AK Parti Hükümeti, 2015 seçimlerinden önce taşeron işçilere kadro sözü verdi. O günden beri de bunun ekmeğini yiyip duruyor. ‘Ha bugün, ha yarın’ diye kadroya alınacakları günü bekleyen taşeron işçilerle ilgili bugüne kadar hükümet kanadından belki onlarca açıklama geldi.

                                                            **

‘Düzenliyoruz’ , ‘Az kaldı’ , ‘Az sonra!’ , ‘Şartları belirliyoruz’ , ‘Yakında müjdeyi vereceğiz’ sözleriyle sürekli olarak taşeron işçilerin umutlarını taze tuttular. Sabah, Takvim ve Akşam gibi hükümet gazeteleri de bu açıklamalara çanak tutup, kadro bekleyen taşeron işçilerin umutlarını çaldı, çalmaya da devam ediyor.

                                                             **

Bu konuda son açıklama, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Mehmet Müezzinoğlu’ndan geldi. Müezzinoğlu, taşeron işçilerin kadro durumuna ilişkin, ‘..Bir süre daha sabredecekler. Biz şu anda onlara verdiğimiz sözün planlamalarını yapmaktayız. Ancak önemli olan alın teriyle, namusunuzla emeğinizin karşılığını alabileceğiniz bir işinizin var olmasıdır’

                                                            **

Şu anda o hizmet alınıyor, o hizmetin karşılığında alın terinizin karşılığı ödeniyor. Devlet güvencesi biraz daha sabır istiyor’ sözleriyle umut yağını ekmeğine sürmeye devam etti. Taşeron topunu bir kez daha taca attı…

 

VATANDAŞ REFERANDUMA FRANSIZ!

Bugün 18 Şubat 2017… Referandum tarihi 16 Nisan 2017… Şunun şurasında iki aydan az bir zaman kaldı. Bir taraf ne kadar meseleyi parlatsa da, vatandaş referanduma oldukça ilgisiz… Birkaç gün önce bir televizyon kanalında izlemiştim.

                                                          **

Muhabir vatandaşlarla röportaj yapıyor. Daha doğrusu bir soru soruyor, ‘Referandumda hayır mı diyeceksiniz, evet mi?’ Mikrofonu uzattığı kişilerden kimi ‘Hayır’ diyor kimiyse, ‘Evet’ Mikrofonu üçüncü veya dördüncü vatandaşa uzatıp aynı soruyu sordu, ‘Referandumda hayır mı diyeceksiniz, evet mi?’

                                                           **

Orta yaşlı adam ne ‘Hayır’ dedi, ne de ‘Evet’ Bu soruya başka bir kelimeyle cevap verdi. ‘Ekonomi!’ dedi. Yani, ne ‘Hayır’ ne ‘Evet’ sadece ‘Ekonomi’ Bu cevap bile aslında insanların referandumun neresinde olduğunun göstergesi.

                                                          **

İnsanlar referanduma değil, geçimine bakıyor. Faturalarını ödeyebilmeye bakıyor. Evine ekmek götürebilmeye bakıyor. Kirasını yatırmaya bakıyor. Bunu aslında her yerde görebilirsiniz. Gidin bir esnaf arkadaşınızın/dostunuzun yanına, ‘Referandumda ne yapacaksın, ‘Hayır’ mı yoksa ‘Evet’ mi diyeceksin?’ diye sorun.

                                                          **

Size vereceği cevap, ‘..Piyasa çok durgun, işler kötü. Sabahtan beri siftah yapamadım..’ olur. ‘Hayır’ ve ‘Evet’ için fanatik olmayanların haricindeki vatandaşlar bakıyor ekmeğine. Ekmeğini kazanamıyorsa, faturasını, kirasını yatıramıyorsa referandum hiçte umurunda değil.

                                                           **

Her gün dolaşırım, insanları gözlemlerim. Fatura yatırmak için sıralara girerim, kuyruklarda olurum. İnsanları dinler ve gözlemlerim. Yukarıda belirttiğim gibi bu işin fanatiklerinin haricindeki insanlar referanduma Fransız!

                                                           **

Bu da bilerek bir algı sonucu mu bilmiyorum. Şöyle yani; bu işin bir tarafındakiler, sandığa ilgiyi azalmış gibi gösterip, kendi yandaşlarını sandığa yığıp işi bitirmeye çalışıyorlar olabilir. Ne ve nasıl olursa olsun, şu anda iki aydan az bir süre kalmış olmasına rağmen vatandaşın referandum ilgisizliği en üst seviyede…