Gönül ister ki ilimiz doğal güzelleri, kültürü, insani özellikleri, örneğin hoşgörüsü vesaire ile anılsın. Biz de alalım, ballandıra ballandıra anlatalım. Ama nerde?…

Bir haftalık yokluğumda önce Kocaali’de fındık işçilerinin dövülmesi, ardından da Sakarya Üniversitemizin torpil kokan uygulamasıyla Türkiye gündemine oturduk.

Fındık konusunu dün bir alıntı ile özetledim.

Bugün de üniversiteye değinelim.

Malumunuz, gazeteci Alican Uludağ, Rektör Fatih Savaşan’ın kızının, Kıbrıs Yakın Doğu Üniversitesi TIP Fakültesi’nden Sakarya TIP’a özel öğrenci statüsüyle geçirildiğini yazdı.

Bu vesile ile yerelde ve genelde epey tartışıldık.

İddiayı da, iddiaya dair yapılan açıklamaları da okudum. Öncelikle belirteyim ki ne Cumhuriyet Gazetesi’nin hastası ne de üniversitenin yalakasıyım. Doğrudan taraf olma adına yazıyorum. Bu açıklama beni hiç tatmin etmedi.

Mevzu Sakarya olunca haliyle taraf olduğumuz bu olayda, takım taraftarı mantığıyla hareket etmenin de anlamı yok. Dolayısıyla Rektör Savaşan’ı, doğru açıklama ve net bilgi vermesi, ancak bu şekilde üzerimize atılan lekeden temizleneceğimiz konusunda uyarıyorum. Öyle hamasetle veya kimsenin anlayamadığı mevzuat bombardımanıyla üzerimize atıl suçlamadan kurtulma şansımız yok.

Rektör ya temize çıkmalı ve hepimizi temize çıkarmalı ya da üzerine atıl bireysel lekeyi bizlere bulaştırmadan istifa etmelidir.

Yapılan açıklamaya bakıyorum, atıl suçla ilgili ne bir bilgi ne bir açıklama var.

Doğrudur, her üniversite gibi Sakarya Üniversitesi de Özel Öğrenci Uygulama Yönergesi kapsamında öğrenci kabul etmektedir.

Peki, kızınız bu yönergenin hangi maddesine göre kabul edildi, açık açık yazsanız da biz de, kamuoyu da aydınlansa…

Mesela ben 17.07.2020 tarihli, Özel Öğrenci Yönergesi’ne baktım, özel öğrenci başvurusu şartlarında şunlar var;

Bağımsız yaşamı engelleyen ve bu nedenle ailenin mutlak desteğinin gerekli olduğu fiziksel veya ruhsal kronik hastalığı bulunan ve durumunu tam teşekküllü bir hastaneden alınan heyet raporuyla belgelendirenler,

Eşi, çocukları, annesinin veya babasının sürekli bakıma muhtaç olması halini tam teşekküllü hastaneden alacakları resmi sağlık kurulu raporuyla belgeleyenler,

Resmi olarak belgelenmek kaydıyla birinci derecede şehit yakını (şehit çocuğu, şehit kardeşi, şehit eşi, şehit annesi veya babası) veya gazi olanlar,

Resmi olarak belgelenmek kaydıyla milli sporcu olanlar,

Resmi olarak belgelenmek kaydıyla afete maruz kalan, can veya mal güvenliği tehdit altında olduğu için başka bir yerde ikamet etmesi gereken adaylar, diyor.

Yönergede ‘özel öğrenci’nin tanımı da yapılmış;

“Bir yükseköğretim kurumunda kayıtlı öğrenci olup, farklı bir yükseköğretim ortamı, kültürü, kazanımı edinmek isteyen veya özel durumu, sağlık ve benzeri nedenlerle kayıtları kendi üniversitelerinde kalmak şartıyla farklı bir yükseköğretim kurumunda eğitime devam etme imkânı tanınan öğrenci” şeklinde tarif ediyor.

Kızınız yukarıdaki şartlardan birini taşıyor mu ve bu ‘özel öğrenci’ tarifene uygun mu Sayın Rektör?

Uygunsa açık açık yazsanıza…

Öğle muğlak ve genele şamil ifadelerle geçiştirmek yerine, kamuoyunu doğru ve net bir şekilde bilgilendirsenize…

Açıklamanızda, “Özel öğrenci olma ile ilgili herhangi bir kontenjan sınırı da yoktur. Bu kapsamda yapılan işlemlerin kişiye özel ve istisnai işlemler gibi servis edilerek medyanın ve kamuoyunun yanıltılması doğru değildir” diyorsunuz.

Bu açıklamadan benim çıkardığım isteyen herkes, ‘puanım falan üniversiteye yetti, kendimi anca buraya atabildim ama ben ailemin bulunduğu ilde okumak istiyorum’ veya ‘baba parasıyla bir özel üniversiteye ancak yazılabildim ama ben akşamları evimde uyumak istiyorum’ diyen herkese ‘özel öğrenci’ statüsü verebiliyorsunuz, öyle mi?

Öyle değilse de ‘yüzlerce öğrenci özel öğrenci statüsünde Sakarya Üniversitesine kabul edilmiş, benim kızımın istisnai bir durumu yok’ demenizden öyle anlıyoruz.

Bir de diyorsunuz ki, ‘inanmayan http://duyuru.sakarya.edu.tr/tr/duyuru/goruntule/liste/70489/ linkini tıklasın, görsün…

Tıkladım ama kızınızla ilgi kararı göremedim.

Nasıl göreyim ki yüzlerce senato kararı ve binlerce sayfa…

Şimdi kızınızın bu şartlara haiz olup olmadığını anlamamız için pösteki saymamız mı gerekiyor?

Eğer bir şeyleri gizlemek için yapmıyorsanız, ki öyle umut ediyorum, bir link atıp, meraklılarına samanlıkta iğne aratmak yerine, sadece ilgili kısmını paylaşarak kamuoyunu aydınlatmak çok mu zor?

Yoksa minareye kılıf mı bulamadınız da işi yokuşa sürüyorsunuz?

Doğru bilgilendirme, açık ve net ifadeleri içeren bir açıklama bekliyorum, zahmet olmazsa.

Yoksa, aydınlanana kadar devam…

Yağma yok! Öyle Sakarya Üniversite’sinin adını lekeleyerek ve eğer yanlışsa da temizlemeyerek o koltukta oturamazsınız, oturtmazlar, oturtmayız…