Sakarya Ekonomi’nin yaptığımız ihracat ile ülke sıralamasında ilk 10 il içine girmesiyle övünen siyaseti de,Kamu’yu da anlarım. Ama, bu ihracat ile övünen Ticaret ve Sanayi Dünyamızı hiç anlayamam…

         Tek başına İhracat rakamlarıyla övünmek asla doğru değildir. Hatta bu sadece, ülkeyi yöneten iktidarların yapacağı halkın yanıltılması gibidir.

            P.Tesi günü Milliyet’te, Güngür Uras’ın,  İzmir Sanayi Odası’nın 2014 ihracat-ithalat rakamlarından yola çıkarak yaptığı nefis uyarılar vardı.

           İzmir’in 100 büyük firması 2014 yılında 7,5 milyar dolarlık ihracat yapmış. 2014 ithalat ise 11.8 milyar dolarmış!!! Fark, dış ticaret açığı 4.3 milyar dolar : -( Bu sadece İzmir’in 1 yıllık zararı. Hadi, kıyaslayın:

            Koca Yunanistan iflastan kurtulmak için bu haziran ayında sadece 1.7 milyar dolar borç ödemek zorunda! Satmamış; hep borçla alım yapmış; iflas kapıya dayanmış…Tek başına İzmir’in ihracat-ithalat açığı şimdi anlaşıldı mı ?

           Ben, “ Sakarya’nın ilk 6 ayda ihracatı şu kadar arttı. Bu yıl da ihracatta ülkenin ilk 10 ili içine girdik, övünmelerine gördük, anladık!

           Sakarya’yı ihracatta ilk 10 il içine sokan firmaları bana söyleyin! Oto- minibüs-kamyon-karavan-tır ve lastik sektörünü çıkarın! Bakın bakalım sıralamada neredeyiz?

            İhracat sektörleri pahada büyük ithal malzemelerle üretim yapıyorsa, O  ithalata bu ülkeden çıkan paralar da büyüktür. Hele, büyük ihracat yapan firmalar yabancı sermayeli ise; kazanılan paralar da benim sayılmaz!

           Hadi, Güney Koreli ROTEM’i anlatın? Son 4-5 yıl içinde ne kar ettiğini bilen var mı? Ne vergi ödediğini bilen? İthalata ödediği rakamı bilen?

          Kadıköy’de Marmaray’a bindim, 15 dk sonra Yenikapı’daydım; harika : -) Ama, vagonda kafamı kaldırınca, “ Bu vagon Adapazarı ROTEM fabrikalarında üretilmiştir!” gibi bir levha görünce irkildim…

             Adapazarı-H.Paşa treninde, “ Bu vagon Adapazarı Vagon Fabrikasında üretilmiştir!” onurunu yaşamışım. Çok küçük bir oranı ithal, ana üretim Yerli! Çelik yerli, deri yerli, ağaç yerli, EN ÖZELİ DE EMEK; ne varsa ülkemindi!

            Yerel Medya’da, “ İhracatta ilk 10 il içindeyiz!” manşetinde yer alanlar;  aynı gün ithalat rakamları ile ithalattaki yerimizi de açıklamalı! Her ay, 6 ayda bir, Sakarya’nın ithalat-ihracat açığını net olarak açıklansın, ayakta alkışlarım!

             Amacım, Sakarya Ekonomisi’nin gidişini en gerçekçi haliyle, halkın ve ekonominin tüm aktörlerinin önüne koydurmak! Trilyonluk bütçeli bir koltukta oturmuyorum! Orada kalmak ve daha da gelişmek için bir yaranma çabam yok!

             Sakarya, geleceğini zamanında ve doğru belirlesin bize O yeter!    

          

          

                   KEŞKE KIRKPINAR BELEDİYESİ ELİMİZDEN ALINMASAYDI : -(

           AK Parti’nin, 2008-2009 yıllarında Kırkpınar ve benzeri belediyeleri neden kapattığı ilk seçimde kabak gibi ortaya çıktı. Bugün görüyoruz, tüm belediyeleri ele geçirme harekatı Sakarya’da başarılmış! Siyaset sadece kendini düşünür!

