya alındı. 14 gün sonra tekrar test yaptırmak için Hastaneye başvurduğunda iki gün kuyrukta ve telefonda telef olmuş test yaptırmak için. Sonunda yaptıramayınca beni aradı ben yaptıramıyorum işe başlıyayım dedi. Bende Reis iktidarında olur mu böyle şey. Biz dünyanın en iyi sağlık alt yapısına sahip bir ülkeyiz. Tüm Dünyaya maske ve dezenfektan yardımı yaptık. Corona başarımız Dünya devlerine örnek oldu. Kapat sen telefonu benden haber bekle dedim.

Sağlık İl Müdürlüğü ve Başhekimliği aradım. Öğrendim ki test kiti yok. Sağ olsun Başhekim Bey izinli olmasına rağmen devreye girdi ve bir doktor adı verdi. Bende arkadaşı ona yönlendirdim. PCR testi yaptılar. 2 gün sonra sonuç yine pozitif çıktı. Arkadaşın psikolojisi bozuldu. Evdekiler dışladı iştekiler dışladı ne yapsın adam zor tabi. Yine 14 gün evde karantina bu sefer sıtma için kullanılan bir ilaç verdiler. 14 gün sonra yine aynı eziyet. Bana dedi ki bu arkadaş vallahi ben dışarıdan ve TV ler den bu ortamı güllük gülistanlık biliyordum. İşin içine düşünce gördüm. Burada kuyrukta nerde ise savaş çıkacak. Bundan sonra elim kırılsın AKP ye oy verirsem dedi. ( Coronalı hasta kuyrukta???? ) Yine ben devreye girdim özel bir hastanede test yaptırdım. Tomografi çektirdim. Ciğerlerinde bir leke çıktı. Bu lekenin bir ay sonra yapılacak testlerde ne olduğu daha iyi ortaya çıkacak. Yani anlayacağınız hiç kimse daha neyin ne olduğunu bilmiyor. Deneme yanılma. Bu arada bu olayla ilgili Sağlık İl Müdürlüğüne yazı yazdım gelen cevabı burada paylaşmak abesle iştigaldir. Vesselam siz siz olun TV lerdeki haberler inanıp sakın Hastaneye düşmeyin.

Sağlıklı bir ömür dilerim hepinize. Bu arada Hastanede bu hengamede bir sağlık görevlisi ile yaşadığı tartışma nedeniyle hapse mahkum olan bir çalışanımda var. Bunu da bilahare paylaşalım.

Sağlıkçılarımızı alkışlıyorum. Ama çok azda olsa hastaları köle gibi görüp azarlayan ve hakaret eden sağlıkçılar da var maalesef. Özellikle Kamu Hastanelerinde görevli bunlar. Büyük ihtimal siyasi torpille girmişlerdir işe.

Sağlıklı Kalın. Sağlıklı günlerde tekrar görüşmek üzere hoşçakalın.