Sakarya Büyükşehir Başkanı Sayın Zeki Toçoğlu, dün sabah Gazetemizin kahvaltısında misafir edildi...Başkan ile ilk kez yüz yüze bu denli uzun ve ÇOK AÇIK sohbet etme fırsatı bulduk…

          Şunu, bu Sakarya’da yaşayan çok insandan daha iyi bilirim ki; Sakarya, Kamu Görevi yapanlar için zor, çok zor bir il’dir…

          Büyükşehir de olduk; sancılar katmerleşti... Zaten var olan; Yüzyılın Depremi ile de katlanan sorunların, taleplerin ardı arkası bitmek bilmez…

          Büyükşehir’e hazır bir şehir değildik. O nedenle, sorunlar ve talepler tepemize binince uzun yıllar bocaladık…Kaçınılmaz olarak; çok, ama çok büyük yanlışları Devlet de, Belediyeler de yaptı…

           Bu süreçte Sakarya’da var olan 3 televizyonda da en üst düzeyde görev yaptım. Zaten 30 yıldan fazla da köşe yazarıyım…

           Tam da bu noktada, doğup büyüdüğüm bu şehirde var olan hayret bir İKİLEMİ de vurgulamam gerek…

         Sakarya’da şu anda, ilçeler de dahil, 13-15 gazete vardır…Başkan Toçoğlu da “ Güçlü bir Yerel Basın var!..” vurgulaması yaptı…Ama, Sakaryalı, Yerel Basını para verip okumaz…Yerel Basın zorlukla ayakta kalmaya çalışır…

           Açın Yerel Basın’ı; manşetler de, tüm sayfalar da Devlet Dairelerinin ve daha çok da belediyelerin faaliyetleri ile doludur… Haberde kolay kolay yoruma rastlanmaz. Yani, yapılan belediye ve devlet işlerinin yanlışları didiklenmez…

           Peki, Siyasi Muhalefet ne alemdedir?..Şehirde,güncel, kısa ve uzun vadeli sosyal, ekonomik gelişmeler izlenir mi?..Siyasi süreklilik, tutarlılık var mıdır?..  

         Sözü, kendi şehirlilik ve gazetecilik anlayışıma getireceğim!.. Hayatımda hiç kimseden forma istemedim !.. Bir tek gün ekmek parası kazanmak için iş istemedim!.. Bu bana VERİLMİŞ bir şanstır ve şükrederim…

           “ Gazeteler, Seçilmiş ve Atanmış Yönetenlerin faaliyetleri ile doludur!.. Haberde genelde karşı yorum da olmaz!..” diye boşuna vurgu yapmadım…

           Yönetenlere; kararı kesin gibi ise, alt kadroları bile O yanlışlara karşı çıkmaz, çıkamaz…Eee, Siyasi muhalefette yok gibi, hatta yok!..

           Peki, gözler önünde yapılan yanlışları kim söyleyecek, kim uyaracak?..

          Sakarya’da Yerel Basın’da, yapılan yanlış İŞ’lere karşıt yazı yazmak kolay mı?.. Siyaset bile, yerelde yapılan işlere karşı kör ve sağırsa, Sen Donkişot musun?...

        Yok; ben tabii ki, Donkişot olamam!..Donkişotluk, insanoğlu için öğrenilmesi gereken zorunlu bir samimiyet dersidir…Keşke öyle olabilsem!..

          Sayın Zeki Toçoğlu SBBB’nı seçildiği günlerde, “ Kötü, çok zor bir miras devraldı!..” diye yazmıştım…Kendisi bir zaman sonra, “ İyi miras !” demişti…

            Toçoğlu’nun aldığı mirasın kötü olduğuna hala inanırım…Buna karşın, Büyükşehir’de  yaptığı bir çok doğru ve iyi işi de görürüm…Bunları Yerel Basın her gün sayfalar dolusu yazıyor..

