Kış mevsimi ile beraber hepimiz bağışıklığımızı güçlendirmek için sağlıklı besinler ve gıda takviyelerinin yanında bitki çaylarının tüketimini  arttırdık.

Bitki çayları bitkilerdeki uçucu yağlar aracılığı ile hastalıklardan korunmamıza fayda sağlayan besin grubu.

Fakat her besinde olduğu gibi kontrolsüz ve yanlış tüketimi sağlığın yanında zarar da verebilir.

Bitkiler temel olarak yararlı, zararlı ve orta düzeyde zararlı olarak 3 gruba ayrılıyor. Bizim aktarlardan ya da marketlerden aldığımız çoğu bitki çayı zararsız veya orta düzeyde zararlı grupta.

Aromaterapide veya hastalık tedavisinde kullanılan çoğu bitki tıbbi amaçla üretilen bitkilerken bizim çay amacıyla tercih ettiğimiz bitkiler çoğunlukla aktif içeriği az olan bitkiler. Bu nedenle tüketimi daha güvenilir. Fakat yine de aşırı bitki çayı tüketimi zamanla böbrek ve karaciğerde ciddi yan etkilere sebep olabilir.

Peki bu kadar seçenek arasında hangi bitki çaylarını tercih etmeliyiz?

Rezene, kimyon, adaçayı, ıhlamur, kuşburnu, papatya gibi bitkiler çoğumuzun aşina olduğu bitki çayları. Bu bitkiler genelde yan etkisi az, böbrek ve karaciğeri çok yormayan bitki grubu. Fakat her gün fazla miktarda tüketimi zarar verebileceği için gün içinde 1-2 fincanı geçmemek güvenilir olacaktır. Ayrıca hamilelerin, böbrek ve karaciğer rahatsızlığı olanların tüketmemesi daha güvenilir olacaktır.

Son dönemlerde tercih edilen uykuya destek olan sarı kantaron, kedi otu gibi bitki çaylarını tüketirken hekime danışılıp bilinçsizce tüketilmemesine dikkat edilmeli. Bu bitkiler özellikle ilaç kullananlarda ilaçlarla etkileşime gireceği için ilacın etkinliğini etkileyebilir.

Geçmiş dönemde özellikle kabızlık için kullanılan sinameki, barut ağacı gibi bitkiler üzerine yapılan çalışmalar bu bitkilerin bağırsak yapısına zarar verebileceğini gösterdiği için dikkatli kullanılması gereken bitkiler arasında yer alıyor. Benim tavsiyem bu bitkileri içeren çayların tercih edilmemesi yönünde.

Bitki çaylarında bitki seçenekleri dışında çayın hazırlanma şekli de son derece önemli. Biz bitkilerin uçucu yağlarından yararlanıyoruz aslında. Bu nedenle bitki çaylarını hazırlarken ağzı kapalı bir kapta demlenmesine dikkat edin.  Ayrıca ıhlamur, kuşburnu gibi gribal enfeksiyonlardan korunmaya destek olan bitki çaylarının demlendikten sonra hemen tüketilmesi gerekmekte. Diğer bitki çaylarının da etkin olması için demlendikten sonra 15-20 dakika içerisinde tüketilmesi etkinliği açısından ideal.

Bitki çaylarında paketleme yine dikkat edilmesi gereken faktörlerden. Açıkta satılan bitkilerde aflatoksin oluşum riski yüksek olduğu için paketlenmiş bitki çaylarını tercih edin. Aktar veya pazar gibi yerlerde açıkta satılan bitki çaylarını tercih etmeyin. Ayrıca sallama olarak satın aldığınız çayların da yine paketini keserek demlemeniz daha sağlıklı.  

Kış mevsiminde bağışıklığı güçlendirmek, kanserden korunmak ve gün içerisinde daha sakin olmak ve rahat uyumak için bitki çayları en büyük destekçimiz. Ayrıca açlık hissini azaltması açısından da son derece faydalı. Bu nedenle gün içerisinde 2 fincan bitki çayı tüketmeye özen gösterin.

Sağlıklı günler dilerim…

Ayrılık çok üzmüştü onu. Dişlerini sıkıyor, yumruklarını sıkıyordu. Uyuyup kalktığında yatakta kendini kasılmış bir şekilde buluyordu. Evde duvarlar üstüne üstüne geliyor, dışarı çıktığında ise koca gökyüzü ona basıyordu. Hali ve tavırları hiç iyi değildi. Arkadaşları ve çevresi her ne kadar ellerinden gelerek ona yardım etmeye, destek olmaya çalışsalar da hiçbir şey fayda etmiyordu.