Kaç gündür ulusal tv.lerde, belediye başkanlarının belediye meclislerindeki düzeysiz, çağ dışı söz ve davranışları haber manşetlerinde. Kim bunlar?

Sanki; TBMM de ve tüm siyasi platformlarda tablo çok mu farklı?

**

Siyasi partiler, şu gün kendi içlerinde, partilerini Yerel ve Genel Seçime götürecek Yönetenlerini seçiyorlar.

Nasıl, kimler kimleri seçiyor? SİZ-BİZ kimlere oy veriyoruz? Ailesinde, mesleki yaşamında, sosyal-kültürel-ekonomik alanda Sakarya’ya katkıları ne?

**

Bu Siyasiler (?); Belediye Başkanı, Milletvekili, Belediye Meclis Üyesi seçecek. Kimisi de Milletvekili, Belediye Başkanı, Bld. Meclis Üyesi olacak : -)

veriyoruz ama; halkın çok büyük bir kısmı, oy verdikleri siyasi partilerin mahalle delegelerinin kimler olduğunu bile bilmez.

Delege Ağalarını bir tanısanız? Oraya seçilmenin yollarını bir bilseniz? Dönen kumpasları bir öğrenseniz? Siyasetin hal-i pür melaline hiç şaşırmazsınız.

**

Üstelik de bu ülkenin; dört dörtlük birikimli, dünya çapında işlerle bilinen, dürüst, çalışkan üretken; O kadar çok sayıda liyakatli genci var ki.

Babalar, Dayılar, Amcalar, Hocalar, Abiler, Ablalar bile Onları Yöneten yapmayı öngörmez.

Türkiye; muhteşem doğal kaynakları, insan servetleri, bulunduğu eşsiz coğrafya ile her zaman dünyada söz söyleyecek bir ülke; tek eksik işte bu.

SERDİVAN MESLEKİ VE TEKNİK ANADOLU LİSESİ ?

şehir, köy yaşanmaz hale gelse bile; ucu çıkarımıza dokunmadıkça hiçbir şeyi umursamaz olduk. “ Duymadım, Görmedim, Söylemedim “zirvede.

Hele günün siyasetinde, kendi işi, evi, Yolu bulduysa,; Tam “ Gerisi teferruat “

**

Kendi çocuklarının bile geleceğini düşünemeyen Büyüklere-Yönetenlere-Günün Egemenlerine kimi şeyleri hatırlatmak görevim.

Çocuklarım iyi eğitim aldı. İş yapma becerileri mutlak. Daha üniversite yıllarında çalışıp, kendi yaşamlarını sürdürmeyi kotardılar.

Ana-Baba olarak, bir tek gün, “ Tamam, bu ülkeye ve ailemize karşı görevimizi yaptık. Bizden bu kadar.” demedik, diyemeyiz.

İşin güzeli; kendi çocuklarımız da bunu bize dayatır. Görevleri asla bitmez.

**

Sakaryalılara şimdi hatırlatmak istediğim UMURUMU yazayım:

Serdivan’da, şehrin ve Serdivan’ın tüm geleceğini dipten etkileyebilecek büyük bir İnşaat Projesi yapılıyor. Koca Sakarya’da n’oluyor diyen oldu mu?

İnsan, şehir, ekonomi, ulaşım, enerji; hiçbir endişe tartışıldı mı? Sakarya; taş, beton, tuğla, yol, Toki demek mi? Gelecekte sadece taş mı yaşamı taşıyacak?

**

Eğitimi, Çocuklarımızın geleceğini bile tartışmamışız; ben utandım. Çünkü?

O Proje; Serdivan Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi’ni bile yuttu mu? Okul Binası terk edilmiş, enkazı kalkacak, arazi O Projeye katılacak gibi duruyor?

Projeye satıldıysa; nasıl, kaça, ne karşılığı? O Okul şimdi nerede?

Yanda, Kanada Özel Eğitim Uygulama Merkezi yedirilmezse, O eller öpülür.

“ DOBRO DOSLİ “ DERSEN;

EVİN DE O’NA LAYIK OLACAK !

Atatürk’ün, “ Bağımsızlık karakterimdir. “ sözü ile, “ Türkiye Cumhuriyeti topraklarında yaşayan vatandaşlara Türk denir. “ sözleri aklımdan çıkmaz.

“ Anam-Babam Saraybosna’nın çok yakın köylerinde doğmuş. Askerde bile, “ Nerelisin ?” diye sorulunca, “ Sakaryalıyım, Türküm.” dedim, derim.

Boşnaklıkları ile ölene dek gurur duyan Anam-Babam bize böyle öğrettiler.

**

Hiçbir Balkan Derneği’ne üye olmadım. Çünkü, hepsi benim için aynı yerdedir.

Serdivan sokaklarını geziyorum. Anadolu Lisesi kavşağından Kazımpaşa’ya dönünce; solda, ikinci kavşakta, iki katlı mavi boyalı bir Osmanlı Evi gördüm.

Hatta, bir Boşnak Evi. İki kat arasında büyük harflerle yay şeklinde, “ DOBRO DOSLİ “ tabelası var. Yayın ortasında da Türkçesi “ HOŞ GELDİNİZ. “ yazıyor.

**

Arabayı sokağa çevirdim; park edip, indim.

Evin karşısına geçip bir müddet seyrettim. Doğup büyüdüğüm ev, küçük bir bahçe içinde bunun tek katlısıydı. Perdeleri, her şeyi O koku, O doku…

DOBRO DOSLİ, Bosna-Sancak Eğitim Kültür ve Spor Kulübü Derneği; Serdivan’ın son derece önemli ve DEĞERLİ bir noktasında. Yani:

Hak ettiği önem verilmiş; özveriyle elde edilmiş bir mekan. Amaaa…

**

Manevi Değeri her şeyin üzerinde olan O Mekan çöktü çökecek hale geliyor. Ön yüzünde çatlaklar, patlaklar, rutubetten göçükler; mekan sanki metruk!

Acaba içi ne halde? Kuruluşu Manevi ise, Yönetimleri layık hale getirmeli.