Amerikan show business’de geçerli bir önerme vardır; bir isim yıldız ise fazla lafa gerek yoktur, salt onun adı yeter. O yüzden takdim ederken adını söylersiniz ve ortalık yıkılır! Ben de bu yüzden başlıkta sade isim kullandım.

Sakarya yerel basını için böyle bir isim Hasan Kurtiç. Adını söylersiniz, yeter… Fazla söze gerek yoktur.

Hasan Kurtiç’i çocukluk denilebilecek yaşlarımdan bilirim. O dönemlerde SRT televizyonunda tartışma programları sunuyor, beni de zaman zaman beyaz ekranın karşısına sinek gibi yapıştırırdı!

Yıllar sonra ekrandan izlediğim ve konuşmalarına hayran kaldığım o adamla tanışma fırsatım oldu.

Yenihaber Gazetesinin yazı işlerinde toy bir muhabirken, içeriye güleç yüzlü karizmatik bir adam girdi. Ekranlardaki tartışma programlarından bildiğim Hasan Kurtiç ile ilk kez böyle tanıştık.

Daha sonraları sık sık gazetenin yazı işlerinde karşılaştık. Acemi bir muhabirken yaptığım haberler / röportajlar hakkında beni övüyor; bana büyük güven veriyordu, gazetecilik yolunda yürümemi cesaretlendirmişti.

Yıllar sonra Hasan ağabeyle tekrar aynı gazetede buluştuk. Şimdi ikimizin de aynı gazetede köşe yazması benim için büyük bir onur ve sevinç meselesi.

Hasan Kurtiç’in yazı kadromuza katılmasıyla birlikte bu köşenin sorumluluğu da artmış oldu. Artık hem siz değerli okuyucularım hem de duayen gazeteci Hasan ağabeye karşı sorumluluğum var.

Hasan Kurtiç gazetecinin nasıl olması gerektiği, özellikle de yerel gazetecinin nasıl olması gerektiğini çok net ortaya koyabilen bir isimdir. Çünkü o her şeyden önce araştırmacıdır, habercidir; gün boyu şehri gezer, bir arı edasıyla topladığı bilgeleri okuyucuna ulaştırır.

Masa başı gazetecisi değildir. Kimsenin değirmenine su taşımaz, deresine taş konulan vatandaşın yanındadır.

Lafı uzatmanın hiç anlamı yok. Amerikalı showmanlerin yaptığı gibi tek isim yeter;

Hasan Kurtiç

O Sakarya basınının söndürülemeyen yıldızı.

***

SAKARYA’YA ZİRAAT FAKÜLTESİ GEREK

Çarşamba günü bu sütunlarda Sakarya için süs bitkiciliğinin ne kadar önemli olduğunu aktarmaya çalışmıştık.

Devam edelim!

Sakarya, Süs Bitkileri Üreticileri Alt Birliği (SÜSBİR)’de 19 üye ile temsil ediliyor. Bu sayı ülke çapında Sakarya’yı 6. sırada tutuyor. Anca hemen hatırlatmak gerekir ki, bu gerçekçi bir sayı değil. Yani üretim yapan çok daha fazla firma var.

Öte yandan Sakarya’da süs bitkileri üretim potansiyeli her geçen yıl artış gösteriyor. Geçen yazıda da belirttiğimiz gibi resmi rakamlara göre 2014 yılında Sakarya’da süs bitkisi üretim alanı 12 bin 643 dekara çıkmış.

Hızla yukarı doğru giden bir ivme var. Peki bunun bilincinde miyiz? Vali Nuri Okutan’ın süs bitkiciliği sektörü için yaptıklarından sonra göreve gelen valiler sektör için ne yaptı? Cevabı çok basit; valiler, ‘bu sektörü önemsiyoruz’ demekten öteye gidemiyor. Hatta birçoğunun sektörü yakından tanıdığından bile şüpheliyim.

Peki, Sakarya Üniversitesi konunun neresinde duruyor?

Siyasilere göre Sakarya tarım alanında iddialı bir il. Bana göre süs bitkiciliği sektöründe çok önemli bir konumda.

Bu önemli gerçekler gün gibi ortadayken Sakarya Üniversitesi’nde bir Ziraat Fakültesi’nin bulunmaması düşündürücü!

Zorunlu mu? Zorunlu değil tabi, ama Sakarya’yı tarımda ve özelliklede süs bitkiciliği alanında önemli bir noktaya getirmek istiyorsak SAÜ bünyesinde açılacak bir Ziraat Fakültesi, özellikle Peyzaj Mimarlığı Bölümü çok büyük bir katkı sağlayacaktır.

En basitinden fakültede kurulacak tarım laboratuarı Sakarya ve Sakarya’daki üreticiler için çok kıymetli katkılar yapacaktır.