Sevgili okurlar,
Yeni bir haftanın eşiğinde, özellikle çalışanlara, Yüce Mevla’m, güç, kuvvet, sağlık ve afiyet versin!
Bu illet salgın Koronalı “Corona-Covid 19” günlerde, elbette en önemlisi,” hayata tutunmak, sağlık ve afiyette” olmaktır!
Şöyle ağız tadı ile bu illet salgına bulaşmadan yaşamak için, tabii ki yapılması gerekenler olduğunu unutmayalım!
Bir kere ağızlarımızdan düşmeyen “ Maske, Mesafe, Hijyen” konularına dikkat etmek bile yetmiyor!
Bu illet salgından kurtulmak için mutlaka “aşı yaptırmak” gerekiyor..
Çok şükür, aşılarda kapımıza kadar geldi..

KÜLTÜR AÇIĞI OLAN KENT!?
“Aşı” konusunda ise, “aşı karşıtları” insanımızın aklını çelme de, maşallah büyük mesafe almışlar!..
Bu Avrupa’da da yaygın ama, Sakarya gibi “kültür açığı “ olan bir kentte, bu durumu hiç ama hiç yadsımadım?
Neden mi?
Bir ilin “kültür açığı” olması, o kentte “cehaletin kol gezdiğine delalettir” de ondan!
Kimse kusura bakmasın?
Bir önceki yazımda,” Sakarya’nın kültür haritasındaki yerine baktım” ve paylaşmıştım..
Maalesef,” Sakarya en az kitap ve gazete okuyan” iller arasında bulunuyor!
Böyle olunca, insanımız en çok kime, kimlere inanacak?
Hariçten gazel okuyanlar değil mi?

CEHALET KOL GEZİYOR!
Çocukluğumda, “depremi öküzün boynuzlarına konan sineklere bağlayanları” duyduğum gibi, “insanoğlunun aya, yani onlara göre Allah’ın evine  ayak bastığını kabul etmeyenlerin varlığını” bilmez miyiz?!
Cehaletin böyle kol gezdiği bir kentte, elbette yaşayanlara, bilime inananlara, din ve vicdan hürriyetini bilenlere olduğu kadar, sağduyu sahibi vatandaşlara ne söyleyebiliriz ki?
Hepsinin de bir gerekçesi var?
Kimi aşıdan korkuyor..
Kimi aşının kısırlığa neden olacağını söylüyor..
Kimi de, bir takım güçlerin, kendilerini kontrol edeceğini varsayıyor..


HALA TEREDDÜT EDENLER VAR?
Devlet adamları, hükümet başkanları, siyasi liderler, bilim insanları, insan sağlığına kendini adayanlar, aydınların bu manada söylemlerini dikkate almayanlar, “kendi burunlarından kıl aldırmıyorlarsa”, yapacak ne kalıyor ki?
İşte ölümler kapıda!
Sevdiklerimizi, bu manada, bu illet yüzünden kaybetmiyor muyuz?
Birbirinden ilginç dramlar gazetelere yansımıyor mu?
Demek ki, “bu bağlamda yapılan tüm çalışmalar, yasaklar, sağlıkçıların baş döndüren savaşları ve nöbetleri bu kesime bir mesaj vermiyorsa”, söylenecek ne kalıyor ki?
İşte, şimdi “yasaklar” ile bu kesimi “aşı yaptırmaya zorlayan” ülkeler var..
Belçika’nın başkenti Brüksel’de aşılama oranı yüzde 53’lerde kaldı!
Bu sayıyı artırmak, aşı yaptırmayanlara ulaşmak için, Brüksel Bölge Hükümeti, Sağlık ve Emniyet teşkilatı çalışmalarını sıklaştırdı.
Yeni bir karar ile kapalı alanlara, işyerlerine “aşı belgesi “ olmayanlar alınmıyor..

