Öğretmenlik; çağdaş uygarlık seviyesini yakalamaya çalıştığımız amaçlar içerisindeki en meşakkatli kademe. Her önüne gelenin atandığı bir meslek değil, bilakis özel eğitim gerektiren ve en önemlisi yürekten bu mesleğe gönül verecek kişilerin yapması icabeden bir vazifedir.

Günümüzde ise , hangi branştan mezun olursa olsun, bütün üniversite mezunlarının öğretmen olarak atandığını görmekteyiz. Sınıf öğretmeni olarak, sadece üniversitelerin bu bölümlerinden mezun olanların atanması icap etmez miydi?...

Kabul edilen gerçek ise; ilkokul öğretmeninin çocuğun yaşamında diğer kademelerdeki öğretmenlerden çok daha fazla bir etkiye sahip olmasıdır. Bu , konuyla ilgili akademik seviyede olan kişilerin açıklamasıyken; neden yukarıda belirttiğim yanlışlıklara meydan veriliyor anlamak mümkün değil. İlkokul öğretmeni, çocuk için çoğu zaman anne babasından bile daha önemli etkiye sahip olan yegâne kişidir. Çocuğun gözünde öğretmeni ne dese doğru, o ne yaparsa iyidir.

Çocukların yüreklerinde böylesi yüksek bir mertebeye ulaşacak kişilerin de yeterli eğitimleri almış olması gerekmez mi? Örnek davranışları ile çocuğun sağlıklı bir kişilik kazanmasında ne kadar etkili ise; olumsuz bir kişiliğe sahip olmasında da bir o kadar rolü olacaktır öğretmenin.

Hayatın içerisinde artık birer yetişkin olduğumuzda , nitelikli duruşumuzun temellerindeki önemli sayı taşlarını öğretmenlerimiz oluşturur. Okul öncesi (anasınıfı) ve ilkokul öğretmenlerinin, öğrencileri ile ilgili yapacakları hata veya hataların , çocukların ileriki yaşamlarında telafisi zor veya imkânsız sonuçlar doğurabileceğini söylemek, sanırım kabul edilir bir gerçektir.

Ağaç yaşken eğilir sözünü bütünleyen bir meslekse öğretmenlik, her meslekte olduğu gibi iyileri de vardır kötüleri de olacaktır , diyebilir miyiz?

Çocuklar için ilk önce bir yabancıyken, sonra onlara bir rehber , bir yol gösterici , bazen arkadaş , kimi zaman da dertleşebileceği kişi olan öğretmen; hayatımızda nasıl bir önem arzediyor?

Yine başöğretminimiz Mustafa Kemal Atatürk'ün sözüyle devam etmek istiyorum: "Öğretmenler, yeni nesil sizlerin eseri olacaktır."

"Öğretmen bir kandile benzer, kendini tüketerek başkalarına ışık verir." Kendini tüketmek, başka hangi meslekte bu denli açıkça ortaya konulabilir diye düşünmeden edemiyorum.

Bir eser olarak yetiştirdiği öğrencilerinin kişilik oluşumunda nasıl mühim bir yeri var öğretmenin. Atatürk' ün sözlerini , tavsiyelerini her konuda , özellikle eğitim ve öğretim konusunda da kendimize rehber, yol haritası edinebilsek millet olarak; bırakın çağdaş medeniyet seviyesini yakalamaya çalışmak çok çok üzerine çıkmayı zaten başarırız. Bu da; mesleğini seven, yeterli eğitimini almış, hoşgörülü ve bir o kadar disiplinli, iyi iletişim kurabilen, öğrencilerinin duygu ve düşüncelerini anlayabilen öğretmenlerle sağlanacak bir başarı olacaktır.

Bütün öğretmenlerimizin Öğretmenler Günü'nü kutlar, sevgiyle saygıyla şükranlarımı sunarım. Son olarak da "Öğretmen maaşı milletvekili maaşından az olmamalıdır" diyen başöğretmenimizin, bu dileğinin gerçekleşmesini canı gönülden temenni ederim.

Kendi öğrenim yaşamım ve çocuklarımın öğrenim yaşamındaki tanıdığım öğretmenlerin içerisinde, tüm hücreleriyle öğretmenlik yapan çok değerli insan Emine Aslı Uzunoğlu ; sizin gibi öğretmenlere ihtiyaç var bu ülkede. Emeğinize yüreğinize sağlık. İyi ki çocuklarımın karşısına çıktınız, iyi ki sizi tanıdık.