Hayattaki en önemli ve önemini hasta olana kadar fark etmediğimiz olgu sağlıktır, dünyayı etkisi altına alan pandeminin ikinci dalgası ile karşı karşıya kalma korkusu içindeyken, birinci dalganın ağırlığı hala gitmiş değil.

Rehavete kapılarak yaptığımız cemiyetler ve bu virüsün en önemli kalkanı olan sosyal mesafe, hijyen ve maske kurallarını rafa kaldırdık.

Göründüğü üzere bu virüs havaların ısınması veya soğumasıyla ilgili değil; gerçek şu ki havaların soğumasıyla gün yüzüne çıkacak gribal enfeksiyonlarda insanları tedirgin edecektir.

İlk günün bugünden daha umut dolu olduğunu hatırlatmak isterim, birinci dalganın etkileri cehaletle çoğalarak büyüyor. Bu sorumsuzluğun bedelini ekonomik yıkıntılar ve sağlıkta çöküşle ağır ödeyebiliriz.

Değerini insan kaybedince anlıyor. Sağlık; bizim sahip olduğumuz ama “cömertçe” harcadığımız bir miras gibi olmamalı, topluma ve sosyal çevremize karşı sorumluluklarımız var.

Kendinden önce karşındakini düşünmeli insan, aksi takdirde bu yük çok ağır olur.

Bazı vatandaşlarımızın bu sorumsuz davranışları temelin bir fıkrasını aklıma getirdi; Temel misafirliğe gitmiş. Gece vakti tam evine dönecekken sağanak yağmur başlamış. Ev sahipleri,- Bu yağmurda sokağa çıkılmaz, geceyi burada geçir.. diye ısrar etmişler. Temel de, "Tamam, peki!" demiş.. Biraz sonra bakmışlar ki Temel ortada yok! İçeriyi dışarıyı arıyorlar, yok! Az sonra kapı çalınmış, gidip açmışlar.. Bakmışlar ki gelen Temel, sırılsıklam.. - Nereye gittin? demişler. - İki dakika eve gidip pijamamı aldım geldim.. demiş.

İşte bizim yaptığımız sorumsuz davranışların sonucunda da; sudan çıkmış balığa dönme ihtimalimiz çok yüksek.

Lütfen, uzmanların söylediklerine kulak verelim. Kurallara uyalım ve evlerimizde kalalım. İsimsiz binlerce, milyonlarca kahramanın günlerce, haftalarca canla başla verdikleri emeklere yazık etmeyelim.

 Ne kendimiz zarar görelim ne de bizim yüzümüzden başkalarının zarar görmesine fırsat vermeyelim. Sabrın sonu selamettir. Biraz sabredelim.

Hiç şüphesiz ki, sağlık sistemimiz genç, yaşlı demeden ciddi bir çaba ile milletine sahip çıkıyor, Bakanlığımızın yürüttüğü başarılı çalışmalar ve de sağlık personellerimizin yoğun özverisi ile doğru bir süreç işliyor.

İş vatandaşa düşünce tam bir fiyasko, ‘yeter artık sıkıldık’ zihniyetiyle varabileceğimiz tek liman; sağlıksız ve kaybedilen canların arttığı bir tablo olacaktır.

Sonsuzluğun ötesi içinizdedir... Endişenin hiçbir anlamı, amacı yoktur. Ziyan edilmiş mental enerjidir. Endişe aynı zamanda bedene müthiş zarar veren biyokimyasal reaksiyon yaratır. Hazımsızlıktan, kalp krizine kadar her türlü hastalığa neden olur.

Yarınlardan ve sağlığımızdan endişe etmek yerine üzerimize düşen sorumlulukları bilir ve ona göre hareket edersek her şey önce kendimiz, sonra ailemiz ve de toplum için hayırlı olur.

Sağlık bir eksildi mi boş dünya işlerini düşünemez bile insanoğlu. Her şeyini onu düzeltmeye adar.

Ne demişler, "neren ağrırsa canın oradadır."

Sahipsek şükretmeli ve kıymet bilmeli, yoksunsak ise elimizden geldiğince önem göstermeliyiz. Kendimize yapacağımız en iyi yatırım budur.

Rabbim tez zamanda bizi ve tüm dünyayı bu salgından kurtarması dualarımla… Kalın sağlıcakla