Sevgili okurlar,
Geçtiğimiz gün sizlere, Almanya’da iş kadını olarak, vatandaşlarımıza hizmet veren, hem otobüsünün direksiyonu başına geçen, hem de bürosunda müşterilerine farklı turizm ve seyahat paketleri sunan, Nevşehirli Nejla Müfettişoğlu’ndan söz etmiştim..
Ve sormuştum, “Bay Ethem Sançak mı emekçi?”
Yoksa, “gurbete, hasrete razı olarak geleceğini garanti altına almak için gecesini, gündüzüne katan bin bir zorluklara göğüs geren Nejla Müfettişoğlu mu?”
Şüphesiz, açık ara Nejla diyorum!..
Nejla ve onun şahsında, işini temiz, açık, ona, buna el açmadan, devletin imkanlarını kullanmadan, siyasete kul, köle olmadan yapan Nejla ve Ayşe, Fatma, Ali, Osman, Ali, Veli ve tüm müteşebbisler…
Bu Nejla, öyle bir Nejla ki, ne teşvik pirimi almıyor, en “abidik- gubidik” işlerle bir firmayı satın almıyor, ne medya ordusu var, ne de devlete sırtını dayıyor, ne de kendisine Türkiye’nin incisi Karasu’da hazineye ait alanlar tahsis edilmiş değil, daha da önemlisi, Nejla gel bize tank üret, sana da bu kadar yandan çarklı, ballı börek kar oranları  ve koca askeri fabrika da denmiyor!?..
Dense, dumanını atacak işin..
Bayraktarlardan daha da iyi, İHA’ları uçurur bizim Nejla..
Hem de “zeytin dalı gevrektir” türküsü eşliğinde bu işi “şıkıdım, şıkıdım”, oynayarak, hemcinsleri ile bir güzel yapar işini..
Sen paradan, imtiyazdan, teşvikten haber ver usta?..
İşte, bizim Nejla, böyle bir Nejla!..
Tuttuğunu koparır cinsten..
Birine de hayranlığı, aşıklığı olmaz..Bunu da diline dolamaz..
Gerçek Türk kadını, gerçek emekçi..
Türkiye’de,”  kadın hakları için yollara dökülen, elinde pankartlar ile özgürlük isteyen, şiddete hayır, tecavüze hayır, yağmaya, talana hayır “diyen, cop yiyen, pislik soğuk sulara direnen kadınlarımızdan bir farkı yok..
Keşke,bu Nejla’ya diğer kadınlarımızda ayak uydursa, çarkını değiştirse, bu kötü gidişin..
Çarkını değiştirse..
Böyle kadınlarımız,böyle girişimcilerimiz var..
Teşvik istemiyor, devlete sırtını dayamıyor..
İflas bayrağını çekip, iktidara el sallıyor..
Bay, baya usta!
Ethem Sançak  ve gibileri varsın, Karasu sahillerinde binlerce dönüm araziye konsun, kondurulsun!?
Hani fabrika yapılacaktı tez elden?
Hani Karasu’nun, Sakarya’nın ve ilçelerinin gençleri burada istihdam edilecekti?
Aylar, yıllar geçti ne oldu?
Dillerde bir Sakarya Tank Palet Fabrikasıdır ki, bitmez..
Nasıl, hangi şartla verilmiş BMC Şirketi sahibi Ethem Sancak ve ava nelerine bilinmez!?..
Saklı kararnamelerde gizli tüm ortaklıklar..
Güya sırmış, hemi de askeri sır!?
Bütün sırlar, televizyon ekranlarında, yandaş ve karşı konuşmacıların ellerinde şapır, şupur dökülüyor, saçılıyor etrafa…
Meclis oturumlarına, kulislerine konu oluyor Sakarya!
Ama hala neyin ne,neyin kime devri, satışı konusunda bilenen bir şey yok ortada..
Yine ekranlardan öğreniyoruz, Ethem Sancak usta,  teşviki götürmüş!?..
Bal tutan, parmağını yalıyor..
Sakarya bu, yine boz bulanık akıyor..
Kimi dert edip,kafayı takıyor..
Kiminin umurunda değil, okey masasından kazanç umuyor..
Bir daha soruyorum:
Sizce, bizim Nejla mı emekçi?
Şu Karasu’daki toprakları peşkeş çektiğimiz, üzerine Sakarya Tank Palet Fabrikası’nı yüklediğimiz Ethem Sancak usta mı?
Hadi bana eyvallah, Yusuf Dülger kardeşim söylesin:
“Evlerine varamadım gazelden..”
Hepimiz kimyager olduk, rakı bedava içelim güzelden..
“Nejla” diyenler, bana yazsın özelden!?
Ah be Sakarya!