Referanduma sayılı günler kala kampanyaların agresifliği de artmaya başladı.

Önceki gün Hendek’te Hayır standına yapılan saldırı kabul edilemez, çirkin bir olaydır. Maalesef üst perdedeki gerginlik sokağa agresiflik olarak yansıyor. Bir grup kendini bilmezsin davranışları huzurumuzu kaçırmaya izin vermeyecektir. Saldırıyı gerçekleştirenlerin ivediyetle yakalanıp adalete teslim edilmesi ve gerekli cezayı alması gerekmektedir. Saldırı sonrası acil reaksiyon gösteren Sakarya Büyükşehir Belediye Başkan vekili Şenay Sakal da açıklamasında olayı kanayarak, bu olayın yapanların yanına kar kalmayacağını söyledi. “Demokrasinin vazgeçilmez unsurları olan siyasi partiler ve onların gençlik örgütlerinin siyasi çalışmaları vazgeçilmez haktır” diyen Sakal, açıklamasını şöyle sürdürdü; “İlçemizde süre gelen birlik, beraberlik ve huzur ortamı kıyamete kadar edeceğine inancım tamdır. İlçemizde vuku bulan münferit olayın sorumlularının adalete teslim edileceğine gönülden inanıyorum.”

Bu hafta Hendek’te sadece bu çirkin olay yaşanmadı.

Hafta içi Hendek’te çiftçilerle bir toplantı çerçevesinde buluşan Milletvekili Şaban Dişli, kürsüye çıkarak bir de konuşma yaptı. Konuşmasında Anayasa değişikliğini anlatan Dişli, hitabının sonunda da salonun kararını öğrenmek için “Kararınız ne olur?” diye sordu. Ancak salondan alışık olduğunun aksine Hayır cevabı yükseldi.

Bunun üzerine Dişli, şu kıymetli cevapla konuşmasını sonlandırıyor: Neyse, işi gerginliğe dökmeyelim. Kararınız ne olursa olsun, bu ülkenin menfaatine olsun.

İşte bütün kampanya boyunca görmek istediğimiz olgun yaklaşımlar bunlardı. Diğerinin görüşüne saygı duyarak, onu mat etmeye çalışmadan saygılı bir şekilde demokrasi kriterleriyle bu işi götürmek.

Herkesin bir görüşü olacak ve sandıktan da bir sonuç çıkacak elbette. Bizim için iyi olan olsun. Yoksa zaten ne sonuç çıkarsa çıksın Cumhurbaşkanı değişmeyecek.

***

SİNEM – Y İLE

Sakarya basınına ilk adımlarımı attığım yıllardan bu yana tanırım Siynem Özarfat’ı. Ablası, Esra da bir zamanlar Sakarya basının da emek vermiş, şimdilerde ulusalda oldukça başarılı bir ekonomi gazetecisidir.

Bugün pazar olduğu için, azıcık kendimizden – gazetemizden, bahsetmekte bir nahoşluk görmedim. Affınıza sığınarak!

Siynem Özarfat, bir süre önce yazarlar kadromuza katıldı. Pazartesi günleri yazdığı yazılarla bizlere farklı bir tat sunuyor. Yazılarını takip etmenizi tavsiye ederim.

İlk yazısında da bana selam çakmış. Bu ince jesti görmezden gelemezdim. Ben de -körler sağırlar birbirini ağırlar- yaklaşımıyla karşı jeste bulunayım.

Aramıza hoş geldin Siynem! Yazıyla kurulan serüvende yolun uzun olsun!

Siynem Özarfat, yıllardır turizm alanında çalışıyor. Ama bir zamanlar gazeteciliğin tozunu yutmuştu. İşte o dönemde benim yanımda stajyer muhabirlik yapıyordu. Çabuk öğrenen bir stajyerdi. Ama herhalde ben çok teşvik edici bir öğretici olmadığım için sonradan gazetecilikten vazgeçti. İyilik mi yaptım, kötülük mü bilemiyorum!

Ben onu hep “Sinem – Y ile” repliğiyle hatırlıyorum. Bir sabah gazetenin yazı işleri servisinde dolanan uzun boylu, ince bir kız fark ettim. Bu kim diye sordum müdürüme, yeni eleman Sinem dedi. Bugün seninle habere çıksın, dedi. Yapma, yanıma bu kadar uzun boylu bir kız verme, benim karizmamla oynama dedim. Dinletemedim!

Haberden dönerken birden fazla kendisine Sinem diye seslendim. Belli ki, gün içerisinde de hep öyle demişim. Artık sinirli bir vaziyette, yeter Sinem değil Siynem Siynem Y ile diye tepki gösterdi.

Tekrar hoş geldin Siynem!