BRÜKSEL’DE KONTROLLER SIKLAŞTIRILDI
Hafta sonu bir kafeteryaya girmek istedim.. Şüphesiz benden de “aşı kartı” ve belgesi istendi..
Bir başka kafeteryada ise müşterilerin listesi tutuluyor..
Artık kalabalık aktivitelere, düğünlere, nişan ve kına gecelerine bile “aşı belgeniz” olmadan alınmıyorsunuz!
Eee şimdi “Brüksel’de cehaletin kol gezdiğini mi söylemek gerek” diye düşünen okurlarım çok haklı..
Cehaletin, sınırı mı, ülkesi mi olur!?
Ama şu gerçeği unutmayalım?
Brüksel 1 Milyon 100 Binlik nüfusu ile “çok kültürlü” bir yapıyı oluşturuyor. Hemen, hemen 160 Ülkeden insanlar ile Avrupa Birliği ve NATO üyesi ülkelerin diplomat ve aileleri de bu kentte yaşıyor..
Brüksel’de hatırı sayılır bir Müslüman nüfusu da var.
Türkiye, Fas, Tunus, Cezayir, Pakistan, İran ile diğer ülke Müslümanlarının da aşılama ile ilgili, çağrılara uyduklarını söyleyemem!

İNSANIMIZA GÜVENCE VERMEK GEREKİR!
İşin özü, yine bilgi de, bilgilendirmede, illet salgın ile ilgili insanımıza güvence vermektir..
Bakınız, kültür seviyesi yüksek toplumlarda, bu sorunlar yaşanmıyor..
Tekrar Sakarya’da salgın hastalığın yükselişe geçmesi ve özellikle hastanelere koşanların, kaldırılanların çoğunluğunun “aşı yaptırmamış olması” bize bir ipucu vermiyor mu?

SAKARYA’DA KÜLTÜREL FAALİYETLER
Sevgili okurlar,
Özellikle Sakarya’da “sosyal kültürel olguya” katkı yapan ve “kültürel etkinliklere” öncelik veren belediyelerimiz, belediye başkanlarımız, yazar, çizer, gazetecilerimiz var..
Demem o ki, üniversite kurmak yetmiyor?
Üniversite içinde gereken yapılıyor mu?
Çağa uygun insan yetiştirmede, ne aşamadayız?
Yani,” diplomalı cahiller mi” mezun ediliyor?
Sakarya’da yapılan tüm sosyal kültürel faaliyetleri yakından takip ediyorum..
Tüm bu çalışmalar “ biz yaptık, oldu bitti” noktasında, düzenleniyor ve unutulup gidiyor!..
Sakarya’nın merkez ilçelerinden Adapazarı Belediyesi’nin dolayısıyla Belediye Başkanı Mutlu Işıksu’nun öncülük ettiği “Adapazarı Kültür ve Sanat Etkinlikleri” örnek gösterilecek çalışmalardan biri olarak öne çıkıyor..
Bir de “Sapanca Şiir Akşamları, Kırkpınar Sanat etkinlikleri “ ile diğer sanatsal faaliyetlerden de söz etmek gerekir..
Bunlar yeterlimidir?
Yeterli olmadığı ortadır!
Geçtiğimiz günler spor adamı Sakaryalı Yılmaz Vural, Adapazarı’nda konuk edildi..
Bir iki haber dışında yansımaların tartışıldığına tanıklık etmedim!..
Keza, daha öncekiler de bu bağlamda, bir yağmur esintisi gibi geldi geçti!..

COŞKUN ARAL GELİYOR
Oysa, beklenti “esinti” değil, bir “kültür fırtınasının” yaşanmasıdır..
Şimdi bir başka sanatçı, fotoğrafın ustası  Coşkun Aral, yarın Halk Kütüphanesi’nde konuk ediliyor..
Artık elimizdeki cep telefonları vesilesi ile fotoğraf ile bir şekilde ilişkili olanların Coşkun Aral’ı karşılaması, dinlemesi ve fotoğraf sanatı ile ilgili ipuçlarını alması deneyimlerinden yararlanması ne güzel olur değil mi?
Tabii ki, “biz yatkı,oldu bitti, fotoğraflar çekinelim, bu iş burada tamamlansın” demek de çok yanlış!..
Bu tür etkinliklerin büyük kitlelere, ilgililere, insanımıza duyurulması çok önemlidir..
Bu vesile ile kültüre önem veren, kültür yatırımı yapanlara teşekkür etmek görevimizdir..
İyi ki varlarda!
Sağlık, afiyet ve kültüre katkı, sizce yeterince önemseniyor mu?

Yusuf Cinal yazıyor, 18 Ekim 2021 Brüksel,www.bizimsakarya.com.tr