30 yıl önce adı Su İşleri Müdürlüğü olan ve daha sonraki yıllarda önce ADASU daha sonra SASKİ olan kurumu. Geriye dönük 1984'e kadar araştırdım. 1984-89 Erkal Etçioğlu dönemini. 1989-1994 Ünal Ozan dönemini. 1994-2009 Aziz Duran dönemini. Ve elbette. 2009'tan sonraki Zeki Toçoğlu dönemini.                                     Araştırmamın sebebine gelince. Ramazan'ın 6ncı veya 7nci günü belediye otobüsünde yolculuk yaparken, benim oturduğum koltuğun hemen önündeki koltukta oturan yaşlıca bir beyefendi ile yanında kendisi gibi yaşlı beyefendiyle yaptığı sohbet, beni bu araştırmaya adeta mecbur bıraktı.

                                                **

Gelelim o kısacık sohbete; Yaşlı beyefendi, ‘Hayır ola yolculuk nereye?' diye soran arkadaşına kaşlarını kaldırarak, birazda sert bir ifadeyle şu cevabı verdi, ‘Nereye olacak, su faturasını ödemeye. Birkaç faturayı denk getirip ödeyememiştim, bugün gelip suyu kesmişler' O an, bu sözleri dinleyen benim ve diğer yaşlı beyefendinin ağzı, şaşkınlıktan açık kalmıştı. Çünkü, bu sözleri dinleyen o beyefendi de tıpkı benim gibi sanırım Ramazan ayında borç yüzünden su kesilmesini ilk kez duyuyordu.

                                                  **

Yaşlı amca sert ve kızgın olarak konuşmasını sürdürdü; ‘Evde yaşlı var, hasta var, bebek denecek çocuk var. Ama belediye bunları dinlemiyor. Yolluyor kesim ekibini 120-130 lira borç için suyu kestiriyor. Üstelik Ramazan ayında. Bunu Müslüman Müslüman'a yapar mı? Geçsin bayram, ödemezsek o zaman kesecek misin, icraya mı vereceksin, ne yapacaksan yap. Birde bunlara, ‘Allah'ın suyundan para alınır mı?' dedikleri için oy vermiştim. Yazıklar olsun. Birinden borç buldum, gidip yatırıp, suyu açtıracağım..'

                                                 **

Böyle bir olaya şahit olur olmaz, hemen oturup SASKİ'ye sallamanın adaletli olmayacağını düşünüp söylediğim araştırmayı yaptım. Ve araştırmamın sonucunu aktarıyorum; 1984-1989 Erkal Etçioğlu dönemi; Borcu veya bir başka sebepten, bu dönem içinde hiçbir Ramazan ayında bir tek kişinin bile suyu kesilmemiş. 1989-1994 Ünal Ozan dönemi; Borcu veya bir başka sebepten, bu dönem içinde hiçbir Ramazan ayında bir tek kişinin bile suyu kesilmemiş. 1994-2009 Aziz Duran dönemi; Borcu veya bir başka sebepten, bu dönem içinde hiçbir Ramazan ayında bir tek kişinin bile suyu kesilmemiş. Resmi evraklarda bu üç başkanın döneminde bu yönde tek bir kayıt yok.

                                                      **

Gelelim 2009 sonrasına. Yani Zeki Toçoğlu dönemine. 2009: Resmi evraklarda, Ramazan ayı içinde bir tek abonenin suyunun kesildiği kaydı yok. 2010: Resmi evraklarda, Ramazan ayı içinde bir tek abonenin suyunun kesildiği kaydı yok. 2011: Resmi evraklarda, Ramazan ayı içinde bir tek abonenin suyunun kesildiği kaydı yok. 2012: Resmi evraklarda, Ramazan ayı içinde bir tek abonenin suyunun kesildiği kaydı yok.

                                                 **

Ve 2013 Ramazan ayı: SASKİ, 2013'ün Ramazan ayında insana saygıyı, yaşlıya saygıyı, hastaya saygıyı, çocuğa saygıyı defterden silmiş! Tarihte ilk kez bir Ramazan ayında 100-120 lira için sular kesiliyor. Ramazan'ın ilk gününden itibaren 15'e yakın kesim ekibine ayrı ayrı vermiş kesim yapılacak evlerin adreslerini borçluların sularını kestirmeye başlamış. Her kesim ekibi her gün ortalama 15 kesim yapıyor. 15 kesim ekibinin günlük susuz bıraktığı ev sayısı ortalama 225.

                                                   **

Ramazan ayı boyunca 6 bin evin suyu kesilmiş olacak. Bunlar resmi rakamlar. Aynı zamanda SASKİ'nin, insanlığı unuttuğunun da net bir fotoğrafı! SASKİ, 100-200 lira borç için bayram sonunu beklese kıyamet mi kopardı? En fazla borçların üzerine 40-50 lira daha binerdi o kadar. Bugüne kadar hangi düşüncede başkan geldiyse kesimler hep Ramazan Bayramı sonuna ötelenmiş. Toçoğlu döneminin ilk 4 Ramazan ayında da kesimler, Ramazan Bayramı sonuna ötelendi.  

                                                   **

Bu Ramazan ne oldu da, fakirin, fukaranın suları kesildi? SASKİ'nin paraya ihtiyacı, o insanların su ihtiyacına galip mi geldi yoksa?! Şunu da belirteyim; SASKİ'nin su kesimini taşeron firma yapıyor. Baştan söylüyorum. Bu konuda yapılacak açıklamada, sakın ha suç, bu firmaya atılmasın.  Zira patron önce Büyükşehir, sonrada SASKİ'dir. ‘Kesmeyeceksin' dersin iş biter. Demek ki, ‘meyeceksin' ekini koymamışsın! Belli ki, ‘KES' demişsin. kimse Allah'ın suyunu parasız istemiyor. Ama en azından Ramazan'da insan yerine konulmayı bekliyor. SASKİ istediği kadar yatırım yapsın. Tüm şehri barajlarla göletlerle doldursun nafile. Bu günahtan kimse yakasını kurtaramaz.

Bu yazı 5 Ağustos 2013’de yayınlandı.