Sevgili okurlar,
Şüphesiz “Ayasofya” ile ilgili karar, gündeme damgasını vururken, Hendek İlçemizi’ deki patlamada, geri planda hala tartışılır durumdadır..
Bu büyük patlamanın, ihmalin ve yarattığı  travma ile acıların üzeri örtülemez..
Kaldı ki, önceki patlamalardan bugüne kadar süren davaların da varlığını, bu son patlama ile öğrenmiş bulunuyoruz..
Tarihinde bilmem kaç defa acı yaşatmış olan bu fabrikanın, tekrar Hendek İlçesi sınırları içine kurulmasına karar verenler, katkı sunanlar yardımcı olanlar, büyük vebal altındadırlar?..
Bu “vicdani sorumluluğun” altından nasıl kalkacaklar bilmem!
Ama, önlerinde büyük bir sınav daha var!..
Ortada büyük bir enkaz bırakan, acı, gözyaşı ve hüzne neden olan bu fabrikanın kayıpları, mağdurları, alınacak kararları sabırla beklemektedirler..
Acilen yaraların sarılması, bu insanların kucaklanması ve unutulmaması gerekir..
Yargıya intikal eden yönü ile iki defa yüreğimizden bizleri yaralayan bu patlamaların hesabı, mutlaka sorulmalı ve mağdurları tatmin edecek kararlar alınmalıdır..
Bu yeterlimidir, elbette değildir ama yaralı yüreklerin, yıkılmış ailelerin acılarını tatmin edecek, kamu vicdanını rahatlatacak, acil kararların alınması elzemdir..
Bu bağlamda, Büyükşehir Belediye Meclisi’nin aldığı karar fevkalade önemlidir.Tarihi nitelik taşımaktadır..Tebrik ederim..
Sakarya’dan böyle önemli bir karar haberinin gelmesi, bizleri gelecek adına da çok sevindirmiştir..
Bizim Sakarya Gazetesi haberine göre, Hendek’te gerçekleşen patlamanın ardından Büyükşehir ve ilçe belediyeleri aldıkları ortak kararla hiçbir etkinlikte havai fişek kullanmayacak.
Temmuz Meclis Toplantısı’nda kararı açıklayan Başkan Ekrem Yüce, “Grup toplantımızda ortak kararla belediyelerimizin etkinliklerinde havai fişek kullanımını kaldırdık. Duyarlılık gösteren tüm belediye başkanlarımıza teşekkür ediyor, hemşerilerimden hassasiyet bekliyorum” diyerek kararı duyurduğu görülüyor..
İnşallah, yargı da üzerine düşeni yapar ve sayfa böyle kapanır, yaralı yürekler, acılarını yüreklerine gömer..

****
Sevgili okurlar,
Hendek İlçemizde meydana gelen patlama ile ilgili olarak sanal medyada birbirinden farklı yazılara da tanıklık ettik..Bu bağlamda MHP Grup Başkanvekili Sakarya milletvekili ve üstelik Hendekli Levent Bülbül’ün bir açıklamasının altına: “ Sayın vekil, “çoklu baroyu” savunacağınıza Sakarya ile ilgilenseniz iyi olmaz mı? Memleketiniz Hendek’te fabrika patladı. 7 Can toprağa verildi. Yaralılar var. Şimdi üç askerimiz şehit, yine 6 yaralımız var. Bu sorumsuz sorumluların üzerine gider misiniz? Hep bu işi muhalefete bırakıyorsunuz? Mecliste “Araştırma önergesini” reddettiniz Sizlerin de sorumluluğu var..Lütfen gereğini yapınız..İktidarda kalmak için “Çoklu Baro” diye, diye memleketin altını oydunuz! Bu sorumluluktan kaçamazsınız” diye tarihi bir not düştüm..