            Ben de O günlerde, “ Eve lazım olan, camiye haramdır, diye bir söz vardır. Kırkpınar belediyesi kapanırsa, Kırkpınar biter. Çünkü, Sapanca Belediyesi önce kendi evine, yani kendi mahallelerine ve doğasına hizmet eder.

             Kırkpınar’a, ancak ev’den artan olursa verilir. Ne kadar bağırırsan bağır; Kırkpınar bir daha asla eski Kırkpınar olamaz!” diye yazıyordum.

             Aradan 7-8 yıl geçti. Ve, Kırkpınar asla eski Kırkpınar değil. İmar da taşlaştı, yürüyüş yolları da, oyun parkları da, dağ yamaçları da!

            Kırkpınar’a, Yanık’a kadar eski bir Büyükşehir otobüsü çalışırdı, bugün o bile yok! Yanık Deresi kenarına kadar gelen Kocaeli Büyükşehir’in en son model belediye otobüsünü görünce; ben utanırım! Aslında, kimler kimler utanmalı?

          Pazar günü yürüyüşe çıktım. Sırma Su’yu geçip, Kurtköy Deresi kenarından Göl’e doğru iniyorum.  Kurtköy Dere Projesi için trilyonlar harcandı! Kenarındaki harika piknik alanı 1,5-2 metre ot! Ve, taaa SAÜ Uygulama Oteli’ne kadar!

         Oradan, demiryolu kenarından yürüdüm. Orada tam bir Yüksek Hızlı Tren Faciası daha var! Demiryolu kenarında 2-3 Km asfalt yol vardı. YHT o asfalt yolu yok etti.

            Şimdi, tamamı toprak, çukur ve taşlarla dolu O yol, Kırkpınar girişinden Göl’e kadar giden ana caddeye çıkar…Son yıllarda O yol üzerinde bir dolu site yapıldı. Sakarya’ya hala 1 kuruş faydası olmayan YHT, orada ev alanları yıllarca evine gelemez hale soktu… AYIP VE KAYIP BİTMEDİ !

         Kırkpınar batısından, demiryolu kenarından, Natürel tesislerini geçin TEM kenarından Göl’e inen ana caddeye doğru çıkın…O yol kenarına dökülmüş inşaat molozları, çöpler, tuvalet klozetleri, yatak yorganları sizi utandırmazsa; ben utanmaya, yazdıklarımı yutmaya hazırım!

            Bir zamanlar uçakların inip kalktığı; müzikli Karavan Festivalleri’nin yapıldığı Havaalanı’na geçtim… Türkiye Kürek Şampiyonaları’nın yapıldığı O muhteşem doğa ve spor serveti de bakımsızlıktan yıkılıyor; otlar metre metre?

             Kırkpınar mahalle ! Bağlandığı belediye önce kendi evine bakar!

          Kırkpınar Merkez Futbol Sahası bildim bile halı gibi çimdi. Kaç yıldır bu ot ve çim işi artık eskisi gibi değil! Hayret, aylardır olmayan bir şey yapılmış; futbol sahasının çimleri nefis biçilmiş !

            Kırkpınarspor Yaz Okulları başlamış meğerse! Akşam üstü 6-10 yaş arası yüzlerce çocuğu ve ailelerini O nefis sahada görünce sevindim; teşekkürler!

              Ya, O reklam tabelalı kapanabilir bankları yol kenarlarına, daha garibi de Göl kenarına, acaba hangi deha düşündü? Göl kenarında; O eski, mütevazi, ahşap ve işlevli oturma yerleri yanında hiç olmamış! O Reklam Bankları için dökülen Beton zemin ise, tam da Günün Vizyonu olmuş!

              Keşke Kırkpınar Belediyesi yine bizim olsa! Yanlışını kapısına dikilip yüzüne bağırabilsek!.. Bizim belediyemiz bizi dinlemeye mecbur olurdu!