O biçim tipler!..

 

   Şu bizim kerameti kendinden menkul bazı klik tiplerimiz var. Bu tipler her şeyi doğru bildiğini iddia ederler ama her zaman büyük bir yanılgının içerisine düşerler…

   Kaldı ki, o tipler cahil cesaretini de “özgüven” zannediyorlar.

   Hayırlı işlere taş koymayı “meziyet” sayarlar.

   Kendileri sürekli akil adam pozisyonunda yer alırlar, toplumun genelini, ‘cahil’ diyerek tiye alırlar…

   Daha olmadı “yalaka” diye yaftalarlar…

   Üstüne üstlük her şeye de maydanoz olurlar…

   En belirgin özellikleri, kulaktan dolma bilgilerini, doğru zannetmeleridir.

   Kıyıda, köşede konuşurlar, yalanlarına, önce kendilerini inandırırlar.

   O tpler herkesten fazla bilirler, kendilerini üstün zekalı sanırlar.

   Ahkam kesmeden duramazlar.

   Nerede ki kişi biraya gelse, o tipler üçüncü kişi olur ve ‘Yanlış biliyorsun’ diye uyarıldıklarında saldırganlaşır, küstahlaşırlar…

   Uyaranları kendinden daha eğitimsiz görürlerse, her zaman yaptıkları gibi cahillikle suçlarlar. Aksi taktirde, uyarıyı yapanın kendinden daha eğitimli olduğunu görürlerse bu kez de, yalaka diye yaftalarlar…

   O tipler, gerçek yüzleriyle karşılaşmamak için aynayı da hiç ama hiç sevmezler…

   Şehrin faydasına, toplumun faydasına olan işlerin karşısında olmayı, görev kabul ederler.

   Her şeye karşı çıkarlar.

   Altın aramak, maden çıkarmak, termik, hidroelektrik ve nükleer santral yapmak onlar için vatan hainliği ve günahla eşdeğerdir…

   Kaldı ki, şu mübarek günlerde insanların inançlarına da önem vermezler…

   Seni beni, eleştirirler, tefe gererler ama kendilerine tek laf edilmesine tahammül göstermezler…

   Onlar ki, toplumun örf ve adetlerini, inançlarını geleneklerini linç ederler, değerlere saldırır, küfür savururlar…

   Onlar bunları dilediği gibi yaparken, ne vatandaş ne devlet bunlara dokunamaz.

   Bunları hiç eleştirmeyeceksiniz.

   Diledikleri gibi hareket edecekler.

   Çat kapı gelecekler, ahkam kesim gidecekler…

   Olmuyor, dayanılmıyor, bir yerden patlak veriyor.

   Camı çerçevesi inen, iş potansiyeli düşen esnaf palayı kapıp kovalıyor…

   Bunu da onaylamıyoruz ama o tipler herşeye karşılar.

   Onların dünyasında kamu eliyle yapılan, örf ve adetlere bağlı kalarak gelişen ahlaki düzenleme de olmayacak!..

   Hele hele içkiye hiç dokunulmayacak…

   Niye…

   Sözüm onlara, özgürlükleri kısıtlanıyor, demokrasi anlayışları zedeliyor…

   Nasıl bir özgürlük, nasıl bir demokrasi anlayışı ise; Ramazan ayı olduğunu, çevrede oruç tutanlar olduğunu unutup cadde üzerindeki araçta içip, nara atabiliyorlar…

   O tipler…

   O biçim tipler…

--------------------

 

Ağlama!..

 

   Temel ye Dursun büyük bir gemi ile seyahate çıkarlar.

   Kamaralarında yatarlarken bir fırtına çıkar. Gemi battı batacak. Temel oldukça sakin bir şekilde yatağına uzanırken Dursun feryadı basar:

    "Batiyruuuuz haçan!"

    Bunu duyan Temel ayet sakin bir şekilde; "Ne ağliysun?" der:

   "Geminin sahibu değuluz ya!"

 

Politikacı!..  

 

     Uzun yıllar politika yaptığı halde, bir türlü başarılı olamayan adam, sonunda bunalıma girip bir doktora gitmiş.

    Doktor adamı değişik testlerden geçirdikten sonra sormuş:

   “ Siz uyurken konuşuyor musunuz?”

   “Hayır” demiş politikacı:

   “Sadece başkaları uyurken oluyor. Onlar uyurken konuşmaya başlıyorum.”