Yeni bir hafta başından yeniden merhaba, Köşe yazılarımı bildiğiniz gibi hafta sonları, müsait zamanda yazıyorum. Sıcak havalar ve iş yoğunluğundan sıkıldığım için ufak bir deniz kaçamağı yapmak istedim. Eve yakın mesafe olan çeşme altına gittim. Anlatıldığı gibi kalabalık ortamlar yok, işletmeciler şikayetci.

Yazıya nereden girsem diye düşünürken arka masamda bir baba kız ve yaşlı amca sohbet ediyor. Sohbet konusu tabi ki, ekonomi ve sağlık konuları. Amca’nın devlet terbiyesi ile geçmiş bir dönemi olduğu çok belli, diğer arkadaş çiftci. Ülkenin geldiği durum için amca çok üzülüyor. Bu durumun düzelmesi için minimum 30 yıl kaybedeceğimizden bahsediyor. Diğer arkadaş ise son zamanlar da tarım konusunda alınan yanlış ve yetersiz kararlardan bahsediyor. Her cümlenin sonu iktidara sitemle bitiyor. Sitemden en fazla nasibini alan tarım bakanı ve ekonomi danışmanları. Sohbeti biraz dinledikten sonra bu köşe yazılarını kime yazdığımı sorgulamaya başladım. Gündemi çok iyi takip, çok güzel analizler ediyorlar. Halkın büyük kesimi tutarsız eylemlerden şikayetci.

Geçen hafta gelen veriler ülkenin ne durumda olduğunu aslında gözler önüne seriyor olsa da, algı uzmanı yöneticiler bunu nasıl oluyor da pozitif bir şekilde halka sunuyor, şaşkınlıkla izliyorum. Tuik verilerinde Hanehalkı bütçe araştırmasının 2019 yılı sonuçlarına göre; Türkiye genelinde hanehalklarının tüketim amaçlı yaptığı harcamalar içinde en yüksek payı %24,1 ile konut ve kira harcamaları alırken, ikinci sırayı %20,8 ile gıda ve alkolsüz içecek harcamaları, üçüncü sırayı ise %16,5 ile ulaştırma harcamaları aldığını görüyoruz. Gelir seviyesi sıralamasında en düşük gelir seviyesine sahip hane halkının ise tüketim harcamalarının 2019 yılındaki dağılımına bakıldığında; en düşük gelir grubu olan birinci %20'lik grupta yer alan hanehalkları, konut ve kira harcamalarına %31,2, gıda ve alkolsüz içecek harcamalarına %30,7, ulaştırma harcamalarına %9,0 , mobilya ve ev eşyası harcamalarına %5,3 pay ayırmış. Nefes almakta zorlanan hane halkını ucuz kredi ile batağa sürüklediğimizin farkına geç olmadan varırız inşallah.

Yine geçen hafta açıklanan Tuik verilerinde, Haziran ayında merkezi yönetim bütçe giderleri 85,6 milyar TL, bütçe gelirleri 66,3 milyar TL ve bütçe açığı 19,4 milyar TL oldu. Faiz dışı bütçe giderleri 79,3 milyar TL ve faiz dışı açık ise 13,1 milyar TL oldu. 2019 yılı Haziran ayında 7 milyar 693 milyon TL faiz dışı açık verilmiş iken 2020 yılı Haziran ayında 13 milyar 73 milyon TL faiz dışı açık verildi. Borçları katlıya katlaya yol alıyoruz. Ama itibardan taviz vermiyoruz. Fazla canınızı sıkmadan sizlere bu haftanın atasözünü yazayım ve haftalık yorumlara geceyim. “Ne şeytan gör, ne salâvat getir”.

BİST100: Geçen hafta’ya yükselerek başlayacak olan endeksin 117.000 üstünde zorlanacağını düşünüyordum. 2.5 yıldır düzenli yaptığım haftalık yorumlarda ilk defa bir yanılgı yaşadım. Haftaya yükselerek başlayan endeks, gevşemeden 1.750 puan fazladan alımla beni şaşırttı. Bu hafta bu hareketin beni ve yatırımcıları daha dikkatli ve tedbirli olmaya itiyor. Bu hafta bir günü bir gününü tutmayan bir hafta yaşayacağız. Yukarıda 120.000 aşağıda 115.000 sınır değerler. Bu arada testere bir piyasa seyredebiliriz.

DOLar: $ daki daralma devam ediyor. Vadeli piyasalarda vade sonuna yaklaşıyoruz, biraz zorlu bir dönemeç olacak. Yabancı hissede % 50 nin altında satışa devam ederken hisseden çıkan para DOLar’a gidiyor. Cuma kapanışa yakın meydan muharebesi olabilir.

ONS ALTIN: Geçen hafta bahsettiğim 1.800 $ altına gevşemeler olsa bile üstünde her kapanışın ons altını güçlendireceğini söylemiştim. Nitekim öylede oldu. Bu hafta 1.850 $ ı test etmesini bekliyorum.

Hepimize bol bereketli ve sağlıklı iyi bir hafta diliyorum.