Seçim sistemimizin bütün eksik ve dengesizliklerine rağmen çoğu zaman Türk seçmeni mesajını sandığa yansıtmayı başarıyor.

Haziran 2015 seçimlerinin temel şifrelerini 10 maddede sıralayabiliriz.

Başta AKP olmak üzere mecliste ve meclis dışındaki bütün siyasi partilerin bu şifreleri çok iyi çözümlemesi gerekir.

***

1.      Seçim barajını düşürmek yeni kurulacak meclisin ilk ve en önemli görevi olmalı. Hükümeti kim kurarsa kursun bütün meclis uzlaşarak seçim barajı ivediyetle en az yüzde 5 oranına çekilmeli.

2.      AKP sarayla arasına yasal çerçeve dahilinde mesafe koymaz ise ANAP’laşma sürecine girmesi kaçınılmaz. AKP’nin önünde 2 yol mevcut; ya Erdoğan’ın partisi imajı ile devam edecek ve her adımda eriyecek ya da kurumsallaşarak Türkiye’de merkez sağın güçlü aktörü olarak büyümeye devam edecek.

3.      Sol kesime gelince. HDP çatısı altında birleşen sol koalisyon yarın öbür gün ‘küçük’ ve ‘milliyetçi’ çıkarlara kurban edilmemeli. Demirtaş’ın özellikle vurguladığı ‘emanet oylar’ hassasiyeti titizlikle yürütülmeli, HDP Türkiye partisi olduğunu göstermeli.

4.      80 milletvekili ile mecliste yerini alacak olan HDP en çok CHP’yi değiştirecek. Bugüne kadar mecliste sağ partilerin arasında kaldığı için iyice sağ yanaşan CHP bundan sonra tabanın özlediği sosyal demokrat / sol siyaseti ortaya koymak zorunda. Bunu yapmadığı anda seçmenini HDP’ye kaptırması an meselesi olur.

5.      Son seçim sonuçları bir gerçeği daha ortaya koydu. Meclis dışında kalan minik partiler. Oy oranları gösteriyor ki, vatandaş oyunu heba etmek istemiyor. İlk defa küçük partiler bu kadar kötü oy oranlarına sahip oldu. Bundan sonra küçük partiler ya koalisyon olarak seçime girmeli ya da partilerine kilit vurmalıdır! Özellikle DSP gibi partiler bir an önce kararını vermeli; ya kendini lağvedeceksin ya da bir parti çatısı altına gireceksin.

6.      Gerilimli, ötekileştiren ve kutuplaştırıcı siyaset terk edilmeli. Güler yüzlü, esprili ve kucaklayıcı siyasetin kazandığını Demirtaş bütün liderlere gösterdi. Bu mesajı en iyi anlaması gereken Davutoğlu’dur. Kendisi güler yüzlü olan Davutoğlu, ne yazık ki kötü bir Erdoğan taklidiyle sesini yükseltti ve antipatik göründü. Güler yüzlü olmaya, AKP’nin ilk yıllardaki ‘ötekileri’ kucaklayan politikalarına geri dönmeye ihtiyacı var.

7.      MHP başta olmak üzere bütün meclis gerçekçi bir Kürt politikası üzerinde uzlaşmaya çalışması gerekir. AKP’nin açmış olduğu çözüm süreci yolu bir an önce toplumsal uzlaşıyla tamamlanmalı.

8.      AKP bizzat kendisinin başlattığı çözüm sürecini seçim atmosferinden bağımsız olarak sürdürmeli. Oyları düştüğünde ‘milliyetçi’, oyları toparlandığında ‘Kürtçü’ söylemi terk etmeli; tüm samimiyeti ve sorumluluğuyla başlatmış olduğu süreci tamamlamalı veya tamamlanması için çaba sarf etmeli.

9.      13 yıldır güçlü bir oy desteği ile tek başına iktidarda bulunan AKP’nin ne kadar güçlü olduğunu AKP kurmayları samimi bir şekilde bir kez daha düşünmeli! Gezi süreciyle başlayan çözülme 2 yılda zirve noktasına ulaştı. Bu çözülmeyi ‘üst akıl’, ‘Pennsylvania’, ‘darbe girişimi’ gibi kozmik sebeplere dayandırarak kendinizi kandırmaya devam edebilirsiniz. Veya gerçekleri görerek çözüm bulursunuz, yoksa çözülme devam edecek.

10.  Ve son olarak; Yolsuzluklar, ayakkabı kutuları, saray israfı, ‘ama yol yaptık’ denilerek unutturulamıyor!