Sevgili okurlar,
Daha dün, Adapazarı Alicanlar Konağı’ndan SUBU Öğretim üyesi sevgili eğitimcimiz Zühal Erol ve öğrencilerinin düzenlediği bir toplantıda “kadınları” konuştuk..
Hem de “Adalı kadınları”, güzelliklerini, cefakarlıklarını, vefalarını, eşinin ve çocuklarının peşinde saçlarını süpürge yaptıklarını konuştuk!..
“8 Mart Dünya Kadınlar Günü” vesilesi ile “kadın” objeli bir toplantıya, yıllar sonra katılmanın derin bir güzelliğini yaşadım..
Salonu, kadınlar kadar eşler, akademisyenler, gençler doldurdu..
Pırıl, pırıl bir Cumhuriyet aydını Zühal Erol, arkadaşlarını, sevdiklerini, tanıdıklarını da ihmal etmemiş!
“Çıkın gelin” diye her birine, davetiye göndermiş!
Mütevazzi bir eski konaktayız!
Konuklar seçkin mi, seçkin!
Burası Adapazarı..
Sakarya’nın en eski merkez ilçesi..
Salonda bir tek siyasetçi var, o da Sakarya Kent Konseyi Başkanı Sinan Çileli..
Alicanlar konağını o, bu etkinlik için tahsis etmiş..
Alicanlar konağı ve kadınlarımız..
Bu konağın önünden çokça, geçip gitmişliğim var!..
Az ötede ise Adapazarı Sait Tanış Konağı..
Şimdi sevgili Şadi Tanış ve ailesi burayı “Kültür “ hizmetine sunmuş..
Ayrı bir güzellik elbette!..
Böyle başka konaklarda vardır, kentin başka yörelerinde, ilçelerinde..
Öğrencilerimizin, gençlerimizin, insanımızın hizmetine sunulsa ne güzel olur değil mi?
Vakitlerini, AVM ve Cadde 54 sokağındaki mekanlarda geçirenler, buralarda buluşup, hayata dokunan etkinliklerde buluşsalar, güzel olmaz mı?
Gençleri, “bu tip cazibe merkezleri oluşturup, bir araya getirmek, kaynaştırmak, kendi kültür ve yaşam değerlerimiz ile buluşturmak, geleceğe hazırlamanın”, bedeli, ne olur ki?
Bunu, iki üniversite ve kolları da yapabilir!
Bunu, Adapazarı, Serdivan, Erenler, hatta ilçe belediyeleride yapabilir..
Bunu, Sakarya Büyükşehir Belediyesi de yapabilir..

KENT KONSEYİ BAŞKANINA YAKIŞMADI!?
Sakarya Kent Konseyi Başkanı Sinan Çelile dostuma, bu önemli günde konuşma hakkı verildi..
Çıktı, bir siyasetçi edası ile dini ritüellerden farklı bir konuşma yapmadı!..
Kadınlar, sanki birbirlerine bakıp, “Ey Sinan Çileli, Cumhuriyet’e, Atatürk’e gel” der gibiydi!
Atatürk ve Cumhuriyet,bu siyasi anlayışı neden rahatsız eder ki?
Sizi, iktidara Cumhuriyet getirmedi mi?
Bilirim Sinan Çileli, naif, hoşgörülü, mütevazzi yaşamı  ve duruşu ile belediyecilik alanında büyük hizmetlerde bulundu, bulunuyor..
Üstelik, sosyal kültürel etkinliklere de büyük önem verir!
Şimdi “Kent Konseyi Başkanı” olarak, siyaset merkezli hizmeti sürdürüyor..
Alicanlar Konağı’nda hizmet verdikleri biliniyor..
Acaba bu konakta, “bu toplantı dışında yapılan dişe dokunur başka etkinlik” yapılıyor mu?
Öğrendim ki, bu “Adalı Kadınlar Buluşmasında”, bir küçük “defile de” olacaktı?
Daviteyede de not edilmişti!?
Yine edindiğim bilgilere göre, muhterem dostum Sinan Çileli,” Bu defilenin hesabını veremem, bizim de elimizden burasını alırlar” diyerek, defilenin iptalini sağlamış!
Yakıştı mı?
Neden, bu korku?
Burası Adapazarlıların, gençlerimizin, insanımızın değil mi?
Yoksa,bir kesime mi tahsisli?
Neyi kimden esirgiyoruz ki?
Bu etkinlik için gelen SUBU öğrencilerinden ikisi, orada bu defilede yer alacak iki kıyageti giyip, salonda yerini aldı..
Biri “Balkan” kıyafetli, diğeri ise “Kafkas” kıyafetli idi..
Bu yöresel, geleneksel kıyafetler içinde kızlarımızı görmek ne güzel..
Ama ya diğerleri, onlar, sadece bu iki genç kızı izleyerek, “defile iptaline” içerlediler!..

DEFİLE, BİR YAŞAM FOTOĞRAFIDIR!
Üzüntüleri, yüzlerinden belliydi..
Bir kenardan görev alan arkadaşlarını izlemekle yetindiler..
“Defile” diyince, Sinan Çileli dostum, ya da ait olduğu “ siyasi kesim”, ne düşünüyor?
Kızlarımız, “Sakarya’da bir arada yaşayan insanımızın, milli, yöresel kıyafetlerini giyip, şöyle bir Balkan, şöyle bir Kafkas, şöyle bir Karadeniz, şöyle bir Türkmen rüzgarı” estireceklerdi..
Neden, engellediniz ki?
Bu yöresel, geleneksel rüzgarın dalınızı, budağınızı mı kıracağını düşündünüz?
Sevgili meslektaşım, dostum, hemşerim duayen gazeteci Nedret Saran Yıldırım, Kafkas kıyafeti içinde olan genç kızımızın elbisesi hakkında, ne güzel bilgiler verdi..
Hatta, bir başkası da ona eşlik etti..
Meğer, bu kıyafetin ne çok anlamı varmış, öğrendik..
Bu tür güzellikleri engellemeyiniz, öğretmenlerimizi, öğrencilerimizi frenlemeyiniz!..
Siyaset, “hizmet sunmaktır, gençlere fırsatlar vermektir, onlara güvenmektir..”

