Kasım ayı meclis toplantısında AK Parti Meclis Üyesi Hamit Canlı gündem dışı söz alarak, belediye bünyesinde bulunan hasta yataklarının ihtiyacı karşılamadığını ve hasta yatak sayısının arttırılması yönünde başkan Babaoğlu’na öneri sundu.

Meclis Üyesi Canlı, bu önerisini sunarken, kendisinin de yatalak hastasının olduğunu, hasta yatağı temini konusunda belediyeye müracaat ettiğini, fakat hasta yatağı temin edemediğini söyledi.

Meclis Üyesi Canlı, hasta yatağı konusunda kendisine Ortopedik Engelliler Eğitim Kültür ve Dayanışma Derneği Başkanı Murat Polat’ın yardımcı olduğunu, kendi hastası için hasta yatağını derneğin Hendek’teki deposundan aldıklarını, deponun küçük bir yer ve fiziki şartlarının kötü olduğunu söyleyerek, bu derneğe belediye bünyesinde bulunan yerlerden bir depo temin edebilir miyiz? Dedi.

Başkan Babaoğlu, Hendek’in nüfusu sürekli artış gösteriyor. Nüfus artışıyla birlikte hasta sayımızda artıyor. Bizde sürekli olarak stoklarımızı arttırıp yeniliyoruz. Belediye olarak her depo isteyen derneğe dükkan ya da depo verme şansımız yok. Öyle bir dükkan ya da depo stokumuz da yok. Dernek yöneticisi arkadaşlarımız bu faydayı sağlamak istiyorlarsa, bizim kendi ürünlerimizi koyduğumuz depo var. Kontrolü ve dağıtım şekli bizde olmak kaydıyla, onların göstereceği ihtiyaç sahiplerine teslim ederiz, dedi.

AK Partili Meclis Üyesi Canlı, sosyal belediyecilik adına bir noksanlığı, bir dernek örneği ile meclis gündemine taşıdı!

Başkan Babaoğlu da kısa ve öz konuşarak meclis üyesi Canlı’ya cevap verdi!

Başkan Babaoğlu konuşmasında Ortopedik Engelliler Eğitim Kültür ve Dayanışma Derneği Başkanı Murat Polat’a ortak çalışma teklif etti!

Başkan Babaoğlu’na dernek başkanı Polat’tan sosyal medya üzerinden cevap geldi!

Dernek Başkanı Polat: Ortopedik Engelliler Eğitim Kültür ve Dayanışma Derneği Hendek Temsilciliğinin bütçesi çok şükür depo tutacak seviyededir. Ancak yapılan hizmette belediyenin de elini taşın altına artık koyması lazım diye istenmiştir. Sanırım başkanın bu konuyu ciddiye almadığına şahit olduk. Şube başkanı olarak biz bu açığı kapatıyoruz, kapatmaya da devam edeceğiz. Hizmetimize belediye başkanın rızası için değil, Allah rızası için devam ediyoruz, diye sosyal medya hesabından yazdı.

Başkan Babaoğlu’nun meclis konuşmasıyla dernek başkanı Polat’ın bu açıklaması açıkgöz gazetecilere haber konusu oldu!

Açıkgöz gazeteciler adeta sinekten yağ çıkartarak, haberlerini yaptılar!

Her zamanki gibi araştırmadan, bilgi sahibi olmadan başkan Babaoğlu’na salladılar!

Bu haberler sonrası başkan Babaoğlu ile hasta yatağı meselesini görüştüm. Başkan Babaoğlu hasta yatağı teminiyle ilgili yıllık rakamları verdi.

Hasta yatağı temini yıllara göre rakamlar:

2015 yılı 23 yatak

2016 yılı 51 yatak

2017 yılı 55 yatak

2018 yılı 44 yatak

2019 yılı 109 yatak

2020 yılı Kasım ayı itibarıyla 98 yatak

Yıllara göre verilen hasta yatağı sayısını incelediğimizde başkan Babaoğlu’nun göreve geldikten sonra hasta yatağı temini sayısını 2.5 kat arttırdığını görüyoruz.

Açıklanan rakamlar hasta yatağı temini konusunda belediyenin son 2 yılda ciddi katkısının olduğunu ortaya koyuyor!

