Efendim, İstanbul Atatürk Kültür Merkezi’nde (AKM) çalışanlar, ‘10 yıldır oturduğumuz yerden maaş alıyoruz’ diyerek vicdanları kabarmış ve kendilerini BİMER ve CİMER’e şikayet etmişler.

                                      **

İşin ilginç tarafı, AKM’nin 10 yıldır kapalı olması. Kapalı olmasına rağmen bu süre içinde kadrosunu nasıl olduysa koruyan Atatürk Kültür Merkezi’nde çalışanlar, 10 yıldır çalışmadan ne yapmışlar acaba?! Yani insan illaki bi şey yapar dimi?

                                     **

Olayı ortaya çıkartan Hürriyet Muhabiri Ömer Erbil. Haberi de oldukça keyifli. Ben beğendim açıkçası. Çalışmayan, hiçbir faaliyet olmayan 10 yıldır kepenkleri aşağıda olan AKM’de buna rağmen kadrosunda 2 müdür yardımcısı, 6 şube müdürü ile birlikte 50 personelin görev yapıyormuş. Gerçekten bu kadar insan, bu kadar zaman ne yapmış acaba? Haber değil, kitap yazılacak bir olay!

                                     **

AKM kapalıyken bu kadar kadrolu vatandaş otura otura maaş alırken olay ilk patladığında bazı önlemler alınmış. Mesela, 4 şube müdürünün yeri AKM içinde değiştirilmiş! Preh preh önleme bak! Yine aynı günlerde önlem olarak, 25 güvenlik görevlisi 21’e, 11 temizlik işçisi 10’a indirilmiş! Gördüğünüz gibi önlemler gerçekten çok ciddi!

                                         **

Size haberden bir kesit aktarıyorum; ‘…AKM 2008 yılında tadilat gerekçesiyle sanatsal faaliyetlere kapatılmış. İstanbul 2 Numaralı Koruma Kurulu 1. Grup kültür varlığı tescilini kaldırınca da binanın yıkımına başlandı. Boş kalan ve harabeye dönen binada yıllardır in cin top oynuyor. Yatırım İşletmeler Genel Müdürlüğü’ne bağlı olan AKM çalışanları Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın başka birimlerine de dağıtılmadı. AKM bahçesinde daha önce mutfak olarak kullanılan binaya her gün gelip gitmeye devam ettiler. Binanın yıkım sürecinde de personel konusunda bir değişiklik olmadı…’

                                         **

Tadilat nedeniyle sanatsal faaliyetlere kapatılan binada, o kadar müdür, güvenlikçi, temizlikçi unutuluyor! Yıllardır binada in cin top oynamamış, bu müdürlerle güvenlikçiler ve temizlikçiler günde çift posta çift kale maç yapıp durmuşlar.

                                       **

‘Olay nasıl ortaya çıkmış?’ diye sorarsanız; Anlatayım; Beleşçi çalışanlar sonunda kendilerini ihbar etmişler. Çalışanlar önce Başbakanlık İletişim Merkezi BİMER’e, ‘Yıllardır akşama kadar oturuyoruz, oturduğumuz yerden maaş alıyoruz’ diye başvuruda bulunmuş. Bunun üzerine kurumun bağlı olduğu Kültür ve Turizm Bakanlığı müfettiş görevlendirmiş. Müfettiş iddiaları araştırıp gitmiş. Ama hiçbir sonuç çıkmamış. Bizimkiler kıç üstü oturup maaş almaya devam etmiş. Vicdanlar daha da kabarmaya başlayınca bu defa, Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezi CİMER’e, ‘Yıllardır akşama kadar oturuyoruz, oturduğumuz yerden maaş alıyoruz’ diye kendilerini şikayet etmiş.

                                          **

Personelin CİMER’e gönderdiği şikâyet yazısında, oturarak maaş aldıklarının yanında,  müdürlüğün hizmet aracını makam aracı olarak kullandığı ve sanatsal faaliyetlere kapalı olduğu halde AKM hizmet aracının özel işlerde kullanıldığı ve 1,5 yılda 3 bin litre benzin kullandığı iddia edilmiş. Şikayet dilekçesinin en altına da, ‘AKM’de 16 memur, 21 güvenlik, 10 temizlik personeli vardır. Tüm gün herkes oturmaktadır. Temizlik personeline şube müdür odası verilmiş ders çalışmaktadır.’ cümlesi sıkıştırılınca devlet harekete geçmiş ve bu vatandaşlar başka kurumlara kaydırılmış. Yani anlaşıldığı üzere aslında olayda pek vicdan falan yok! Birbirlerine düşmüşler o kadar! Birbirlerine düşmeseler, hala orada yatıyor, yata yata maaş alıyor olacaklardı! Şimdi bu olayda kim suçlu?