        Evet, ben galiba biraz farklıyım…Yapılması düşünülen işi konuşulduğu gün gider yerinde görmeyi tercih ederim...Eleştirilecek yanlarını halkın önünde yazarım…O iş yapılırken de gider izlerim…Tıp Fakültesi sadece bir örnektir…

         Şehirde eleştiri samimiyeti ne kadar değer bulur bilmem. Yazdığım işler yanlış bitse bile kimseden tık çıkmaz. Muhalefet partileri zaten gitmez, okumaz, görmez, çıt çıkarmaz…Hatta, sanki, Yöneten O Yanlışı yapsın da, halk bana oy versin, gibi düşünülür : -)

           Sakarya’yı ve BİZİ-SAKARYA HALKI’nı iyi bildiğimi sanıyorum…Ve, “ Sakarya’da Yöneten olmak zor, çok zor!..” da diyorum. ” Kent Samimiyetimi, Bugüne kadar yazdığım eleştirileri yüz yüze, somut, herkesle de konuşurum…

         Şehir ve Ülke Samimiyetime, siyasi duruş karalaması yapanlar hayatlarının en büyük yanlışlarını yaptılar..Çalışma ve sosyal hayatımı bilenler bilir; kendimi  anlatmamı boş verin, teferruat deyin geçin!..

           Başkan ile söyleşide kalabalıktık…Tabii, ayrıntıları paylaşacak zaman sınırlı olur. Ama, yerel basınla bu fırsatları ayda bir, 2 ayda bir bulmak çok yararlı bir anlayıştır…   

 

 TOKİ’Yİ, SUÇA BİLE SÜRÜKLEYECEK YETKİLER !.. 

         TOKİ’nin,“ Adapazarı Dörtyol Sanayilerinde Kentsel Dönüşüm Projesi !” kent gündemine düştüğü zaman başladım TOKİ’nin işlevini ve yetkilerini öğrenmeye…

          Gördüm ki, TOKİ’ye bu görevi ve eşsiz yetkileri yükleyen siyasi iradenin  içinde olanların büyük bir kısmı bile; TOKİ’ye verilen gücün farkında değil…

           Bilmeleri, anlamaları da mümkün değil…Daha da ileri gideyim; eğer imarla ilgili mühendislilerden mezunsanız, ama TOKİ üzerine ihtisas yapmamışsanız, Siz de ancak benim kadar konuya hakim olabilirsiniz!...  

            Dörtyol Kentsel Dönüşümünde o nedenle az daha duvara toslayacaktık. Benim Orada arkasına sığındığım tek güç, Sanayi’da büyük fabrikaları ve arazileri olan, oylarını da AK Parti’ye vermiş iş adamları olmuştu…

            “ Dörtyol’da fabrikaları olan hangi büyük iş adamlarının AK Partiye oy verdiği bilinir!..  Hatta, AK Parti yönetimlerinde olanlar da vardır!..

           Onların içinden TOKİ’nin proje teklifine olur diyecek 10 kişi bulun!.. Onlar imza versin, arazi ve fabrika teslimi yapsın; Dörtyol Sanayileri de o zaman olur versin!” demiştim…

           Bugün TOKİ ve Sakarya konusunda çok daha keskin köşeliyim…Bir şehri, O şehrin tarihini, yaşanmış nice felaketlerini ve insan sosyolojisini, yeraltı-yerüstü servetlerini O şehirde yaşayan, O şehirde görev yapanlar bilir…

          TOKİ, karşılaşılan kimi imar ve kentleşme zorlukları karşısında, acil çözüm için ortaya çıkarılmış zorlama bir oluşumdur…Üstelik; hedeflerini, yetkilerini kimseler bilmez, bilemez…

          CAN Yayınları’ndan, “ Bir Şehri Yok Etmek “ diye bir kitabı aile yakınlarım hediye getirdi…Kitabın alt başlığı, “ İstanbul’da kazanmak, ya da kaybetmek…”   

           Okudukça dumura uğradım!..Türkiye’de, TOKİ varken, Başkent Ankara, dünya başkenti İstanbul dahil, hiçbir şehir, hiçbir Meclis;

        “ Şehrimi ben yönetirim!.. Bu şehri ben bilir, ben planlar, ben projelendirir, ben geleceğe hazırlarım !” diyemez…

          Siyasetin de; TOKİ’yi bildiğini, anlamaya çalıştığını, anladığını da sanmıyorum… Tavır belirlemede samimiyet varsa, ilkin biraz öğrenmeye çalışmak şart !..

            TOKİ, Sakarya’nın geleceği için hemen şimdi ve çok iyi öğrenilmeli; benden değil, işin ehillerinden!..

           Çünkü; TOKİ Sakarya’da Kent içine ve derinimize inerse, bu şehrin geleceğini unutun!.. Şehrimizin geleceğini burada biz hazırlamalıyız!..