Hasta yatağının önemini yatalak hastası olanlar iyi bilirler!

Bende iyi bilirim!

35 yıl yatalak hasta olan abim vardı!

Annemin, kardeşlerimin ve benim neler hissettiğimizi bir Allah, bir de hastamız bilir…

Kendisini ailesine yük olarak gören Hastanızın üzüntüsünden ötürü gözünden akan yaşı silmek, kahreder sizi!!!

Bizim için yatalak hastalar cennetin anahtarıdır!

Onların mutluluğundan ötürü yüzlerindeki bir gülümseme ile mutlu oluyorduk!

Onların mutsuzluğu ise kahrederdi bizi!

Ağustos ayında kaybettim abimi!

Ben sadece abimi kaybetmedim, onunla birlikte cennetinde anahtarını kaybettim!!!

Dernek başkanının belediye ile kavga etmesi, derneğe zarar verir!

Bu kavgadan kötü niyetli insanlar faydalanır!

Belediye başkanı rızası ile Allah rızasını karşılaştırmak hoş bir düşünce değil!

Ben önceki dönem belediye başkanı İrfan Püsküllü’nün ve Turgut Babaoğlu’nun hasta yataklarını Allah rızası için dağıttığına inanıyorum!

İrfan Püsküllü, rahmetli yatalak abimin ettiği bir telefon ile yanına gelerek, onun sorunlarıyla ilgilenirdi!

İrfan Püsküllü bunu oy için mi yaptı?

Hayır! Allah rızası için yaptı!

Başkan Babaoğlu da her zaman bizi ve abimi arayarak bir sıkıntı olup olmadığını sormuştur!

Başkan Babaoğlu da mı bunu oy için yaptı?

Hayır! O da Allah rızası için yaptı!

Yatalak hastalara hizmet konusunda herkes sorumluluğunu bilmelidir!

Yapılan yardımları ve hizmetleri siyasi kavga malzemesi yapmaya çalışanlara, yatalak hastalarımız üzerinden şov yapanlara cehennemin anahtarı hayırlı olsun!

Onlara söyleyecek sözümüz yok!

Onları kendi ateşleriyle baş başa bırakmak doğru olur!!!

***** 

Körlerin fil tarifi hikayesini biliriz!

Bu hikaye çoğu zaman algı körlüğüne dikkat çekmek için anlatılır!

Önemli bir konuyu maksatlı bir şekilde çarptırarak, başka yerlere çekenlerin niyetlerini ortaya çıkarmak için bu hikaye anlatılır!

Bu hikaye, sırf kendini ön plana çıkarmak, topluma pazarlamak için birilerini gereksiz yere eleştirenlerin gerçek maksatlarını ifşa etmek için bu hikaye anlatır!

KÖRLERİN FİL TARİFİ…

Altı tane kör adamı bir filin yanına getirirler. Her birisini filin farklı bir yerine götürürler ve onlardan, elleriyle fili tutmalarını isterler.
Sonra da, tuttukları bu şeyin “neye benzediğini” tarif etmelerini söylerler.
Körlerden bir tanesi, filin kuyruğunu tutmuştur ve şöyle söyler:
Fil bir halata benziyor.
Bir diğeri, filin hortumunu tutmuştur ve şöyle söyler:
Fil, iri bir yılana benziyor.
Üçüncüsü, filin dişlerini tutmuştur ve şunları söyler:
Fil, bir mızrağa benziyor.
Dördüncü kör, filin gövdesini tutmuştur, o da şunu söyler:
Fil, bir duvara benziyor.
Beşinci kör, filin kulağını tutmuştur ve şöyle söyler:
Fil, büyük bir yelpazeye benziyor.
Altıncı kör ise, filin bacağını tutmuştur ve şunları söyler:
Fil, bir ağaca benziyor.
Herkes tuttuğu şeye ve bilgisine göre tarif eder ama hiç biri fil değildir.

Olayları sadece kendi algıladığı şeylere benzeterek tatlı su kurnazlığı ile anlatmanın toplumda hiçbir karşılığı yoktur!

Toplum, bu tür davranışlara asla pirim vermez…