12 Eylül darbesinde adeta yasaklanan 1 Mayıs’ı, yine “Emek ve Dayanışma Günü” ilan etmek, bayram olarak kutlamak ve bugünü resmi tatil ilan etmek bu iktidara nasip olmuştu.

Maalesef ardından yine kısıtlamak, içini boşaltmak da bunlara nasipmiş.

Biliyorsunuz, semboller önemlidir bu ülkede…

Bu iktidarda da sembol takıntısı had safhadadır.

İşine gelen sembolleri dibine kadar kullanırken işine gelmeyenleri unutturmak için adeta çırpınır.

1 Mayıs’ın önemli sembollerinden birisi de Taksim’dir.

Hatırası vardır…

Tamam 1 Mayıs’ı kutlayın ama Taksim’de değil demek, mesir macunu festivalini yapın ama burada değil, Hakkari’de demek gibidir.

Ve böylece 1 Mayıs vesilesiyle işçilerin sorunları, kötü çalışma koşulları yerine ‘bayramın nerede kutlanacağı’ sığ tartışmasıyla suni gündem oluşturmaktır.

Bu yasağın gerekçeleri de komik ötesidir, saçmadır.

Aynı zamanda iktidarın asıl niyetini ortaya koyma anlamında turnusol kağıdı gibidir.

Vay efendim, Taksim mitingi toplum düzenini bozacakmış?

İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya dün bir açıklama yapıyor ve diyor ki “Toplantı ve gösteri yürüyüşü demokratik bir haktır ancak burada çok önemli bir hassasiyet var; o da yürüyüşlerin toplumumuzun huzurunu kamu düzenini aksatmamasıdır.”

Ve “Taksim Meydanı ve çevresinin konumu itibari ile toplantı ve gösteri yürüyüşü için uygun olmadığı, araç ve yaya akışının çok yoğun olduğu, güvenlik tedbirlerinin alınmasını zorlaştıracağı ve kişi hak ve özgürlüklerinin korunmasında zafiyet oluşturabileceği aşikardır” deniliyor.

Yani kamu düzeninin aksamaması ancak sizin izin verdiğiniz alanlarda yapılmasını mı bağlı?

Taksim’de kutlamaya engel olmak adına bölgedeki 39 caddeyi trafiğe kapatmakla mı sağlayacaksınız kamu düzenini?

1 Mayıs’a katılımı engellemek uğruna toplu taşıma ve raylı sistemleri aksattınız, Marmaray’ın Sirkeci istasyonunda durmasını engellediniz, Sirkeci-Kazlıçeşme trenini seferden kaldırdınız, Zincirlikuyu-İstanbul Havalimanı metro seferinde Gayrettepe’yi pas geçtiniz, İstanbul metrosusun da Gayrettepe durağını es geçmesini sağladınız diye İstanbullu size teşekkür mü edecek?

“Taksim Meydanı, 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu kapsamında belirlenen yer ve güzergâhlar arasında bulunmamaktadır.”

Bu nedenle, “güzergâh sınırlaması” getiriliyormuş!

Allah aşkına, “Taksim’de yeterince önlem alınamaz, Taksim’de yapmayın ama İstanbul’da istediğiniz başka bir meydanda yapabilirsiniz” diyenler, Taksim’de güvenliği sağlamak konusunda tereddüt edenler, böyle parçalı eylemlerde güvenliği nasıl sağlayacak?

Eğer bayram kutlamak ve kendini ifade etmek isteyen işçiler, tahrike kapılıp güvenlik zafiyeti oluşturacak eylemlere girerse, bunu hangi güç durdurabilecek?

Dolayısıyla “Taksim’de güvenliği sağlayamayız” iddiası kof bir iddiadır, saçma bir gerekçedir.

“Terör örgütleri de Taksim Meydanı’na gelin çağrısı yapıyorlar” teziyle Taksim yasağını savunmak akıl karı mı?

O terör örgütleri sadece Taksim meydanında provokasyon yapmak üzerine mi şartlandırıldılar da farklı meydanlar dumura uğruyor?

Şu da bir gerçek, Taksim Meydanı eskisi gibi değil.

Taksim Meydanı geçmişe göre çok daha büyük. Önemli ölçüde trafikten arınmış durumda.

Çevre düzenlemesi 1 Mayıs kutlaması için çok daha uygun. Mitinge ulaşım ve dağılım çok daha kolay.

En riskli dönemler de bile 1 Mayıs kutlandı, kutlanabildi.

Ama neymiş efendim, bugün Taksim Meydanı gösteri yeri değilmiş.

Peki tarih boyunca hiç kullanılmamış olan Galata Köprüsü gösteri yeri mi?

Biz ne desek boş!

Bu konuda Anayasa Mahkemesi hükmünü vermiş zaten.

Ama bu iktidar için Anayasa Mahkeme’si de ne dese boş maalesef!

İşte Anayasa Mahkemesinin bütün tartışmaları bitiren hükmü:

“Bu nedenle işçi ve sendika kültürünün yapı taşlarından biri olan Taksim Meydanı yalnızca 1 Mayıs günü orada olanların dayanışmasının değil, aynı zamanda emekçilerin ortak hafızasının varlığını göstermektedir. Bu durumda kendisini o kültürün bir parçası olarak gören her kişinin 1 Mayıs günlerinde Taksim Meydanı'nın ifade ettiği anlamı doğrudan tecrübe etmek ve edindiği tecrübeyi kuşaklar boyunca aktarmak için burada bulunma hakkı vardır. 1 Mayıs’ın Taksim Meydanı ile özdeşleşmesi nedeniyle anılan mekanın sınırlanması aktarılmak istenen düşüncenin de sınırlanmasına neden olmaktadır.”

Bir hukuk devletinde yaşasak, bu hüküm bütün tartışmaları bitirirdi değil mi?

Biz de bitmiyor.

İşin ilginç yanı, mevcut hükümlerin bile kendilerini bağlamadığını iddia edenlerin yeni Anayasa arayışları…

‘Yahu mevcuda uydunuz mu da yenisi istiyorsunuz’ diyenler haksız mı şimdi?