Sakarya’daki deprem hasarlı okullar için alınan yıkım kararı kamuoyunda olumlu yankı buldu. Moda deyişle, kentteki algı çok iyi… Şimdi yıkım kararı alınan okulların bazılarında öğrencilerin taşınacağı okul seçimine, bazılarında İkili eğitim geçilecek olması nedeniyle serzenişler var. ‘Bizim okulumuz sağlamdı niye yıkıyorsunuz” tepkileri de var. ‘Okulumuz Sakarya’nın en sağlam binasına sahip” diyen Hendek Soğuksu İlkokulu bunlardan biri… Yetkililerin buna verecek bir yanıtları vardır diye düşünüyorum. Tepki gösterilen diğer sıkıntıların da en kısa zamanda giderileceğini umuyorum. AKP Genel Başkan Yardımcısı Ali İhsan Yavuz, Trabzonlular Derneği’nin genel kurulunda bu konuya değinmiş ve yıkım kararını uygulamada çok hızlı hareket ettiklerini söylemiş. 21 yıl gecikmeden sonra verilen bu hızlı karar, sosyal medyada yeterince alay konusu oldu. Bu konuya girmeden dikkatimi çeken başka bir şeyden söz edeceğim. Ali İhsan Yavuz, 21 yıllık gecikmeyi gizleme, kamuoyunu buna inandırma çabası içinde… Israrla, Bakanlığın 1999-2007 yılları arasında yapılmış okul binalarında inceleme yaptığını, hatta 2015 yılı sonrasında yapılan binaların da incelemeye tabi tutulacağını söylüyor. Yani yıkım kararı verilen okullar deprem hasarlı değil, deprem sonrasında yapıldı demeye getiriyor. Doğruluğuna inanmadığım bu bilgileri kontrol etmek için okulların kendi web sitelerine girip, tarihçelerine göz gezdirdim. Birçoğunda tarihçe bölümleri boş çıktı. Var olan tarihçeler de Ali İhsan Yavuz’un verdiği bilgilerle örtüşmüyor. Örneğin yıkım kararı verilen okullardan Karaosman İlkokulu binası 3 Temmuz 1963’te eğitime açılmış. YineŞehit Abdullah Ömür İlkokulu 1966 yılında dönemin Başbakanı Süleyman Demirel tarafından eğitime sokulmuş. Çökekler İlkokulu 1993 yılında, Hendek Soğuksu İlkokulu ile Karasu İmam Hatip Lisesi de deprem öncesinde yapılmış.
Geç de olsa yerinde bir karar alındı. Bunu sevinçle karşılalanlardanım.  ‘Geciktin-gecikmedim’ tartışmasını da doğru bulmuyorum. Ancak hasarlı okullar konusunda gazete olarak çok ısrarlı olduğumuz ve iktidara yakın kesim tarafından art niyetli olarak suçlandığımız için Milletvekili Ali İhsan Yavuz’un o açıklaması üzerine yazma gereği hissettim. Bu saatten sonra yapılması gereken bunları tartışmak değil, yıkılacak okulların yerine yenisini en kıza zamanda yapmak için işe koyulmaktır diye düşünüyorum.   

Toplanma alanı ne demek?

Sakarya’daki deprem önlemleri arasında öncelikle riskli yapılar ve toplanma alanları konuşuluyor. Riskli yapılan konusunda bugünden yarına yapılabilecek bir şey görünmese de acil toplanma alanları konusundaki sıkıntının giderilmesi daha mümkün. e-devlet üzerinden görüntülenebilen acil toplanma alanlarının, gerçekten ihtiyacı karşılar mı karşılamaz mı sorusuna yanıt verebilmek için, toplanma alanlarının özelliklerini bilmemiz gerekiyor. Aşağıdaki bilgileri okuduktan sonra bizdeki toplanma alanlarının yeterliliği hakkında karar verebilirsiniz. TANIMI VE ÖZELLİKLERİ Bir afetin yaşanmasının ardından hayatta kalanların yaşamlarına devam etmeleri ve olası kayıpların da azaltılması için iki önemli kavram bulunuyor. Bunlardan ilki tahliye yolları. Bu yollar, depremin ardından kurtulanların temel ihtiyaçlarını karşılayacakları güvenli alanlara ulaşmalarında çok kilit rol oynuyor. İkincisi de toplanma alanları. Sadece deprem riskine karşı değil, yangın gibi diğer afet durumlarında da insanların güvenli kalmasını ve temel ihtiyaçlarına ulaşmasını sağlayacak şekilde tasarlanmış bölgelere toplanma alanı deniyor. Deprem riski gözetilerek tasarlanan toplanma alanlarının belli kriterleri bulunuyor. Uluslararası standart, kişi başı 1,5 metrekarelik bir alanın sağlanması yönünde. Toplanma yerleri düzenlenirken, deprem sonrası bir toplanma alanına ulaşacağı tahmin edilen kişi sayısına göre yapılan hesapla
mayla belli bir bölge için gereken kişi sayısının gözetilmesi gerekiyor. AFAD, toplanma alanını, "afet ve acil durumlar sonrasında geçici barınma merkezleri hazır olana kadar geçecek süre içerisinde paniği önlemek ve sağlıklı bilgi alışverişini sağlamak amacıyla halkın tehlikeli bölgeden uzaklaşarak toplanabileceği güvenli alanlar" olarak tanımlıyor.

7 KRİTER AFAD, toplanma alanlarının 7 kritere göre belirlendiğini ifade ediyor ve bu kriterleri şöyle sıralıyor:

►Bölgedeki nüfus yoğunluğu

►Alanın ulaşılma ve tahliye edilme kolaylığı

►Alanın mümkün olduğunca engellilerin ve yaşlıların ulaşımına uygun olması,

►İkincil tehlikelerden uzaklığı
►Mümkün olduğunca engebesiz düz arazilerde yer alması

►Konut alanlarına yakın ancak yapısal ve yapısal olmayan unsurlardan etkilenmiyor olması

►Elektrik, su, tuvalet gibi temel ihtiyaçlar ve benzeri unsurların karşılanabileceği yapılara yakın olması AFAD, toplanma alanlarının nasıl belirlendiğini ise "Her bir kriterin önemi ağırlıklı olarak hesap ediliyor ve kriterleri karşılama durumuna göre o yerin toplanma alanı olup olamayacağı tespit ediliyor" sözleriyle açıklıyor.