Kulaktan dolma bilgilerle ve algı operasyonlarının etkisiyle siyaset yaptığımızın bir önemli göstergesi de şu İş Bankası meselesi…

Bakıyorum da ahkam kesenlerin çoğu teknik bilgilere haiz değil, içeriğini falan bilmiyor ama reisi veya lideri veya partisinin görüşüne göre hüküm veriyor.

İşin bir ucunun da CHP’ye dayanması hükmün peşin peşin verilmesini sağlıyor ve konu anında yargısız infaza döndürülüyor.

Çoğunluğun, içinde CHP geçen cümlelere nasıl baktığını bildiğim için, ben bugün CHP harici birisi olarak detayları vereyim de belki bir faydası olur.

Yine de kim nasıl inanmak istiyorsa öyle inanmaya devam etsin.

Konu daha önceleri de gündeme gelmiş/getirilmiş, hükümetin böyle bir düşüncesi olduğu iddia edilmiş ama bizzat dönemin ekonomi bakanı Nihat Zeybekci, “Türkiye’de ekonomi yönetimi özellikle hayali varsayımlarla, hayali kişilerin söyledikleriyle yönetilmez. İş Bankası, Türk ekonomisinin, Türk bankacılık sisteminin en önemli aktörlerinden birisidir. Böyle spekülasyonlarla, hayali söylemlerle yıpratılmayacak kadar da güçlüdür” diyerek konuyu kapatmıştı.

Şimdi ne değiştiyse hükümet İş Bankası’nın Atatürk ile ilgili hisselerine göz dikti.

Bugün yarın teklif Meclis’e gelecek, MHP desteğiyle kabul görecek ama olayın yargıdan dönme ihtimali çok yüksek.

Çünkü daha önce denenmiş, Kenan Evren döneminde bile yargı buna izin vermemişti.

Gelelim detaylara…

Bankanın 40.12’lik payı İş Bankası Munzam Sandık Vakfı’na, bu vakıf da banka çalışan ve emeklilerine ait. Halka açık pay yüzde 31.79, kalan yüzde 28.09’luk kısmı Atatürk’e ait hisseden oluşuyor.

İşte hükümetin göz diktiği hissi bu hisse…

Vay efendim bu hisselerin takibini neden CHP yapıyormuş? Hisselere konalım, keyfe keder kullanalım, gidecekse de bizim istediğimiz yere gitsin, CHP’yi devre dışı bırakalım, olay bu…

Buradan CHP’nin bir geliri veya kazancı da yok.

Hisse gelirleri vasiyet gereği Türk Dil Kurumu ve Türk Tarih Kurumu’na aktarılıyor.

CHP de, elde edilen gelirin Atatürk’ün vasiyetine uygun harcanıp harcanmadığını kontrol etmekle görevli ve bu amaçla ve vasiyet gereği yönetim kuruluna 4 üye veriyor.

Yani İş Bankası CHP’nin değil, hisselerden elde edilen gelirden de beş kuruş CHP’ye gitmiyor.

Eğer mevzu buysa sadece dört tane CHP’li veya CHP’nin belirlediği 4 kişi buradan ekmek yiyor, o kadar...

Apartman yönetimlerine kadar etkili olmaya çalışan, istinasız bütün kurumlara üye veren iktidar, işte buna tahammül edemiyor. Öbür yandan da hisse gelirlerinin, kendilerinin belirlediği kurumlara değil de, belirtilen kurumlara verilmesini içine sindiremiyor ve daha önemlisi kendi kontrollerinde olmasını, bu nedenle hazineye gitmesini, hazineye devredilmesini istiyor. İşin özü bu…

Peki becerdiniz, Siyasi Partiler Yasası dediniz, olmadı yasayı değiştirdiniz ve bankayı dört CHP’linin tahakkümünden kurtardınız diyelim. Ya Atatürk’ün vasiyeti?

Lakin kim takar Atatürk’ü değil mi? Hükümetin Atatürk’e dair düşüncelerini ve fırsatını bulsa Atatürk’ün bütün izlerini silmekten çekinmeyeceğini bilmeyenimiz kaldı mı?

Nitekim CHP’den ziyade Atatürk’e takmış durumdalar, açık açık dillendiremiyorlar ama el altından ‘Atatürk o hisseleri kendi parasıyla değil milletin parasıyla aldı’ söylentisi yayıyorlar.

Peki, o hisseler Atatürk’e mi ait, bakalım…

Sinan Meydan belgeleriyle ortaya koydu.

Hint Hilafet Komitesi, Milli mücadeleye katkı amacıyla 675 bin 494 lira gönderdi.

Atatürk, bu paranın paranın 500 bin lirasını, Milli Mücadele’de savaş giderlerinin karşılanması için Milli Savunma Bakanlığı'na verdi. 110 bin lirasını, Yunan ordusunun yenilip kaçarken yakıp yıktığı şehirlerdeki aç insanlara dağıttı.

Böylece Milli Mücadele sonrasında Atatürk'ün elinde sadece 65 bin 494 lira kaldı.

Ancak savaştan sonra Bakanlar Kurulu, Atatürk'ün savaş giderlerinin karşılanması için Milli Savunma Bakanlığı'na verdiği 500 bin liranın 380 bin lirasını Atatürk'e geri verdi.

Atatürk, bu kez 445 bin liranın 120 bin lirasını, tarım ve hayvancılığı geliştirmek için örnek çiftlikler kurmaya harcarken, 65 bin lirasını İş Bankası’ndan Maden TAŞ hisseleri satın almak, 250 bin lirasını da İş Bankası’nın kuruluşuna harcadı.

Sağlığında kendi kurduğu örnek çiftliklerin ürünlerini bile kendi parasıyla alan Atatürk, öldükten sonra da bütün varlıklarını millete bağışlarken, İş Bankası hisselerinin yönetim ve takip işlerini ise bir vasiyet mektubuyla yıllık gelirleri TTK ve TDK’ya verilmek üzere CHP’ye bıraktı.

CHP ne diyor, birkaç cümle ile Parti Sözcüsü Faik Öztrak’tan aktaralım;

“Kamu bankalarında yandaşlara ve iktidarın etrafında kümelenmiş birtakım yamyamlara kredi dağıtma imkanı kalmayınca bunlara kredi dağıtacak yeni bir kamu bankası ihtiyacı belirmiş anlaşılan. Bunu da İş Bankası üzerinden gidermek istiyorlar.

Atatürk’ün vasiyetine göre dilimize, tarihimize sahip çıkalım diye bırakılan paraların yandaşlara ve yamyamlara peşkeş çekilmesine, gasbedilmesine izin vermeyeceğiz.

Bugün Ata’mızın mirasına göz dikenler yarın daha da sıkışınca vatandaşların çocuklarına bırakacakları mirasa da el atmakta hiç tereddüt etmeyeceklerdir. Buna karşı çıkmak gerekir.

Bugün CHP üzerinden yürütülen bu söylemin aslında millete ve milletin mal varlığı ve miras hakkına karşı yürütülmüş bir girişim olduğunu da artık aziz milletimiz görmelidir. Böyle giderse milletimiz de çocuklarına miras bırakamayacaktır. Böyle bir ülkeye de kimse yatırım yapmaz.”

Benden bu kadar, geresi vatandaşın ferasetine kalmıştır…