"Sandıkta hesaplaşacağız der Erdoğan bazen. Evet, sandık gerçekten siyasal hesaplaşma yeridir. Ama alavare dalavere yapılmazsa, Siyasi iktidar elindeki kamu güçlerini kullanarak gerçek seçim yaparsa geçerli bu kural. 31,Mart 2019 yerel seçimlerinde sonucunu beğenmediği için Sayın Erdoğan sandığı tekmelemişti.  2017 referandurumunda kanunda açıkça yazmasına rağmen mühürsüz oyları geçerli saydırarak sandığa şer karıştırmıştı. Seçilmiş genel başkanını ve başbakanını indiren de oydu. 
Bugün Ekonomideki kötü gidişatı kamufle etmek için CHP’nin darbe yapacağı söylentileri ile gündemi yine değiştirdi. Darbenin sadece askeri yöntemlerle olmadığını belirten ve örnekler verdiğim bir yazı yazmıştım. Hatta neyle darbe yapılacak Zabıtalar’ lamı demiştim. CHP darbe yapabilir mi diye dün biraz araştırma yaptırdım. Asla yapamaz. Çünkü elindeki belediyelerdeki zabıtaları da AKP’li başkanlar işe almış. Meclis üyeleri zaten iptal edilen seçimlerde yenilenmediğinden AKP’ li. İmamoğlu ve Mansur Yavaş ‘ı zaten çalıştırmıyorlar. Şimdi bu durumda darbe edebiyatı yapmak hiç yakışmıyor. Defalarca AKP ye oy verdim ama artık vereceğimi hiç sanmam. İlk iki dönem kim ne derse desin iyi hizmetler yapıldı. Sonraki dönemler bir felaket. 
Hakikaten darbe paranoyası mı yaşıyor yoksa darbe mağduriyeti mi yaratıyor emin değilim. Mağduriyet kitabında olduğu için o daha ağır basıyor. 
12 Eylül'ü göklere çıkaran, 28 Şubat'a övgüler düzen Fetullah Gülen ile yıllarca o zaman neden işbirliği yaptınız? 
Darbelerden sonra sonuçlarının en çok kime yaradığına bakmak lazım. CHP için 27 Mayıs ile 12 Eylül aynıdır. 27 Mart ile 28 Şubat aynıdır. 27 Nisan 15 Temmuz hepsi aynıdır. 3 darbe var ki bundan Erdoğan istifade etti. 28 Şubat üzerinden siyasi yürüyüşe çıktı, 27 Nisan ile beslendi, 15 Temmuz darbesine de bu Allah'ın lütfu dedi. Bir darbe muhakemesi yapacaksak, 28 Şubat'ta darbe mağduruna yatıp oradan beslenen Sayın Erdoğan’dır. 27 Nisan muhtırasını yapanlara zırhlı jeep aldın. 15 Temmuz darbesi için de Allah'ın lütfu dedin. Bütün darbelerden en olumsuz etkilenen parti CHP'dir ve bütün darbelerde en ağır bedeli ödeyen Türkiye halkı olmuştur. Hal böyleyken bu darbe meselesinden AKP'ye ve Erdoğan'a ekmek çıkmaz bence. 
Corona önlemlerini açıklamak için TV ye çıkıp CHP ve Bay Kemal’e hakaretler yağdırıp muhalif kim varsa kin kusmak Demokratik bir hareket değildir. 
Hukuksuzluk geçmişten bugüne kimsenin işine yaramadı. 1980 Darbesini bizzat içinde yaşayan biri olarak bir hatırlatma yapmak isterim; Kenan Evren ve silah arkadaşları darbe yaptığı gün sağ sol olayları anında bitmişti. O güne kadar Üniversitede ilk derse başladığımda okulu taradılar. Kaldığımız öğrenci evi tarandı bir arkadaşımız vefat etti. O günleri anlatmak için kitaplar yazmam lazım. Anayasa oylaması % 98 gibi ezici bir çoğunlukla kabul edildi. Bugün hala o Anayasa ile Ülke Yönetiliyor. Gerçi her gün çıkan Kararname ve Torba yasalar ile çok delinse bile hala yürürlükte. 
12 Eylülde darbe yapan Kenan EVREN ve arkadaşlarına daha sonra ne oldu? İdama mahkum oldular. Öldüklerinde Cenazelerine kimse gitmedi. 
Makam ve mevkiler geçicidir. Önemli olan gök kubbede hoş bir seda bırakmaktır.  Hoşçakalın.