Ankara’da birbirinden değerli olan Sakaryalı genel başkanlar var. Her zaman hepsiyle gurur duyduğumuz bu isimlerin ilk aklıma gelenlerini yazıyorum; Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay, Fırıncılar Federasyonu Genel Başkanı Halil İbrahim Balcı, Türkiye Ziraat Odaları Birliği Başkanı Şemsi Bayraktar, Türk-İş Genel Teşkilatlandırma Sekreteri Eyüp Alemdar, Kırmızı Et Üreticileri Merkez Birliği Genel Başkanı Bülent Tunç…

                                                          **

Hepsi de bir misyon üstlenmiş ve kendi vizyonlarını da katarak bu misyonlarını en iyi şekilde sergiliyor. Atalay’da öyle, Balcı’da öyle, Bayraktar’da öyle, Alemdar’da öyle, Tunç’ta öyle. Ben bugün bu isimlerden biri olan Türkiye Ziraat Odaları Birliği Genel Başkanı, Akyazı’nın yetiştirdiği önemli isimlerinden Şemsi Bayraktar kurumu ile ilgili düşüncemi yazmak istiyorum.

                                                         **   

Genel Başkan Bayraktar’ın en önemli özelliği iki günde bir ülkedeki tüm medyaya basın açıklaması göndermesidir. Bu nedenledir ki Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB), ülke de son yıllarda üst üste en çok haberi çıkan sivil toplum kuruluşlarının başında gelmektedir.

                                                         **

Ancak, TZOB’un medya merkezinin, Şemsi Bayraktar imzalı gönderdiği basın açıklamalarının hemen hemen tamamı istatistiki bilgiler. TZOB isminden de anlaşılacağı üzere, Türkiye’nin ziraatıyla daha içli dışlı olması gerekmiyor mu?

                                                        **

Şemsi Bayraktar’ın genel başkan olduğu günden beri TZOB’un basın açıklamalarını yakından takip ederim. Bugüne kadar yayınlanan yüzlerce, belki de binlerce basın açıklaması içinde, ülkenin ziraatı ve tarımını geliştirecek projelerin olduğu veya bilgilerinin verildiği açıklama iki elin parmaklarından daha az..

                                                       **

Tarım arazilerinin korunması gibi, yerli tohuma destek verilmesi gibi, ziraat odalarının bulundukları il ve ilçede daha faal olarak ziraat ve tarımın daha çok içinde olmalarını özendirmek gibi. Bugün ülkedeki ziraat odalarının tamamına yakını o makamın performansında değiller. Açıyorum il il ziraat odalarının resmi internet sitelerini ziraat adına, tarım adına neredeyse sıfır çekiyorlar…

                                                     **  

Öte yandan TZOB’un basın açıklamalarına bakıyoruz baştan sona kadar istatistik. Hangi ilde ne kadar traktör varmış, son bir ayda hangi ilde traktör sayısı artmış. Son iki yılda hububat üretimi nereden nereye gelmiş. İllere göre en çok ayva üretimi nerede oluyormuş gibi istatistiki haberler…

                                                   **

Buluyorsunuz, kısa adı TÜİK olan, Başbakanlığa bağlı Türkiye İstatistik Kurumu var. Bu kurum, hemen hemen her konuda ülkenin istatistiklerini çıkartır ve yayınlar. TZOB’da sanki TÜİK gibi çalışıyor. Tarımın, ziraatın istatistiklerini yayınlıyor. Sürekli istatistik, sürekli istatistik. TZOB’un ana görevinin ziraatın istatistiklerini yayınlamak olduğunu sanmıyorum..

                                                    **      

TZOB’un kendi sitesinde, ‘Birliğin görevleri’ diye bir bölüm var. B fıkrasında, ‘Tarımsal politikaların genel menfaatlere uygun olarak yürütülmesi amacıyla gerekli çalışmalarda bulunmak, tarımla ilgili görüşlerini Hükümete ve kamuoyuna duyurmak, çiftçilerin meslekî hak ve menfaatlerini korumak’ diye bir madde var. İşte anlatmak istediğim de bu benim. Sorduğum soru da TZOB’un bu yönde çalışma yapıp yapmadığıdır… Ziraatın istatistiki bilgilerinden boğulduk artık…