Elbette bu dönem milletvekillerinin çalışma notunu insanımız gelecek seçimlerde, sandık başında takdir edecektir..Fakat bu tarihi olayda kimin ne yaptığı, yazdığı, ne tür rol üstlendiği de çok önemli..
Bir yemekte buluşanlara övgüler düzenler mi ararsınız, fabrika sahibi ile görüşenler, denetimden söz edenler ve korumacı role bürünenler mi?….
(Bu manada sevgili dostum, meslektaşım Sezai Matur’a yönelik sataşmaları da buradan kınıyorum..)
Allah ıslah etsin de, gazeteci olduğunu öğrendiğim bir başka Bay S.K, bu yukarıdaki notumdan ötürü bana  facebook ileti adresim üzerinden,” Yusuf Bey yorumunuz ile ilgili konuşalım isteriz..Belçika’da olduğunu işittik..Anlaşıldı siz olmuşsunuz..Konuşmaya gerek yok..Değmezsiniz, Kendini itibarlı duruma getirme..Ne halt ettiğin ortada, senin değersiz canınla kimse uğraşmaz, biz bile Boktan yazılarına ve yorumlarına devam edebilirsin..Suç sende değil, seni adam yerine koyup, sana yazı yazdıranda..Bak peşinen söyleyeyim, yarın kapını çalar, falan bizden bilme, yazınla çizinle dikkate alınacak adam değilsin..Biz saldık seni yani..”
Vay be!
Neler, neler, maydanozlu köfteler!
Islama köfte olsa bari!
Gazeteci dostlarım çok iyi bilirler ki, Akyazı’dan başlayan,Adapazarı’nda ve İstanbul ile yurtdışında devam eden gazetecilik mesleğinde, hep doğruları, yalnız doğruları yazmaya özen gösteren bir doğrultuda, memleketim, insanım için yazmaya büyük özen gösterdim, gösteriyorum..
Bu yolda yanlışta olsa, “bileklerine iftira, ihmal kelepçesi” vurulmuş biriyim!
Yani hapishaneyi görmedik ama, nezarethaneyi görenlerdeniz!
Neyse, bu yeni yetmeler, nereden bilecekler ki?
Çok haklı!
Bugünlerde Türkiye’de kapısı çalınan, adreslerinde sorulanlar çok!?..
Bu mağdurlardan yurtdışında da çok var!..
İktidarı, siyasi erki eleştirdikleri için “yasaklı” konumuna gelen ve memlekete gidemeyen “sanal mağdurların” sayısı bir hayli yüksek yani..
Suçları mı?
Suç denirse, iktidarı eleştirmek tabii ki?
Eleştiriden korkmak,Türkiye’ye özgü bir durum..
Şimdi anladınız mı, sanal medyaya neden çeki-düzen vermek istediklerini, yasak getirmelerinin ardındakini…
Bu mağdurlar arasında kardeşim H.C’nin de olduğu haberi geldi buralara!..
Şaşırmadım değil..
Hep arkadaşları uyarırlardı onu..”Sana bir şey yaparlar, biz buralarda korkudan bir şey söyleyemiyor, yazamıyor, kıç üstü oturduk duruyoruz..Sus-pusuz..” demeler aklıma geldi..
Gerçi aile yakınlarımızdan bu tür bizlere de gelmedi değil ya?Önceki gün Jandarma taa Akyazı’nın Alaağaç Köyü’ne kadar giderek, bazı kapıları çalmış.. Ne mi arıyorlar?
 H.C’nin izini sürmüşler!
AKP’ye büyük o çıkan köyde, Jandarma ne arar ki?
Son Mohakineyi mi?
Bu sanal Mohikanların nesli mi tüketilecek?
Allah! Allah!
Niye ki?
Niye mi?
H.C. Memleketini çok seven, milliyetçi duruşu ile herkes tarafından çok sevilen paylaşımları ile bir sanal alem fenomeni de ondan..
Bir o kadar da Atatürk aşığı bir zır deli!
Bugünlerde sanal ortamdaki duruşlarını askıya alanlardan değil..Sanal ortamın yasaklanmasına da karşı çıkanlardan..
Şunu teslim edelim ki, “hakarete,küfre, aşağılamaya, nefret suçuna bulaşmayan, tarihi ders niteliğindeki paylaşımları “ ile H.C’nin de kapısı çalınmışsa, burada mutlaka bir bit yeniği vardır..
yani kıskançlık,iftira,çekememezlik..
Zira bizim aileden, başkalarına hak ve hukukuna helal gelecek bir taş atılmaz!..
Bilinç budur, terbiye ve yetişme tarzı atatandır..
Ama elin oğlu bakın ne diyor?
Bay S.K doğru söylüyor, bizim de kapımız çalınır..
Çok mu korktuk!
Korkumuz olsa, bu yazılara imza atmaz, paylaşımlarda bulunmaz ve memleket için sevgi ateşlerinde yanmayız..
Ama bizi bilen biliyor!..
Köye Jandarma gönderme pısırıklığı gösterenler, önce ülkenin içinde bulunduğu duruma çözüm üretmeye baksınlar..
Bizim oralardan hain çıkmaz!
Bir 15 Temmuz’un yıldönümünde, darbe kalkışmasına karşı çıkan gazeteciler arasında yer alarak, plakete, övgüye layık görülen biz, gerekirse kapımız da çalınsın isteriz!..
Başımız üstüne, onurla, gururla!..
Ama dünün yeni yetmeleri bilsin ki, biz bu yoldan hiç geri adım atmadık..
Bugüne kadar,kendi hak ve hukukumuzu koruduğumuz gibi Sezar’ında hakkını teslim ede geldik..
Gün ola, harman ola, Yüce Mevla’m sağlık verdiği müddetçe daha çok meydanlarda karşılaşırız..
Hor görme Aslanım!

TAZİYE
Sevgili dostum, Harmanlıkspor camiasından Nazım Kırdemir’in ani vefatını üzüntü ile öğrendim..
Allah gani, gani rahmet, cennet-mekan eylesin, ailesi ve sevenlerine baş sağlığı dilerim!..