Kim ne derse desin, ‘Uyuşturucu’ sorunu şu anda Türkiye’nin ilk üç sorunundan bir tanesidir. Tüm önleyici tedbirlere rağmen, her gün yakalanan, onlarca, yüzlerce torbacıya rağmen uyuşturucu illeti aldı başını gidiyor. Durmuyor, durdurulamıyor. Son zamanlarda en büyük uyuşturucu belasıysa bonzai oldu.

                                                      **

Zehirlerin birleştirilmesinden elde edilen yüksek zehirden oluşan bonzai, son derece ölümcül olmasına rağmen, gençler hatta yetişkinler tarafından kullanımı artarak sürüyor. Her gün gazetelerde, televizyonlarda bonzai içenlerin ölümlerini ve kahredici hallerini okuyoruz izliyoruz.

                                                      **

‘Önleyici tedbir’ denilen emniyet ve jandarmanın aldığı önleyici tedbirlere rağmen uyuşturucu kullanımı her geçen gün artıyorsa, kullanım yaşı nerdeyse ilkokullara kadar düşüyorsa, demek ki devlet bu konuda zayıf kalıyor, gereğini yapmıyor, ya da yapamıyor demektir. Uyuşturucuyu imal edenlerin, satanların ve kullananların suçu yok mu? Elbette var. Hem de dünyalar kadar.

                                                       **

Peki, uyuşturucu konusunda devletin suçu yok mu? Ona da ben cevap vereyim; ‘Evet var. Hem de dünyalar kadar’ Bir yerde bir kişi uyuşturucudan ölüyorsa, uyuşturucu etkisiyle kendisine veya başkalarına zarar veriyorsa, uyuşturucuyu kullanan o kişi kadar devlette, bu nokta da kendinde suç aramalıdır.

                                                      **

Uyuşturucu satanları, kullananları yakalamak demek ki yeterli gelmiyor. Daha derine inmek lazım. Örneğin, gençlerin ve yetişkinlerin bu zehri neden kullandıkları araştırılmalıdır. Devlet, vatandaşının ölümle sonuçlanacak bir alışkanlığa neden bulaştığını tüm sebepleriyle ortaya çıkarmalı, ondan sonra da o yönde hareket etmelidir.

                                                      ** 

‘Satana şu kadar, kullanana bu kadar ceza var’ sopasını göstermekten ziyade, bu suçun oluşmasının psikolojik ve sosyal nedenleri tüm ülkede enine boyuna didik didik edilmeden, önüne geçilemez gibi görünüyor. ‘İçerken yakaladım, cezaevine attım’ , ‘Satarken yakaladım, cezaevine attım’ Atıyorsun, atıyorsun ama bitmiyor. Aksine çoğalıyor. O zaman demek ki mücadele şeklin yanlış veya eksik.

                                                     **

Yazık. Gencecik çocuklar, gençler bu uyuşturucu belasının kollarında her gün can veriyor. Bu konuya çok daha ciddi bir şekilde eğilmenin zamanı geldi de geçiyor bence. İşin perde arkası incelenmeli. ‘Bir genç veya bir yetişkin neden uyuşturucu kullanır?’ sorusunun cevabı ne kadar sağlıklı bulunursa, sorunu çözmekte o kadar süratli olur.

                                                       **

Bugünkü anlayışı, bugünkü mücadele şekli devam ettiği sürece devlet, uyuşturucudan gelen her ölüm ve diğer olayların sorumlusudur. Ben bunu bilirim, bunu söylerim…