Yıl boyunca hep bekleriz , Ramazan gelse de pide yesek diye. Hazırlanışı bir başkadır ramazan ayında, kokusu başka , tadı başka. Hamuru farklı yoğurulur, mayalanışı bile farklıdır. Emeği çoktur. Usta elleriyle şekil verir her birine. Tek tek dizilir tepsilere, dumanı tüter, buram buram kokar. 
Kuyruklarda beklemeyi sevmesek te Ramazan ayında iftar vaktinde koşarız fırınlara. Kuyruklar daha bir uzar vakit yaklaştıkça. Beklerken kuyrukta sohbetler açılır, uzun süredir görmediğimiz komşumuzla. Tanımadıklarımızla da ahbap oluruz o anda. Sohbetler hararetli fakat hep gözümüz en önde, kaç kişi kalmış, fırındaki pideler yetecek mi diye? 
Sıra bize geldiğinde veririz siparişini bir tane, üç tane, beş tane. Fırıncı hemen koyar kağıt ambalajına, sıcaktır çünkü elle tutamazsın o anda. Plastik poşeti de sevmez pide, hemen başlar ağlamaya. 
Eline aldığında çekersin kokusunu derin derin. Sohbetler o an biter, eve bir an önce ulaştırma telaşı başlar. Hava soğuksa sarılırsın ısıtır seni yol boyunca. Kapıyı çalmadan kokusunu alır ev ahalisi, açarlar kapıyı elin havada kalır her seferinde. İftar vaktine çok varsa bohçalara konur, az varsa da hemen sofradaki yerini alır. 
Ramazanı bir başka bekleriz, ramazan pidesini hepsinden başka.