Sakaryaspor yarın sahasında çok kritik ve önemli maçta Sivas Belediyespor’u konuk edecek. Köşe yazımı okuyacak olanlar “neden kritik ve önemli?” diye ister istemez kendi kendilerine soracaklar.

Kritik olmasının iki sebebi var. Birincisi teknik patron İsmail Ertekin, ikincisi ise  futbolcular açısından çok büyük öneme sahip bu maçta alınacak sonuç.

Yeşil-siyahlı yöneticiler sezon başında İsmail Ertekin’i aradıklarından tecrübeli hoca tek şart olarak takımın şampiyonluğa oynayacak bir kadro oluşturmaları halinde bu teklifi geri çeviremeyeceğini söylemişti.

Her sezona şampiyonluk parolasıyla giren Sakaryaspor yönetimi de İsmail Hoca’yı takımı şampiyon yapması için aramış ve karşılıklı görüşmeler sonuncunda takım Ertekin’e teslim edilmişti.

Bugünlere tırnaklarıyla kazıyarak gelen başarılı hoca kendi istediği oyuncuları almasına karşın kendinden beklenen başarıyı henüz ortaya koyamamış ve Pazarspor maçında kaybedilecek puanlar sonrası son maçı olacağını biliyordu.

Bu maçta alınacak bir beraberlik dahi koltuğunun altından kaymasına neden olacaktı.

İlk 5 haftada kaybedilen puanları bir kenara koyarsak İsmail Ertekin’e verilen son şansın hiçte anlamı yoktu. Neden mi? Görünen köy kılavuz istemez.

Çünkü Sakaryaspor çağdışı, silik, pasif, kaygılı, göze hoş gelmeyen bir futbol oynaması ne beni ne de Yeşil-Siyahlı takıma gönül verenleri hiç be hiç tatmin etmiyordu.

Bir futbol adamı olarak Sakaryaspor’un Pazarspor karşısında oynadığı kalitesiz futbol tam bir hayal kırıklığıydı.

Lig’in 5’inci haftasında sahasında ağırladığı Kırklarelispor karşısında oynanan istekli ve baskılı futbol beni fazlasıyla umutlandırmış hatta zamanla daha iyi olacağımızı düşünüyordum.

Hatta çevremdeki bir çok Yeşil-Siyahlı taraftar “Kadir Hocam senin kalemine güveniyoruz. Sen futbolun çekirdeğinden geldin. Sen bu takıma inandıysan bizim inanmamamız mümkün olamaz” söylemleri karşısında onlara hitaben “Sonuna kadar takımınızın yanında olun ve sahip çıkın” telkinlerinde bulunmuştum.

Pazar maçında ortaya konan futbol karşısında yanıldığımı düşünmeye başlamıştım. Kısıtlı imkanlarla mücadele eden rakip takım karşısında kalite anlamında en ufak bir fazlalığımız yoktu. 

M.Reis ve Ali Özgün hazır değil

Sakaryaspor’a büyük maliyetlerle transfer edilen ve 10 numara pozisyonunda oynayan M.Reis’in maliyetiyle Pazarspor takımının maliyetinin eşit olduğunu duyunca şaşkınlığım daha da artmıştı.  Reis’in fizik gücünün yetersizliği de gözlerden kaçmadı.

M.Reis ve Ali Özgün’ün performanslarının yetersiz olması Sakaryaspor adına pozisyon sıkıntısına yol açtı. Ali Özgün dağınık bir görüntü verdi. Ayağında top tutamayan, adam eksiltme becerisi zayıf olan, hareketli koşu yapmaktan bir alem, kendisine atılan final topunu kaleye gitmek yerine korner direğine topu taşıyan bir santrafor ligi kaç golle tamamlar acaba?

Büyük paralara alındığı bilinen bu iki oyuncu futbol hayatını tamamlamış, jübile yapar gibi bir performans sergiliyorlardı.

Bu yazdıklarım karşısında tabii ki ister istemez olumsuz telkinlerde alacağım. Ancak benim sadece gördüğümü yazdığımı beni bilen bilir.

Bu iki oyuncunun geçmişte oynadıkları takımlara ve attıkları gollere sadece saygı duyarım. Ancak beni bir futbolcunun geçmişi değil, bugün bana ne verdiği önemlidir.

Futbolda dün yoktur, bugün vardır.

Taraftar başarıya aç

Büyük Sakaryaspor taraftarı geçmişi başarılarla dolu hangi yıldızları bu sahalarda izlemedi ki! Kimse bu büyük taraftara ayakta durmakta zorlanan, son 25 sahada yürüyen oyuncuların bulunduğu takımın şampiyon olacağını inandırmaya kalkmasın.  Kimse kimseyi kandırmasın.

Taraftarın tek beklentisi şampiyonluk. Bunun haricinde hiçbir beklentisi yok Yeşil-Siyahlı taraftarların.

Sivas maçı İsmail Ertekin’in son maçı olabilir. Bu maçta üç puan gelmediği takdirde tecrübeli hocanın bileti kesilecek.

Ali Özgün geçen hafta attığı kafa golüyle Ertekin’in bir hafta daha takımda kalmasını sağlamıştı. Bakalım bu hafta hangi oyuncu tecrübeli hocayı ipten alacak.

Gelelim ikinci sebebe… Yarınki maçta alınacak başarısız bir sonuç halinde takımdaki dengelerin değişeceği ve yeni bir yapılanmaya gidileceği olması malum…

Bir beraberlik ve bir mağlubiyet alınması halinde birçok futbolcu kadro dışı kalabilir ve belki de tüm oyunculara yüklü miktarda para cezaları gelecek.

Bu yüzden Yeşil-Siyahlı futbolcular Sivas maçının kendileri açısından çok büyük öneme sahip olduğunun bilincindeler.

Bu maçını kazanamadıkları taktirde yaşayacaklarını herkesten daha iyi biliyorlar.

Sakaryaspor kadro kalitesi olarak her geçen sene daha da geriye gidiyor. Herkesin futbolu bildiğini iddia ettiği bu şehirde bakalım alınacak sonuçlar bizi nereye götürecek?

Riske girmekten korkma İsmail Hoca

Bugüne kadar bir teknik adamın işine karışacak gibi bir hadsizlik içinde asla olmadım. Futbolcularıyla idman öncesi, idmanda ve sonrası her daim onlarla birlikte olan, onları en iyi bilen teknik adamlardır.

Bu kadronun başarısı da başarısızlığı da İsmail Hocaya kesilecektir. Hocam işine karışmak haddime değil ama hocanın yerinde olsan Sivas maçında savunmada Ümit Yasin ve Berkay Can’a, sol bekte Burak, önünde ise Canberk’e görev veririm.

Canberk önde oynadığı takdirde takıma daha çok faydası olacaktır.

Malum yarınki son maçın olabilir İsmail Hocam. Riske girmekten korkma! Ümit Yasin ve Berkay Can’ın uyumunu bilmeyen yok.

Savunmanın sağında Çağrı takıma çok çabuk uyum sağladı ve son Pazar maçında takıma çok büyük katkısı oldu. Geçen sene devre arasında takıma katılan Azad, Pazar maçının yıldızları arasında yer aldı. Umarım Sivas maçında yine sahanın en çalışkan ve verimli oyuncuları arasında yer alır.

Bugünkü maçta alınacak sonuç herkes ama herkes açısından çok büyük öneme sahip. Gönlümüz Sakaryaspor’un kazanmasından ve İsmail Hoca’nın takımda kalmasından yanadır.