BUKET PALA’YI KAYBETTİK!

Bakınız, “8 Mart Dünya Kadınlar Günü” kutlamaları üzerinden çok geçmedi..
Erenler İlçemiz sınırları içinde yaşayan 26 Yaşındaki Buket Pala, uğradığı silahlı saldırıda yaralandı, hastaneye kaldırıldı ve yaşamını yitirdi!..
Buket Pala’nın resmi, Bizim Sakarya Gazetesi’nin birinci sayfası, sağ köşesinden okuyucular ile paylaşıldı..
Bu yaşta, bu yaşama kıyılır mı?
İşte bizim asıl meselemiz, “kadınımıza uzanan bu tür saldırıları, şiddeti, baskıyı, aile içi sorunları çözmek, ortadan kaldırmak için kadınlarımızın yanında yer alabilmek, insanımızı duyarlı kılmak, bilgilendirmek” olmalıdır..
“Defileden korkan zihniyetler”, bunu yapabilirler mi?
Ne kadar inkar edilse de, yaşama dokunan, müdahale eden, bu siyasi zihniyetin, müdahalelerini bizzat görmüş, yaşamış bir gazeteci olarak, sorunları dillendirmek, yazmak, paylaşmak görevimizdir..
İşte İstanbul’da, birbirine yakınlaşan çiftleri uyaranlara ne demeli?

OTORİTE, YAŞAMA NEDEN MÜDAHALE EDER Kİ?
Öyle ya ,”otorite “ sizi uyarıyor?
Kraldan fazla,kralcılar sahnede?
Kim bu, otorite?
Bu “otoriteye” uygun mu, “yaşam kesitlerimizi” düzenleyecek, belirleyeceğiz?
Hani siz, “yaşama müdahale” etmiyordunuz?
İstanbul İstinye’de bir mekanda sabah kahvaltısı için arkadaşımızla buluştuk..
Yan masadaki bir tartışma, herkesin dikkatini çekti..
Mekanda çalışan biri, genç bir çiftin yanına gelerek, “elinizi bayanın üzerinden çekermisiniz” diyerek, kendisini “otoritenin uyardığını” söyledi..
Çift şaşkın, mekanda bulunanlar şaşkın, herkes ayağa kalktı hesabı ödeyip, o mekandan ayrıldık..
“Siyasi iktidarın söylemlerinden, kendilerine vazife çıkaranlar “ ,maalesef yurdun her köşesinde var!..
Siyasi iktidarın, “eğitim konusundaki anlayışı, imam hatiplere, dini hizmetlere öncelik vermesi, bir kesime mesaj vermekten öteye”, ne anlam taşıyor ki?
İşte Adapazarı Alicanlar Konağı’ndaki defileyi de, iptal ettiren bir zihniyetin varlığı, bundan farklımıdır?
Sorsan, kadınlarımız baştacı?
Şöyle Sakarya geneline bakınız, “en gözde mekanlara birer imam hatip okulu dikenlerin anlayışı da” bundan soyutlanamaz!
Son olarak, şunu ifade edelim ki, biz yapılan hizmetlere, güzelliklere karşı değiliz!..
Onları da görüyor, takdir ediyoruz!
“Yanlışlara, yanlış, doğrulara, doğru demek” görevimizdir.. Asıl olan, “siyasetin gazetecilere, grup ve kümelere” malzeme vermemesidir!..
”Biz yaptık, oldu bitti” ile bu işler olmuyor?..
Bu milletin hoşgörüsü, toleransı, hafızası, duruşu da çok önemli..

YAPINCA GÜZEL OLUYOR!
İşte Erenler Bağlar Caddesi, yeniden ışıl, ışıl düzenlendi.. Hizmete sunuldu..
Tebrik etmeyelim mi, alkışlamayalım mı?
Sakarya Büyükşehir Belediye Başkan Ekrem Yüce ile Erenler Belediye Başkanı Fevzi Kılıç’ı, hizmete katkı sunanları tebrik ederiz..
Sakarya’ya, “sosyal, kültürel, ekonomik, sportif alandaki hizmetler kadar,altyapı hizmetleri” çok yakışır.
İnsanımız, bunu çoktan hak ediyor..
Güzelliklerde buluşmak gibisi, var mı?
Sağduyu sahibi bireyler olarak, hizmeteri, tarafsız, objektif herkesi kucaklayan anlayışı ile siyasetçilerimizi desteklemek, teşvik etmek, görevimizdir..
Ama,”doğruya, doğru, eğriye eğri” demek kaydıyla!
Sakarya’yı, “gerici, ilkel, bağnaz anlayışların kenti olarak göstermek”, kimsenin haddi değildir, kimse de buna cüret etmemelidir!
Biz siyasilere, “yaşamımız alt-üst edin” diye oy vermiyoruz!?
Yusuf Cinal yazıyor, 17 Mart 2022 Brüksel